Göç krizi ışığında Dublin sistemi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: NERİMAN BOZCA

Danışman: İLKE GÖÇMEN

Özet:

1980'li yıllardan bu yana Avrupa'ya giderek artan göç ve iltica olgusu Avrupalı devletlerin bu alanda politikalar geliştirmesine etki etmiştir. Son yirmi yılda Orta Doğu, Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine doğru göçte artış gözlemlenmiştir. Ekonomik bunalımlar, savaşlar ve iç karışıklıklar yahut iklim değişikliğine bağlı olarak Avrupa'ya gerçekleşen göç ve iltica hareketi Avrupa'yı bugün tümüyle etkilemektedir. AB üye devletleri ilk olarak uzun müzakereler sonucunda hükümetler arası seviyede Dublin Konvansiyonu'nu imzalamışlardır. Ardından beklenmedik yoğun göç akınlarına karşı Birlik düzeyinde hareket ederek üye devletlere düşen sorumlulukların paylaştırılmasını amaçlayan düzenlemeleri, Dublin II ve III Tüzüklerini, hayata geçirmiştir. AB kabul ettiği düzenlemeler ile Avrupa'ya göç akınlarının üye devletler arasında adil bir şekilde paylaştırılmasını hedeflemektedir. Bunu vize ve sığınma politika araçlarıyla yerine getirmektedir. Schengen müktesebatıyla vize sorunu, tez konum olan Dublin sistemi ve iltica politikasının diğer araçlarıyla ise göç ve sığınma sorunu düzenlenmeye çalışılmıştır. Ancak insani anlamda farklı bir boyuta ulaşan göç krizi nedeniyle Dublin sisteminin reformu konusunda güncel tartışmalar sürmektedir. Bu sıra dışı gelişmeler, Avrupa devletlerini göç ve iltica politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorlamaktadır. Tezin ilk bölümünde Dublin Konvansiyonu'nun imzalanmasına ihtiyaç duyulan koşullar, Konvansiyon'un ana hatları ve göç krizi öncesinde hukuki meseleler; ardından Dublin II Tüzüğü'ne evrilen süreç, bu düzenlemenin ana hatları ile önemli görülen ABAD ve AİHM kararları incelenmiştir. İkinci bölümde ise Dublin III Tüzüğü'ne giden yolda hukuki ve maddi arka plan, sistemin ana hatları ve göç krizi ışığında hukuki meseleler ele alınmıştır. AB'nin kurucu prensiplerinden olan karşılıklı güven ilkesinin ve sığınmacıların geri-gönderilmemesi ilkelerinin uygulanması temelinde adil bir dengeye ulaşma çabası Avrupa'nın Yüksek Mahkemeleri'nin yargı kararlarına yansımıştır. Bir taraftan üye devletlerin dayanışma ve maddi külfetler dâhil sorumlulukların paylaşımına yaklaşımları, diğer taraftan göç krizinin insan hakları boyutunda yaşanan zorluklar ele alınmıştır. Ayrıca, AB'nin göç krizine yönelik aldığı önlemler ve geliştirdiği mekanizmalara yönelik eleştiriler ve sistemin reformuna ilişkin önerilerin önemli maddelerine dikkat çekilmiştir. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği hukuku, Avrupa Birliği'nde göç ve iltica, Dublin sistemi, Göç krizi The rising migration and asylum phenomenon to Europe since the 1980s has influenced European member states and urged them to develop policies in this area accordingly. In the last two decades, there has been an increase in migration from Middle Eastern, African, Asian and Latin American countries to territory of the European Union (EU). This movement to Europe, a result of economic depressions, wars and internal turmoils or climate change, affects Europe in her entirety today. First and foremost, after long negotiations, the EU member states signed the Dublin Convention at the intergovernmental level. Subsequently, the EU acted against the unexpected migrant influx at the Union level, and implemented regulations, Dublin II and III Regulations, aimed at allocating responsibilities between the EU member states. The EU targets to distribute immigration flow to Europe fairly among states, with the regulations it has adopted. The Union applies this through visa and asylum policy instruments. The EU attempted to regulate the visa issue with the Schengen acquis, and the issue of migration and asylum with the Dublin system, the theme of thesis, and other instruments of asylum policy. However, due to the migration crisis that has reached a disaster status at a humanitarian level, current discussions regarding the reform of the Dublin system are escalating. These extraordinary developments force European states to reconsider their immigration and asylum policies. In the first part of the thesis, the conditions for signing the Dublin Convention which evolved into the Dublin II Regulation, the main features of the Convention and legal issues before the migration crisis, the main features of the Dublin II Regulation and the CJEU and ECHR decisions which are deemed important are examined. In the second part, the legal and substantial background on the road to the Dublin III Regulation, the main features of the system and the legal issues in the light of the migration crisis are discussed. The effort to attain a fair balance on the basis of application of mutual trust principle, which is one of the founding principles of the EU, and non-refoulement of asylum seekers, is reflected in the Europe's Supreme Courts' judicial decisions. On one hand, the approaches of the member states to solidarity and sharing of responsibilities including financial burdens, and on the other hand, the challenges experienced in the human rights aspect of migration crisis are analysed. In addition, the criticisms of the measures and mechanisms developed by the EU aiming at addressing the migration crisis and the prominent articles of the proposals for system reform are underlined. Key words: European Union law, Immigration and asylum in the European Union, Dublin system, Migration crisis