Laparoskopik tümör cerrahisinde port sayısının tümör büymesi üzerine etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: EBRU ESEN

Danışman: AYHAN BÜLENT ERKEK

Özet:

Laparoskopik cerrahi sayesinde erken iyileşme, hastanede kısa yatış süresi ve normal aktivitelere daha hızlı dönme, daha iyi kozmetik sonuç, daha çok hasta memnuniyeti ve hastanın yeni prosedürlere olan güveninin artması sağlanmaktadır. Laparoskopik cerrahi kolelitiyazis, gastroözefageal reflü, herni gibi çeşitli benign hastalıkların tedavisinde kullanılmasının yanı sıra başta kolorektal karsinom olmak üzere çeşitli kanserlerin tedavisinde de kullanılmaktadır. Tümörlü organizmalarda yapılan açık ve laparoskopik cerrahi girişimleri arasında, organizmanın bağışıklık sisteminin laparoskopik cerrahi sonrası daha az baskılandığı, bu nedenle ameliyat sonrasında kalan tümör hücrelerinin daha yavaş büyüdüğüne inanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı laparoskopik ve açık cerrahinin tümör büyümesi ve aktivitesi üzerine olan etkilerini araştırmaktır. Çalışmada 30 adet, 5- 6 haftalık BALB/ C soyuna ait dişi fare kullanıldı. Deneylerde kullanılacak olan CT-26 tümör hücreleri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı' nda içinde 2 mmol/L L- glutamin, %10 fetal calf serumu, 150 U/ml penisilin, 150 mg/ml streptomisin ve 0.25 µg/ml amfoterisin B bulunan Roswell Park Memorial Institute (RPMI) 1640 çözeltisinde tek tabakalı plastik doku kültürü kaplarında çoğaltıldı. Deney öncesi hücreler bir kere yıkandı, tripsinize (%2.5) edildi, 1x107 hücre/ml olacak şekilde daha önceden bahsedilen kültür solüsyonu içinde çözelti haline getirildi. Hücrelerin canlılığı hayvanlara enjekte edilmeden önce " tripan mavisi hariç tutma testi" yapılarak değerlendirildi. Bu yöntemle canlılığın her zaman %95' i fazlasıyla geçtiği görüldü. Deney hayvanlarının dorsal ciltaltına 2.5x107 tümör hücre suşları enjekte edildi. Her biri 10' ar hayvan bulunduran 3 adet grup oluşturuldu. 1. grup; kontrol grubu, 2. grup; açık cerrahi modeli, 3. grup; 3 port laparoskopi modeli olarak belirlendi. 1. gruba anestezi verilmesini takiben hiçbir işlem yapılmadı. 2. gruba anestezi verilmesini takiben 3 cm laparotomi yapılarak 20 dakika beklendi, cilt ve faysa monofilaman sütürlerle devamlı olarak kapatıldı. 3. gruba anestezi verilmesini takiben abdomene yerleştirilen 18- gauge iğne yardımıyla CO2 pnömoperiton oluşturuldu ve hemen ardından 2 adet daha 18- gauge iğne yerleştirildi, 15 dakika boyunca insüflatör yardımıyla 2- 4 mmHg intrabdominal basınç sağlandı, 15. dakikada orta delikten 5 mm kesi yapıldı, 5 dakika beklendikten sonra cilt ve faysa monofilaman sütürlerle devamlı olarak kapatıldı. 14. günde tümör nodülleri tüm gruplarda gözle görülür olarak büyüdü. Tümör kısa ve uzun çapları verniyeli kumpas ile milimetrik olarak ölçüldü. 15. günde hayvanların hepsine anestezi altında kuyruk venlerinden 0.2 mCu FDG verilerek PET çekildi. 15. günde hayvanlar sakrifiye edilerek tümörleri en- block olarak çıkartıldı ve hassas cep terazisi kullanılarak tartıldı. Çalışmanın istatistiksel analizi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı' nda yapıldı. Tümör ağırlıkları açısından 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Laparoskopi ve laparotomi grupları arasında tümör uzun ve kısa çapları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı, iki grubun çapları da kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı daha uzundu. Laparoskopi ve laparotomi grupları arasında SUVmax değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı, iki grubun SUVmax değerleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı daha yüksekti. Sonuç olarak laparotomi ve laparoskopi grupları arasında tümör büyüklüğü, ağırlığı, SUVmax değerleri açısından fark bulunmadı. İlerleyen dönemlerde daha geniş gruplarla ve daha çok parametre kullanılarak deney yapılması daha net ve güvenilir sonuçlar sağlayacaktır. Abstract Laparoscopic surgery provides benefits to patients, including faster recovery, shorter hospital stay, and prompt return to normal activities, better cosmesis, greater patient satisfaction, and result in greater demand for new procedures. Laparoscopic surgery is using for some benign diseases? treatment like; cholelitiasis, gastroeosophageal reflux, hernia as well as it is using for some cancers? tretment like; colorectal carsinoma. Between laparoscopic and open surgery for tumoral organisms, after laparoscopic surgery immune system of organism supresses lesser, for this reason, by some, it is believed that after surgery the remaining tumor cells grow more slowly. The aim of this study is to investigate the effects of laparoscopic and open surgery to tumor growth and activity. Five- to six- weeks- old female, thirty, BALB/C mice were used fort his study. CT- 26 tumor cells were prepared at Ankara University Medicine Faculty Microbiology Department. Tumor is grown as a monolayer in plastic tissue culture flasks in RPMI (Roswell Park Memorial Institute) 1640 medium supplemented with 2mmol/L of L- glutamine, %10 fetal calf serum, 150 U/ml of penicilin, 150 mg/ml of streptomycin, and 0.25 µg/ml of amphotericin B. Before the experiment, cells were washed once, trypsinized (%2.5), and then resuspended in the aformentioned culture media at a final concentration of 1x 107 cells/ml. Viability of cells was verified using the trypan blue exclusion test before injection of the cell suspension into the study animals. Within this method, viability always exceeded 95%. 2.5x107 tumor cells were inoculated intradermally in the dorsal skin of mice. The mice were randomised in three groups, every group included ten animals. Groups defined as, 1. group; control group, 2. group; open surgery model, 3. group; three port laparoscopy model. After administration of anestesia to 1. group, no operation was made. After administration of anesthesia to 2. group, 3cm laparotomy was made and waited for 20 minutes then skin and fascia closed by monoflament continue sutures. After administration of anesthesia to 3. group, 18 gauge needle inserted to abdomen and CO2 pneumoperitoneum was created, then 2 more 18 gauge needles were inserted. For 15 minutes a pressure of 2 to 4 mmHg was maintained. At fifteenth minute 5 mm mini insicion was made, wait for 5 minutes and then skin and fascia closed by monoflament continue sutures. At fourteenth day visible tumor nodules grew up. Long and short tumor diameters milimetrically measured by vernier caliper. At fifteenth day, under anesthesia, 0.2 mCi FDG was given to all animals tail vein and PET was taken. Same day all animals were sacrifised and tumors en- block resected and weighed by using precision pocket scale. There was no staticallay significant difference for 3 group?s tumor weights. There was no statically significant difference in tumor long and short diameters for laparoscopic and laparotomy groups. Diameters of the two groups were statistically significantly longer than the control group. There was no statically significant difference in SUVmax values for laparoscopic and laparotomy groups. SUVmax values of the two groups were statistically significantly higher than the control group. In coclusion, there was no significant difference for SUVmax values, weight and tumor size between laparoscopy and laparotomy groups. In later periods, with larger groups and more parameters, experiments will provide clearer and more reliable results.