Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi çağında büyümenin yoksullaştırıcı karakteri sorunu: Türkiye deneyimi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ŞEYDA ORUÇ

Danışman: AKIN USUPBEYLİ

Özet:

Küreselleşme sürecinin özünü oluşturan neoliberalizm döneminde dünya ekonomilerinde büyüme oranları belirgin biçimde yükseliş göstermiş ancak iktisadi anlamda başarı gibi görünen bu sürecin öteki yüzünü, toplumsal sınıflar arasında artan eşitsizlik, makroekonomik göstergeler arasında kopan bağlar, artan dış bağımlılık biçimleri, belirginleşen kırılganlık göstergeleri ve içsel dinamiklere tamamen yabancılaşan büyüme süreçleri oluşturmuştur. Kapitalist anlamda gerçekleşen büyümenin karakterinin ve büyümenin toplumsal çıktılarının irdelenmesi, çalışmamızın özünü oluşturmaktadır. Çalışmamızda, sermaye hareketlerinin serbestleştiği dönemde, ekonomik büyümenin kaynakları, bölüşüm ilişkileri ve dış ticaret kuramsal araçlarını kullanılarak dünya kapitalist sistemine çevre ekonomisi olarak eklemlenmiş olan Türkiye'nin büyüme öyküsü ele alınmıştır. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin izlediği birikim modellerinin dönüşümleri ve gelişimleri incelenmiş, yapısal uyum programları doğrultusunda ülkenin küresel pazarla bütünleştiği ihracatçı birikim modeline geçmesiyle, 1980'li yıllarda başlayıp 1989'da tamamlanan süreç, çalışmamız için temel köşe taşı olarak belirlenmiştir. Türkiye gibi ihracat yapmak için büyük ölçüde ithalata bağımlı olan bir ülkede büyümenin getirdiği sonuçların makroekonomik göstergeler ve bölüşüm ilişkileri bakımından olumsuz sonuçlar doğurduğu gerçeği, yoksullaştıran büyüme olgusunun ele alınmasına neden olmuş, 1983-1984, 1987-1988, 1993-1994, 1998-1999, 2000-2001, 2007-2008, 2011-2012, 2013-2014 ve 2017-2019 dönemlerinde yoksullaştıran büyümenin varlığı saptanmıştır. Türkiye ekonomisinde sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesiyle günümüze gelen kalıt, dış kaynaklara bağımlı ve yetersiz yurt içi tasarruf oranları altında kronik cari açıklarla var olan, bu açığı finanse edebilmek için sermaye girişlerine mahkum, sermaye birikimi oranı baskısı altında istikrarsız ve yapay bir büyümedir. Bölüşüm tarafında ise, hanehalklarının artan borçluluğu ve artan tüketim oranları ile istihdam yaratmadan sağlanan büyüme, sınıfsal ayrışmanın ve büyümenin karakterine bir kez daha işaret etmektedir. During the period of neoliberalism, which constitutes the core of the globalization process, growth rates in world economies have increased significantly, but the other side of this process, which seems to be economic success, consists of increasing inequality between social classes, broken links between macroeconomic indicators, forms of increasing external dependency, indicators of vulnerability and growth processes completely alienated from internal dynamics. The essence of our work is to examine the characteristic of the growth in the capitalist sense and the societal outputs of the growth. In our study, growth story of Turkey, which was integrated into the world capitalist system as a peripheral economy by using the sources of the economic growth, distribution relations and the theoretical tools of foreign in the period of liberalization of capital movements, is examined. In this context, transformation and development of Turkey's accumulation model is examined, this process, which started in 1980s with transition to export-oriented economy model of the global market integration in line with structural adjustment programs and was completed in 1989, in line has been identified as the cornerstone of our study. In a country that is largely dependent on importing in order to export such as Turkey, the fact that the consequences of growth have negative consequences in terms of macroeconomic indicators and distribution relations has led to the discussion of the phenomenon of immiserizing growth, and the existence of immiserizing growth has been observed in the periods of 1983-1984, 1987-1988, 1993-1994, 1998-1999, 2000-2001, 2007-2008, 2011-2012, 2013-2014 and 2017-2019. Liberalization of capital movements in Turkey's economy has resulted in an unstable and artificial growth dependent on external resources and under the pressure of the capital accumulation rate with chronic current account deficits under insufficient domestic savings rates doomed to capital inflows to finance this deficit. On the division side, the increasing indebtedness and consumption rates of households and jobless growth, point out to the characteristic of class segregation and the growth once again.