Reanimasyon ünitesinde yatan kritik hastalarda deliryum insidansı ve ekibin farkındalığı


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: KAMURAN KOÇYİĞİT

Danışman: MUSTAFA NECMETTİN ÜNAL

Özet:

Reanimasyon Ünitesinde Yatan Kritik Hastalarda Deliryum İnsidansı ve Ekibin FarkındalığıAraştırmamızın sonucunda deliryum gelişimini saptamak için kullanılan iki farklı yöntemin (CAM-ICU ve ICDSC) deliryum tanısında birbiri yerine kullanılabilecek düzeyde etkin olduğu saptandı.Araştırmamızda yoğun bakım hastalarının deliryum insidansının ikifarklı değerlendirme sistemiyle %68.3 ile %66.3 olduğu, deliryum gelişiminin erkeklerde kadınlardan daha fazla olduğu ve ilerleyen yaşın deliryuma girme olasılığını arttırdığı tespit edildi.Yoğun bakım ünitelerinde yapılan tedaviler (parenteral beslenme, mekanik ventilasyon, sıvı resüssitasyonu, albumin replasmanı, kan transfüzyonu, steroid kullanılması, mekanik venöz tromboembolizm proflaksisi, sedasyon uygulaması) ve diğer girişimsel tedavilerin (santral venöz kateterizasyon, invaziv arter kanülasyonu, nasogastrik sonda takılması, entübasyon ve entübasyon tüpü değişimi) deliryum olasılığını arttırması net olarak gösterilmiştir.Diğer taraftan sedasyon uygulamalarının yoğun bakım deliryumu gelişimini ciddi olarak arttırdığı da tespit edilmiştir. Yoğun bakım deliryumunun bu yüksek insidansına karşılık yoğun bakım ekibi tarafından tanınmasının nispeten düşük olduğu tespit edilmiştir.Tüm bu sonuçlar yoğun bakım deliryumunun tanısı ile ilgili eğitim uygulamalarının yaygınlaştırılması, sedasyon pratiğinin değiştirilmesi veya sonlandırılması, yoğun bakım ünitesine kabulün daha erken ve hastanede yatış süresini kısaltacak şekilde yapılmasının, yoğun bakım ünitelerinde yapılan tedavi ve uygulamaların başlanması ve sürdürülmesinde azami hassasiyet gösterilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.AbstractDelirium Incidence in Critical Intensive Care Unit Patients and Team AwarenessAs a result of our research, it is determined that two different methods (CAM-ICE and ICDSC) used for identifying delirium development are efficient enough to be used instead of each other in the diagnosis of delirium.In our research, it is determined that the delirium incidence of intensive care patients is 68.3% and 66.3% by two different evaluation methods, that delirium development is more in men than women, and that age progression increases the possibility of entering delirium.Treatments done in intensive care units (parenteral nutrition, mechanical ventilation, fluid resuscitation, albumin replacement, blood transfusion, using steroid, mechanical prophylaxis of venous thromboembolism, applying sedation) and other interventional treatments (central venous catheterization, invasive arterial cannulation, nasogastric catheter insertion, intubation, and intubation tube changes) are clearly shown to increase the possibility of delirium.On the other hand, it is also determined that sedation applications increase the development of intensive care delirium seriously. It is determined that, in this high incidence of intensive care delirium, the possibility of being identified by the intensive care team is relatively low.All of these results reveal that one should show maximum sensitivity in the dissemination of educational practices related to the diagnosis of intensive care delirirum, modification or termination of the practice of sedation, making the intensive care unit admission more early and in a way to shorten the duration of hospital stay, initiating and maintaining the treatments and applications in intensive care units.