Din ve siyaset bağlamında tekfir


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MAAROOF AL HUSSEINI

Danışman: ŞABAN ALİ DÜZGÜN

Özet:

Günümüzde İslam coğrafyasını ve Müslüman halkları kuşatan tekfirci zihniyet, çatışmaların ve katliamların da ana sebebidir. Salt tarihsel bir mesele olmayıp, bugünün toplumlarını da etkileyen bir zihniyet olduğu için biz çalışmamızda tekfîr meselesinin ele alınmasının faydalı olacağını düşündük. Meselenin tarihsel kökleri olduğu için doğal olarak bu kökleri hem Harici fırkalar üzerinden hem de onlara reddiyeler yazan muhalif mezheplerin bakış açısından değerlendirmeye aldık.Kaosun hâkim olduğu Müslüman toplumlarda, dinsel olarak başa çıkılması gereken ilk doktrinin bu tekfir meselesi olduğu aşikârdır. Ortaya çıkan her yeni grubun yaptığı ilk şey, kendi grup karizmalarını yaratmak ve birliktelik ruhunu korumak için kendileri ve ötekileri arasında keskin bir ayrım yapmış olmalarıdır. Ayrılık ve farklılık siyaseten anlaşılabilir bir şeydir; ama bunu dini terminolojiye döküp, kendi gruplarının dışındaki Müslümanları kâfir ilan ettiklerinde Kur’an’ın uyardığı ‘çatışmayın, enerjiniz tükenir…” (Enfal 8: 46) uyarısının bu coğrafyalarda bütün açıklığıyla tezahür etmesi kaçınılmazdır.Otorite kurma ve liderlik arzusuyla hareket eden tekfirci gruplar İslam’ın kurucu değerleri olan adalet, toprakları zulümden arındırma gibi yüce hedeflerin çok uzağında kalmaktadırlar. İslam’ın koyduğu temel hedeflerin en uzağına düştükleri noktalardan biri de tezimizde ele aldığımız tekfir meselesidir. Zira bu mesele, bu grupların Müslümanlara karşı kullandıkları en tehlikeli psikolojik silaha dönüşmüş bulunmaktadır. Biz tezimizde, Kaide, Tekfir ve Hicret, Cihad, Daeş vb. adlar altında İslam dünyasında ortaya çıkan bu grupların hem hedefleri hem de bu hedeflere giden yolların meşruiyeti konusunda, Kur’an’ın ana doktriniyle ve Hz. Peygamber’in uygulamalarıyla bütünüyle çelişen bir durumda olduğunu göstermeye çalıştık.AbstractThe Kharijites thought represents a religious and a political phenomenon that dangerously affect Islamic societies. The Kharijites adopted certain jurisprudence depending on number of basic rules; the most dangerous of which is Takfeer of those who disagree with them. This study discusses the definition of Takfeer linguistically, and idiomatically, and the scission of Kharijites to different groups. Then the study investigates the effect of this thought on the newly appeared groups and organizations adopting Kharijite Takfeer thinking. Furthermore, the study also investigates the motives leading to forming such groups and their effects on the Islamic communities locally and internationally. The Islamic society has recently witnessed the emergence of organizations and groups adopting Kharijite Takfeer thinking. Motivated by the passion for leadership and the hope to be in authority, organizations and groups, in order to achieve their goals, have disguised behind glittering goals, such as achieving justice, liberation of land, fighting injustice and forcing colonists out. Therefore, they made full use of all means in order to reach authority. They even used the meanest methods of psychological terrorism including frightening those who disagree with them by judging them as disbelievers. This study showed that such groups and organization are spreading in the Islamic world countries under different names, including Al Qa'eda Regime, group of Al-Takfeer wa al-Hijra, group of Al-Jihad and many other groups. If we pay attention to those groups, we will find that charging the rulers and ruled with disbelief is a common practice among all of them making extremism terrorism and murder as their approach. Therefore, we feel sorry for the deviant thoughts adopted by such groups which contradict with the tolerant principles and teachings of Islam mentioned in the Holy Qur'an and the Tradition of the Prophet Muhammad (PBUH).