KUR'AN PERSPEKTİFİNDEN POZİTİF YAKLAŞIM


Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Murat Yılmaz

Danışman: İDRİS ŞENGÜL

Özet:

İnsanın yaratılısındaki ana gaye Allah’ın tanınmasıdır. “Ma’rifetullah”, Allah’ın bu dünyada imkân verdigi ölçüde kullarının O’nu bilip tanıması demektir ki bu “muhabbetullah”ın da ilk sartıdır. Bu nedenle hakîkî bir Mü’minin en büyük bir hedefi kendisi ma’rifetullah’a ulastıktan sonra baska insanların Allah’ı tanımalarına mânî olan engelleri ortadan kaldırmak sûretiyle onların da “ma’rifetullah”a ulasmalarına yardımcı olmaktır. Ne var ki bu vazîfenin hakkıyla yapılabilmesi için tebligcinin sagduyusunun ayrı bir ehemmiyeti vardır. Hz. Mesih’in bir köpek lesini kastederek “ne güzel de disleri var.” demesi misâli, her zaman bardagın dolu tarafını görmek sagduyu sahibi olmanın önemli bir emaresidir. Sagduyu prensipleri mecmuasına kısaca “pozitif ya da olumlu yaklasım, olumlu düsünce” ya da “müspet hareket prensipleri” denilebilir. Ne var ki, Kur’ân’daki bu prensiplerin görülebilmesi için ona çok kapsamlı bir sekilde bakılması gerekmektedir. Bastan sona Kur’ân’ı Kerîm, müspet hareket prensipleri ile doludur. Kur’ân, devamlı surette hem aksiyonlarda hem de reaksiyonlarda son derece dikkatli olmayı ve hep müspet hareketler sergilemeyi öngörmektedir. Çok sathî olarak Kur’ân ele alındıgında ise, sanki Kur’ân müspet harekete mânî pek çok hususu içermekteymis gibi anlasılabilecektir. Aslen bu tez çalısmasında da yapılmak istenen, bu tür yanlıs anlamaların tashih edilmesi olmustur. Müspet hareketin geregi olan diyalog, hosgörü ve toleransın bütün peygamberlerin mesajlarında çok önemli bir yeri vardır ve bunlar günümüzün “medeniyetlerarası çatısma” tezinin karsısındaki “medeniyetler ve kültürler arası diyalog” antitezinin mîmarlarıdırlar. Bunlar, İslâm’ın sosyal hayatla ilgili öngördügü çogulculuk ve evrensel insan sevgisi gibi konularla birlikte günümüzde dünyanın içinde bulundugu kargasalardan kurtulabilmesi için “olumlu yaklasım ve müspet hareket” prensipleri adı altında önemli çözüm yolları göstermektedirler. Müspet hareket prensipleri, özetle Müslümanca bir durusun Müslümanların birbirleriyle ve aynı zamanda gayrimüslim muhataplarla olan iliskilerinde nasıl gösterilebilecegini ve bu sûretle de evrensel barısa Müslümanların nasıl katkı saglayabileceklerini anlatmaktadır. Bunun için Kur’ân’daki prensiplerin yanında Hz. Peygamber’in (s.a.s.) güzel ahlâkının da anlasılmasının ayrı bir ehemmiyeti vardır. 227 Çünkü bu prensipler, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) tarihte hiç kırılamamıs pek çok rekora imza atmasının arkasındaki, Allah’ın yardımından sonra, en önemli sebeplerdir. Kur’ânî ve nebevî oldugundan hiç süphe edilmemesi gereken müspet hareket prensiplerini insanlar tam kavrayamamaktadırlar. Bunun önemli bir sebebi de, İslam’da cihad ve savas gibi konularda yanlıs anlasılmakta olan bazı hususlardır. Bilgi eksikligi insanların kafalarının karısmasına neden olarak, sanki Kur’ân-ı Kerîm müspet hareketin zıddına emirler içermekteymis gibi anlasılabilmektedir. Oysa ki İslâm, savasta dahî müspet hareketi emretmektedir. Bununla birlikte cihad, uluslar arası câmiada pek çoklarının olusturdukları ya da olusturmaya çalıstıkları imajdaki gibi sadece “Müslümanların kutsal savası” degil, esâsen Allah rızâsının elde edilebilmesi için yapılabilecek her sey demektir.