Ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan iki fissür örtücünün in-vivo, in-vitro ve in-situ koşullarda değerlendirilmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MURAT ÇETİNKAYA

Danışman: FİRDEVS TULGA ÖZ

Özet:

Çalışmamızda ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan rezin içerikli ClinproTMSealant ve Teethmate F-1 fissür örtücülerin genel klinik başarılarının yanı sıra tutuculuk, kenar renklenmesi, kenar bütünlüğü ve çürük oluşumlarının in-vivo koşullarda; mikrosızıntılarının, mikrobağlanma dayanımlarının ve diş yüzeyi ile örtücü arasındaki adaptasyonlarının in- vitro koşullarda; ozon tedavisinin, ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan ClinproTMSealant ve Teethmate F-1 fissür örtücülerin başlangıç çürük lezyonlarında remineralizasyona olan etkilerinin in-situ koşullarda değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamız, ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan fissür örtücülerin klinik başarısının değerlendirilmesi amacıyla yaşları 9-12 arasında değişen 166 hasta üzerinde gerçekleştirilmiş ve 3 farklı grup oluşturulmuştur. Grup-1'de 52 hasta üzerinde toplam 104 adet rastgele seçilen alt daimi birinci büyük azı dişine ClinproTMSealant ve Teethmate F-1 uygulanırken; Grup-2'de 56 hasta üzerinde toplam 112 adet rastgele seçilen alt daimi birinci büyük azı dişine ClinproTMSealant ve ozon tedavisinden sonra ClinproTMSealant; Grup-3'te ise 58 hasta üzerinde toplam 116 adet rastgele seçilen alt daimi birinci büyük azı dişine Teethmate F-1 ve ozon tedavisi sonrasında Teethmate F-1 uygulanmıştır. Tedaviden sonra 3., 6., 12. ve 18. aylarda, genel başarı, tutuculuk, kenar bütünlüğü, kenar renklenmesi ile oklüzal yüzeylerdeki çürük gelişimi üzerine etkileri modifiye USPHS kriterleri esas alınarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızın in-vitro bölümünde, ClinproTMSealant ve Teethmate F-1 mikrosızıntı ve mikrogerilim bağlanma dayanımlarının ve diş yüzeyi ile örtücü arasındaki mikroboşlukların değerlendirilmesi amacıyla gömülü, kök gelişimi tamamlanmış toplam 120 adet üçüncü büyük azı dişi kullanılmıştır. Fissür örtücülerin mikrosızıntısı `boya sızıntısı test yöntemi' ile mineye bağlanma kuvveti `mikrogerilim bağlanma dayanım testi' ile diş yüzeyi ve örtücü arasındaki adaptasyon ise `SEM analizi' ile değerlendirilmiştir. Çalışmamızın in-situ bölümünde, ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan ClinproTMSealant ve Teethmate F-1 fissür örtücülerin, mine dokusundaki mikrosertliğe olan etkisinin değerlendirilmesi amacıyla genel sağlık durumu iyi, sistemik ya da lokal etkili ilaç kullanmayan ve uyarılmamış tükürük akış hızı değeri ?0,25 ml/dk olan 10 katılımcı üzerinde alt hareketli yer tutucular kullanılarak gerçekleştirilmiştir. ClinproTMSelanat (Grup-1) ve Teethmate F-1 (Grup-2) fissür örtücülerin kullanıldığı 2 ana grup oluşturulmuş, bu gruplar 40 günlük 2 periyotta aynı katılımcı üzerinde değerlendirilmiştir. Her bir grup 6 alt gruba ayrılmıştır. Her grup için 1 diş olmak üzere toplam 20 gömülü insan 3. büyük azı dişi kullanılmıştır. Belirlenen alt gruplara 1 dişten elde edilen 6 oklüzal yüzey örneği rastgele dağıtılarak ilk örneğe herhangi bir işlem yapılmadan başlangıç mikrosertlik değeri elde edilmiştir. Diğer örnekler demineralize edilmiştir. Demineralize edilen örneklerden birine mikrosertlik ölçümü yapılmış ve diğer örneklere ise sırasıyla; ozon tedavisi, fissür örtücü, ozon tedavisinden sonra fissür örtücü uygulanarak yer tutuculara gömülmüştür. Her iki grup için aynı katılımcıda 40 gün sonunda yer tutuculardan oklüzal yüzey örnekleri çıkartılarak fissür taban ve yan duvarlarından toplam 3 ölçüm alınarak ortalama mikrosertlik değeri belirlenmiştir. Çalışmamızda Grup-1(ClinproTMSealant/Teethmate F-1)'e dahil edilen fissür örtücülerin genel başarısı 3., 6., 12. ve 18. aylarda değerlendirildiğinde; ClinproTMSealant'ın Teethmate F-1'e göre tüm gözlem periyotlarında başarısının daha yüksek olduğu ve aradaki farkın 18. ayda istatistiksel olarak anlam kazandığı saptanmıştır (p<0,05). Grup-2(ClinproTMSealant/Ozon tedavisi sonrasında uygulanan ClinproTMSealant) ve Grup-3 (Teethmate F-1/ Ozon tedavisi sonrasında uygulanan Teethmate F-1)'de yapılan değerlendirmeler sonucunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmamakla birlikte ozon tedavisi uygulanan gruplarda genel başarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p>0,05). Grup-1'e ait fissür örtücülerin tutuculuk ve kenar bütünlüğü değerlendirildiğinde; ClinproTMSealant'ın Teethmate F-1'e göre daha başarılı olduğu ve bu farkın 18. ayda istatistiksel olarak anlam kazandığı tespit edilirken (p<0,05); kenar renklenmesi açısından tüm gözlem periyotlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Grup-2 ve Grup-3'e ait fissür örtücülerin tutuculuk, kenar bütünlüğü ve kenar renklenmesi değerlendirildiğinde; ozon tedavisi uygulanan ve uygulanmayan fissür örtücüler arasında tüm gözlem periyotlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir (p>0,05). Fissür örtücülerin oklüzal yüzeylerde yeni çürük lezyonu gelişimi üzerine etkileri değerlendirildiğinde; Grup-1'de ClinproTMSealant grubunda 1 dişte, Teethmate F-1 grubunda 2 dişte; Grup-2'de ClinproTMSealant grubunda 1 dişte; Grup-3'te ise Teethmate F-1 grubunda 2 dişte mine düzeyinde çürük gelişimi saptanmıştır fakat ozon tedavisi uygulanan dişlerin hiçbirisinde çürük gelişimiyle karşılaşılmamıştır. İn-vitro mikrosızıntı çalışmamızda; Teethmate F-1'in mikrosızıntı değerlerinin ClinproTMSealant'a göre istatistiksel anlamda daha yüksek olduğu tespit edilirken; ozon tedavisinin mikrosızıntıyı azaltsa da istatistiksel anlamda etkilemediği saptanmıştır (p>0,05). İn-vitro mikrogerilim bağlanma dayanımlarının değerlendirilmesi sonucunda; Teethmate F-1'in ClinproTMSealant'a göre bağlanma dayanımının istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük olduğu tespit edilirken (p<0,05); ozon tedavisinin mikrogerilim bağlanma dayanımını artırsa da istatistiksel olarak etkilemediği saptanmıştır (p>0,05). Fissür örtücülerin diş yüzeyinden kopma tiplerinin değerlendirilmesi sonucunda; tüm gruplarda çoğunlukla adeziv tipte kopma gözlendiği bulgulanmıştır. SEM analizlerinin değerlendirilmesi sonucunda; Teethmate F-1 ve ClinproTMSealant gruplarına ait 1'er dişte fissür örtücülerin fissürlerin ½'sine adaptasyonu; diğer örneklerde ise tam adaptasyonu tespit edilmiştir. Ozon uygulanan fissür örtücülerde ise tüm örneklerde fissür örtücülerin fissürlere tam adaptasyonu saptanmıştır. Çalışmamızın in-situ bölümünde; fissür örtücülerin ve ozon tedavisi sonrasında uygulanan fissür örtücülerin mikrosertliği istatistiksel olarak anlamlı derecede arttırdığı saptanmıştır (p<0,05). Ayrıca ozon tedavisi sonrasında uygulanan fissür örtücülerin mine yüzeyinde neden olduğu mikrosertlikteki değişim sadece fissür örtücü uygulanan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). ClinproTMSealant'ın Teethmate F-1'e oranla in-vivo ve in-vitro koşullarda daha başarılı sonuçlar verdiği tespit edilmiştir. Ozon tedavisinin in-vivo ve in-vitro koşullarda istatistiksel olarak anlamlı olmasada başarıyı sayısal olarak arttırması, in-situ koşullarda ozon tedavisi sonrasında uygulanan fissür örtücülerin mikrosertliği istatistiksel olarak anlamlı düzeyde arttırması bulgularımızın yanısıra kanıtlanmış antimikrobiyal etkinliği ve başlangıç çürük lezyonları üzerinde remineralizasyonu sağlaması nedenleriyle klinik koşullarda fissür örtücü uygulanmasından önce ozon tedavisinin güvenle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.AbstractThe aim of our study was to evaluate clinical achievements of ClinproTMSealant and Teethmate F-1 fissure sealants with resin content and with or without ozone treatment, as well as retention, marginal discoloration, marginal adaptation and caries formation under in-vivo conditions; micro-leakages, micro-bond strengths and adaptations between the tooth surface and sealant under in-vitro conditions; impacts of ozone treatment on remineralization in initial caries lesions of ClinproTMSealant and Teethmate F-1 fissure sealants with or without ozone treatment under in-situ conditions. Our study was carried out on 166 patients between 9 and 12 years of age and 3 different groups were formed in order to evaluate clinical achievements of fissure sealants with or without ozone treatment. ClinproTMSealant and Teethmate F-1 were applied on a total of 104 first lower permanent molar teeth which were randomly selected from 52 patients in Group 1; ClinproTMSealant following the ozone treatment and ClinproTMSealant on 112 first lower permanent molar teeth which were randomly selected from 56 patients in Group 2; Teethmate F-1 following the ozone treatment and Teethmate F-1 on 116 first lower permanent molar teeth which were randomly selected from 58 patients in Group 3. Based on the modified USPHS criteria and following the treatment, on the 3rd, 6th, 12th and 18th months, the impacts on general achievement, retention, marginal fit, marginal discoloration and caries formation on occlusal surfaces were evaluated. A total of 120 impacted third molar tooth with complete root development were utilized in order to evaluate the ClinproTMSealant and Teethmate F-1 micro-leakage and micro-tension bond strengths and micro-porosities between the tooth surface and sealant in the in-vitro part of our study. The micro-leakage of fissure sealants was evaluated by the ?dye leakage test method,? the enamel bond strength by the ?micro-tension bond strength test,? and the adaptation between the tooth surface and sealant by the ?SEM analysis.? In order to evaluate the impacts of ClinproTMSealant and Teethmate F-1 fissure sealants with or without ozone treatment on the micro-hardness of enamel, the in-situ part of our study was carried out by using lower-movement space maintainers on 10 patients with generally good health who are not on any medication with systemic or local effects and whose non-stimulated salivary flow velocity is ?0.25 ml/min. 2 main groups were established, and ClinproTMSelanat (Group-1) and Teethmate F-1 (Group-2) fissure sealants were used in these groups, which were evaluated on the same participant in 2 periods consisting of 40 days. Each group was divided into 6 sub-groups. A total of 20 impacted human 3rd molar teeth, namely, one teeth for each group were used. 6 occlusal surface samples from one tooth were distributed into designated sub-groups without applying any procedure on the first sample and thus the initial micro-hardness value was obtained. Other samples were demineralized. The micro-hardness measurement was performed on one of demineralized samples, whereas ozone treatment, fissure sealant and post-ozone treatment fissure sealant were respectively applied on other samples and embedded into space maintainers. The occlusal surface samples were taken from space maintainers on the same participant for the two groups at the end of 40 days, a total of 3 measurements were made on the fissure floor and side walls and thus the average micro-hardness value was determined. In our study, as a result of the evaluation on general achievement of fissure sealants involved into Group-1 (ClinproTMSealant/Teethmate F-1) on the 3rd, 6th, 12th and 18th months; it was determined that ClinproTMSealant is more successful than Teethmate F-1 in all observation periods and that the difference has gained statistical significance in the 18th month (p<0.05). As a result of evaluations on Group-2 (ClinproTMSealant which is applied following the ClinproTMSealant/Ozone treatment) and Group-3 (Teethmate F-1 which is applied following the Teethmate F-1/Ozone treatment), there was no statistically significant difference, whereas the groups on which ozone treatment was applied were generally more successful (p>0.05). As part of evaluations on the retention and marginal adaptation of fissure sealants belonging to Group 1; it was determined that ClinproTMSealant is more successful than Teethmate F-1 and that the difference has gained statistical significance in the 18th month (p<0.05); whereas no statistically significant difference was determined in terms of marginal discoloration in any observation period (p>0.05). Considering the impacts of fissure sealants on new caries formations on occlusal surfaces; the caries formation was determined on the enamel level on 1 teeth in the ClinproTMSealant group and 2 tooth in the Teethmate F-1 in Group-1; 1 teeth in the ClinproTMSealant group in Group-2; and 2 tooth in the Teethmate F-1 in Group-3, but no caries formation was found on any tooth on which ozone treatment has been applied. As part of our in-vitro micro-leakage study; it was found out that micro-leakage values of Teethmate F-1 were statistically higher than those of ClinproTMSealant and that even if the ozone treatment has decreased the micro-leakage, it had no statistical impact (p>0.05). As a result of in-vitro micro-tension bond strength evaluations, it was found out that the bond strength of Teethmate F-1 was statistically lower than that of ClinproTMSealant (p<0.05); and that even if the ozone treatment has decreased the micro-tension bond strength, it had no statistical impact (p>0.05). As a result of failure types of fissure sealants from the teeth surface; it was found out that an adhesive type of failure was observed in all groups. As a result of evaluations on SEM analyses; fissure sealants adaptation into ½ fissures on 1 teeth belonging to Teethmate F-1 and ClinproTMSealant groups; and full adaptation in other samples were determined. A full fissure sealant adaptation into fissure was determined in all samples in terms of fissure sealants on which ozone was applied. As a result of the in-situ part of our study; it was found out that fissure sealants, as well as the fissure sealants on which ozone treatment was applied have statistically significantly increased the micro-hardness (p<0.05). Furthermore, it was found out that the change in micro-hardness on the enamel surface caused by fissure sealants which were applied following the ozone treatment is statistically significantly higher, compared to the group on which only fissure sealant was applied (p<0,05). It was determined that the ClinproTMSealant yielded more successful results than the Teethmate F-1 under in-vivo and in-vitro conditions. As a conclusion, ozone treatment could be used safely prior to applying the fissure sealant application under clinical conditions due to the increase in digital success caused by the ozone treatment without any statistical significance, the statistically significant increase in micro-hardness by fissure sealants which were applied following the ozone treatment under in-situ conditions, as well as the provision of proved antimicrobial efficiency and the remineralization on initial caries formation besides our findings.