Medeni Usul Hukukunda yargı ve cebri icra bağışıklığı


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: FURKAN ULUGÜN

Danışman: EMEL HANAĞASI

Özet:

Bir egemen ile vatandaş farklı kavramlardır. Bunlar arasındaki fark, kendilerine karşı açılmış bir davada görülebilir. Normal bir vatandaştan farklı olarak yabancı devlete karşı mahalli mahkemelerde dava açılması her zaman mümkün değildir. Bunun nedeni de yabancı devletin sahip olduğu yargı bağışıklığıdır. Bu yargı bağışıklığı sadece acta iure imperii nitelikli işlemler için söz konusudur. Bunun dışındaki işlemler için yabancı devlete mahalli mahkemelerde dava açılması mümkündür. Yabancı devlet sadece imperium'unu kullandığı işlemler için yargı bağışıklığından yararlanır. Yabancı devlet imperium'unu kullanmıyorsa, yargı bağışıklığından yararlanması da mümkün değildir. Yargı bağışıklığı usuli bir engel olarak düzenlendiği için dava ve icra aşamalarında çeşitli yansımaları vardır. Bu tezde de bu yansımaların neler olabileceği incelenmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur. İşlenen bir diğer konu devlet temsilcilerinin yargı bağışıklığıdır. Devlet temsilcileri de bir başka devlette yargı bağışıklığından yararlanırlar. Bu bağlamda, devlet başkanları, hükümet başkanları ve dışişleri bakanları devletin yargı bağışıklığından daha geniş olan rationae personae yargı bağışıklığından yararlanır. Böylece bu kişilerin tüm işlemleri yargı bağışıklığından yararlanabilir. Bu doğrultuda diplomatlar ve konsoloslar da yargı bağışıklığından faydalanır. Devletlerin arasındaki ilişkilerden diplomatlar sorumlu olduğu için onların yargı bağışıklığı neredeyse mutlaktır. Onlara karşı dava açılması sadece Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 31. maddesinde sayılan istisnalarda mümkündür. Konsoloslar, devlet ilişkilerinde görev almazlar, onlar daha çok ticari işlerde ve gönderen devlet vatandaşlarının, kabul eden devlette korunmaları konularında görev alırlar. Buna paralel olarak, onların yargı bağışıklığı görevlerinin ifası sırasındaki işlemlerle sınırlıdır. A sovereign and a subject are different things. The difference between them could be seen in adjudicative process. Contrary to a normal citizen, it is not always an opinion for municipal courts to adjudicate against a foreign state. Its reason is foreign state immunity. Foreign state immunity contains only acts qualified as acta iure imperii. Other acts of foreign state could be adjudicated easily in municipal courts. A state enjoys immunity by virtue of its imperium. If there is not an act deprived from state's imperium, state could not enjoy immunity. As state immunity is a procedural bar, it has many reflections in adjudicative process and in executive process. These reflections are analyzed in this thesis and some suggestions are offered. This thesis also concerns with immunity of state's representatives. They also enjoy immunity in another state. Head of state, head of the government and the minister of foreign affairs enjoy rationae personae immunity which is wider than state immunity. Immunity covers all acts of these people. Accordingly, diplomats and consuls enjoy immunity in receving state. As diplomats are responsible for relationship between states, they have nearly absolute immunity. They could be brought before courts only in exceptions enumarated in Vienna Convention on Diplomatic Relations Article 31. Consuls are not responsible for relationship between states, they are interested in trade relationships and try to protect citizens of his/her sending state in receiving state. Therefore consular immunity contains acts performed in their functions.