Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2020
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Bilge Filiz
Danışman: CAN UMUT ÇİNER
Özet:2000'li yıllarda güvencesiz bir sosyal yaşam şekline maruz kalan bireylerin bu sisteme karşı eşitlik temelinde sosyal adalet talebi Avrupa'da çeşitli protestolarla göze çarpmaya başlamıştır. Neoliberalizm; yeni bir özne, neoliberal birey, yaratarak sürdürülebilirliğini sağladığı düşünülürken ortaya çıkmaya başlayan sosyal adalet talebini detaylarıyla incelemek amacıyla bu tez çalışması yürütülmüştür. Bu çalışma, neoliberal politika araçlarından biri olarak kabul edilen aktif sosyal politikalara katılan bireylerle ideal yaşam algılarını ortaya koyan sosyal adalet algılarına ilişkin nitel bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Neoliberal dönüşümde etkili olan uluslararası aktörlerden Avrupa Birliği'ne odaklanarak AB tarafından teşvik edilen aktif sosyal politikalara katılan bireylerin bu politikalara ve sosyal adalet kavramına ilişkin algılarına neoliberal fikirler nasıl ve ne ölçüde işlemiştir? sorusu üzerinden analizler gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada AB'nin süreçteki etkisini ortaya koymak için olabildiğince benzer sistemler tasarımı kullanılmış ve AB'ye aday ülke Türkiye ve üye ülke İspanya araştırmaya dahil edilmiştir. Türkiye'den Ankara ve Gaziantep; İspanya'dan Madrid Özerk Bölgesi ve Bask Bölgesi'nde Kasım 2017- Kasım 2018 tarihleri arasında yarı yapılandırılmış mülakatlar (toplam 78 görüşme) gerçekleştirilmiştir. Bu tez çalışmasında temel iki sonuca ulaşılmıştır. Avrupa Birliği'nin neoliberal dönüşüm kapsamında yasal, kavramsal ve finansal destek sağladığı görülmüş; aktif sosyal politikaların kurumsallaşmasında iki ülkede de meşrulaştırıcı aktör olarak yer aldığı tespit edilmiştir. İkinci olarak, AB'nin üye ve aday ülkelerde önerdiği rekabet eden ve çıkarı etrafında hareket eden bireylerden oluşan ideal toplum modelinin ve liberteryan sosyal adalet yaklaşımının alandaki hâkim görüş olduğu tespit edilmiştir. Fakat, mülakat yapılan kişilerin çoğunluğunun, liberteryan anlayışın parçası olan minimal devleti kabul etmediği tespit edilmiştir. Buna ek olarak, sistemdeki artan eşitsizlik ve adaletsizliklere, sömürüye varan ekonomik baskılara bireyler sessiz kalmamış; sert bir şekilde eleştirmiştir. Bazı bireyler kurumsallaşmış tahakkümün ve baskının ortadan kalkması olarak algıladıkları sosyal adalet talebiyle mevcut sistemi eleştirmektedir. Bu eleştiriler neoliberal sistemi değişmeye zorlayabilir. Bugün itibariyle değişimin yönü net olmamakla beraber devletin temin etmesi beklenen sosyal adalet talebi alanda açıkça görülmektedir.