Beliren yetişkinlikte öznel iyi oluşun yordayıcıları olarak benlik kurgusu benlik saygısı ve sosyal destek


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BAHADIR ÖZCAN

Danışman: SELAHİDDİN ÖĞÜLMÜŞ

Özet:

Bu çalışmada öncelikli olarak beliren yetişkinlerin öznel iyi oluş düzeylerinin benlik saygısı, benlik kurgusu, aileden ve arkadaştan algılanan sosyal destek değişkenleri tarafından yordanması incelenmiştir. Ayrıca bu araştırmada beliren yetişkinlerin öznel iyi oluş düzeyi ve benlik kurgusu demografik değişkenlere göre karşılaştırılmıştır. Araştırmada cinsiyet, aile türü, eğitim görülen program ve sınıf, anne-baba eğitim düzeyi, aile geliri, kardeş sayısı ve yaşamın çoğunun geçirildiği yer gibi özellikler bağımsız değişken olarak ele alınmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda araştırmada 662 beliren yetişkine ulaşılmıştır. Katılımcılara demografik bilgi formu, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği, Öznel İyi Oluş Ölçeği ve Altılı Benlik Kurgusu Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmada çoklu hiyerarşik regresyon analizi sonucu elde edilen bulgular, benlik saygısı, toplulukçu dikey benlik kurgusu, kişisel benlik kurgusu, aileden ve arkadaştan algılanan sosyal destek değişkenlerinin öznel iyi oluşa ait varyansın %45'ini açıkladığını göstermektedir. Bağımsız değişkenlerden benlik saygısı öznel iyi oluşun en güçlü yordayıcısı olup bunu sırasıyla aileden algılanan sosyal destek, arkadaştan algılanan sosyal destek, kişisel benlik kurgusu ve toplulukçu dikey benlik kurgusu izlemektedir. İlişkisel dikey benlik, ilişkisel yatay benlik, toplulukçu yatay benlik ve insancıl benlik kurgusu değişkenleri ise öznel iyi oluşun anlamlı yordayıcıları olarak bulunmamıştır. Bu araştırmada öznel iyi oluş sadece aile gelirine, eğitim görülen programa ve sınıf düzeyine göre anlamlı farklılık gösterirken, cinsiyet, aile türü, anne-baba eğitim düzeyi, kardeş sayısı ve yaşamın çoğunun geçirildiği yer değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık göstermemektedir. Benlik kurgusuna ilişkin bulgularda ise beliren yetişkinlerin ilişkisel dikey benlik kurgusu cinsiyet, aile türü, öğrenim görülen program, sınıf düzeyi, anne öğrenim durumu, aile geliri ve yaşamın çoğunun geçirildiği yerleşim merkezi değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermektedir. İlişkisel yatay benlik kurgusu ise sadece öğrenim görülen programa göre anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir. Toplulukçu yatay benlik kurgusu cinsiyet, öğrenim görülen program, anne öğrenim durumu, kardeş sayısı ve aile gelirine göre anlamlı farklılık göstermektedir. Toplulukçu dikey benlik kurgusu ise, sınıf düzeyine ve yaşamın çoğunun geçirildiği yere göre anlamlı farklılık göstermektedir. Kişisel benlik kurgusu ise cinsiyet, aile türü, baba öğrenim durumu ve aile gelirine göre anlamlı farklılık göstermektedir. Son olarak insancıl benlik kurgusu ise aile türüne, sınıf düzeyine, kardeş sayısına ve yaşamın çoğunun geçirildiği yere göre göre anlamlı düzeyde farklılık göstermektedir. Bu araştırmada benlik saygısının, kişisel benlik kurgusunun, toplulukçu dikey benlik kurgusunun, aileden ve arkadaştan algılanan sosyal desteğin öznel iyi oluşun açıklanmasında etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, demografik değişkenlerin öznel iyi oluş üzerinde sınırlı etkiye sahip olduğu sonucu çıkarılmıştır. Benlik kurgusu ise demografik değişkenlere göre aynı kültür içerinde de farklılaştığı sonucuna varılmıştır. In this study whether self-construal, self-esteem and social support significantly predicting subjective well being or not had been examined. The study consisted of 662 university students in emerging adulthood. Demographic information form, Rosenberg Self-esteem Scale, Perceived Social Support Scale, Subjective Well-being Scale and Sixfold Self-construal Scale were applied to the emerging adults in order to collect the data. Results showed that self-esteem, perceived social support from family, and friends, personal self-construal and collective-vertical self-construal significantly predicted subjective well-being. These predictors explained 45% of total variance of subjective well-being. Predictor variables effecting on subjective well-being ordered from high to low were self-esteem, perceived social support from family, perceived social support from friends, personal self-construal and collective-vertical self-construal. On the contrary relational-vertical self-construal, relational-horizontal self-construal, collective-horizontal self-construal and self-construal with humanity did not significantly predict subjective well-being. Findings with demographic variables showed that subjective well-being was significantly different according to family income, grade level and studying programme, but subjective well being was not significantly different with respect to gender, type of family, father and mother's education, number of sibligs and location where the most of life lived. Findings with self-construals showed that relational-vertical self construal was significantly different according to gender, type of family, studying programme, grade level, mother's education level, family income and location where the most of life lived. Relational- horizontal self construal was significantly different with respect to studying programme. Moreover collective-horizontal self-construal was significantly different according to gender, studying programme, mother education's level, number of siblings and family income. Collective-vertical self-construal was significantly different with respect to grade level and location where the most of life lived. Personal self-construal was significantly different according to gender, type of family, father's education level and family income. Lastly self construal with humanity was significantly different with respect to type of family, grade level, number of siblings and location where the most of life lived. In conclusion, self esteem, perceived social support from family, and friends, personal self-construal and collective-vertical self-construal had predicting affect on subjective well-being. Althogh subjective well-being was limitedly changed according to demographic varibales, self-construal was significantly changed acording to demografic variables in Turkish culture.