Adli kontrol


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MEHMET TEZCAN

Danışman: MUHARREM ÖZEN

Özet:

Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin sağlıklı yürümesini ve muhakeme sonunda verilecek kararın yerine getirilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Koruma tedbiri olarak tutuklama, kişiyi hürriyetinden yoksun bıraktığı için, koruma tedbirine başvurulmakla hedeflenen amacın elde edilmesinde en etkili olabilecek tedbir olarak nitelendirilebilir. Şüpheli veya sanığın devamlı el altında bulundurulması nedeniyle, örneğin kaçma ya da delilleri karartma tehlikesinin en aza indirgendiğinden ve hatta ortadan kaldırıldığından kuşku duyulmamaktadır. Ancak, başka hiçbir yöntem denemeden kişiyi tamamen hürriyetinden yoksun bırakmak, işin biraz kolayına kaçmak gibi gözükmektedir. Son yıllarda, özellikle insan haklarına saygı kuralı çerçevesinde, tutuklamanın istisna ve son çare haline getirilerek, ağır sonuçlarından kişinin korunması konusundaki çabaların giderek arttığı görülmektedir. Nitekim, Anayasa, temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasında; Ceza Muhakemesi Kanunu ise tutuklamaya başvurulmasında, açıkça ölçülülük ilkesini bir kriter olarak kabul etmeye başlamıştır. Söz konusu ilke, amaca ulaşmaya yarayan ve daha hafif sonuçlar doğuran alternatif bir tedbirin varlığı halinde, daha ağır olan tedbirin uygulanamamasını gerektirmektedir. Kuşkusuz, böyle bir karşılaştırmanın yapılabilmesi için aynı amaca ulaşmaya yarayan ve kişi hürriyetini farklı derecelerde sınırlayan tedbirlere ihtiyaç olacaktır. İşte, 2005 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununun 109'uncu maddesinde öngörülen ?Adli Kontrol? tedbiriyle, bahsedilen ihtiyaç giderilmeye çalışılmış ve bir yandan tutuklamadan beklenen aynı amacın kazanılması bir yandan da tutuklamanın ağır sonuçlarının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.Artık, ceza muhakemesinin sağlıklı yürümesinin ve muhakeme sonunda verilecek kararın infaz edilmesinin sağlanması ihtiyacının olduğu yerde, en azından bu amacın adli kontrol tedbiriyle giderilip giderilemeyeceğinin araştırılması ve buna rağmen tutuklama kararı verilecekse adli kontrolün hangi nedenlerle yetersiz kalacağının gerekçelerinin gösterilmesi gerekmektedir. Bu anlamda, sözü edilen amacın adli kontrolle giderilmesinin mümkün olduğu yerde, artık tutuklamadan önce adli kontrole başvurmak bir zorunluluk teşkil etmektedir. Tutuklamaya alternatif olması amacıyla dokuz adet yükümlülük öngörülmüştür. Bunlar arasında, yurtdışına çıkma yasağı, hakim tarafından belirlenen makamlara düzenli başvuru yapmak ve güvence miktarı yatırmak yükümlülükleri işlevsel açıdan öne çıkmaktadır.AbstractProtective measures aim to ensure the healthy proceeding of the criminal procedure and the execution of the sentence given at the end of the trial. As a protective measure, detention may be qualified as the most effective measure at attaining the object that is aimed by resorting to a measure because it causes deprivation of individual liberty. There is no doubt that detention, for example, diminishes the risk of absconding or the risk of darkening evidences to the lowest level and even eliminates them because suspect or accused are held by the state authorities continuously. But before resorting to any other method, getting an individual deprived of liberty completely by detention seems to choose the easy way to do. In recent years, especially in the framework of the rule of respect to human rights, it has been observed that efforts to protect individual from serious results of detention are increasing gradually through making detention an exclusion and last resort.Thus, Constitution, at the restriction of fundamental rights and freedoms; Criminal Procedure Code, at resorting to detention, start to consider expressly the principle of proportionality as a criterion. This principle requires that in case where a measure is enough to attain the object and causes less dramatic results, the more dramatic measure should not be applied. Naturally, in order to be able to make such comparison there need to be measures effective enough to obtain the object and restricting individual liberty at different levels. Therefore, the need stated above is tried to be fulfilled and at one hand attaining the same goal expected from detention and at the other hand eliminating the serious results of the detention are targeted by means of the ?Judicial Supervision? measure which is provided in the article 109 of the Criminal Procedure Code that came into force in 2005.By that, when the need of healthy conducting of criminal procedure and the need of enforcement of the decision held at the end of the trial exist, at least, it is necessary to inquire whether this goal can be achieved by the means of judicial supervision and despite this if the detention decision is to be held it is necessary to provide the grounds why the judicial supervision is not enough. With this view, when it is possible to achieve the goal mentioned through judicial supervision, it constitutes a necessity to recourse to judicial supervision before detention. Nine obligations are provided so as to be alternative to detention. Among these, prohibition on leaving the country, to appear periodically before the authorities appointed by the judge and lodging a security come forward functionally.