Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: HATİCE BETÜL TURGANALI
Danışman: MAHMUT AY
Özet:İslam düşünce geleneğinde ayrı bir yeri olan ve ‘ilk akılcılar’ olarak adlandırılan Mu’tezile, kelamî problemlerin yorumlanmasında akli bakış açısını öncelemeleri ve bu sebeple İslam filozoflarından daha önce aklın, varlığın yorumlanmasındaki etkinlik ve geçerliliğini öne sürmeleri ile bir fırka, ekol yahut mezhep olmakla değil, sistematik bir düşünce yapısının temsilcisi olmakla ön plana çıkmaktadır. Dinin temel ilkelerini aklî temeller üzerinden yorumlamaları ve bu bağlamda oluşturmuş oldukları reddiye literatürü ile Mu’tezilî düşünce, İslam düşünce geleneğindeki görüş farklılıklarının odak noktasında yer almakla tarih içerisinde hem kendi aralarında bölünmelere hem de diğer kelamî düşüncelerin eleştirilerine maruz kalmıştır. Mu’tezile’nin ortaya koymuş olduğu farklı görüşler arasında yer alan ve ilk kez onlar tarafından ortaya atılan bir teori olarak tezin temel konusunu teşkil eden aslah teorisi, çalışma içerisinde Ehl-i Adl’in nuru olarak nitelenen ve halis Mu’tezile’nin son büyük mütekellimi olan İbnü’l Melâhimî el-Hârizmî’deki yeri ve yorumu ile konu edilmekte olup, İbnü’l-Melâhimî’nin aslah teorisini hangi kavramlar etrafında incelediği ve bunlardan hareketle nasıl yorumladığı esas olarak problem edilmektedir. Nitekim İbnü’l Melâhimî el-Hârizmî’nin, Mu’tezilî düşünce geleneği içerisindeki tarihi yeri dolayısıyla kendinden önceki birçok Mu’tezilî âlimin görüşüne toplu olarak bakabilme imkanına sahip olması ve bu bağlamda aslah teorisi hakkındaki kapsayıcı yorumları kelam literatürü açısından önem arz etmektedir. Yaratıcı olarak Allah’ın, kulları için ‘en iyi olan’ı yaratan olmasını bir vücûbiyet olarak ele alan aslah teorisi, İslam’ın inanç esaslarıyla ilgili birçok kelamî tartışmaya da temel teşkil etmektedir. İlk defa Mu’tezile tarafından ortaya atılmış olan bu argüman, 163 Mu’tezile’nin adalet ilkesi üzerine inşa edilmiş ve ilahi fiillere yüklediği vücûbiyetten ötürü vücûb ‘alellah kavramının üzerinde yükselmiştir. Allah’ı tüm kötülük ve çirkinliklerden tenzih etme hassasiyeti, Mu’tezile’yi Allah’ın yarattığı her şeyin iyi ve faydalı olduğu sonucuna götüren temel sebeptir ki, Mu’tezile’nin teşekkül sürecinden yıkılışına dek ele aldığı tüm kelamî konuların arka planında da bu hassasiyetin yer aldığı müşahede edilmektedir. Mu’tezilî bir âlim olarak İbnü’l Melâhimî’nin de aslah teorisini tenzih hassasiyeti ile ele aldığı görülmektedir. Bu sebepten ötürü araştırma, İbnü’l Melâhimî’nin aslah teorisini hangi kavramlar etrafında incelediğini ve bunlardan hareketle nasıl yorumladığını açıklamaya çalışmaktadır. Mu'tazila, whom has a special place in the tradition of Islamic thought and are called the 'first rationalists', are in the forefront not because they prioritize the reason in the interpretation of theological problems and therefore put forward the effectiveness and validity of the mind in the interpretation of the existence before the Islamic philosophers, but rather they stand out as the representative of a systematic mindset. With their interpretation of the basic principles of religion on rational foundations and the rebuttal literature they have created in this context, Mu'tazilian thought has been at the focal point of the differences of opinion in the Islamic thought tradition, and has been subjected to both divisions among themselves and criticism of other theological ideas throughout history. The theory of Aslah, which is among the different views put forward by Mu'tazila for the first time and constitutes the main subject of the thesis as a theory, is the subject of its place and interpretation in, whom described as the light of the Ehl-i Adl in the study theologian and is the last of the pure Mu'tazila, Ibnu'l Malâhimî al-Hârizmî, its problematic in which concepts Ibnu'l Malâhimî examine the theory of Aslah and how he interprets it based on these. Thus, the fact that Ibnu'l Malâhimî al-Hârizmî has the opportunity to look collectively at the views of many Mu'tazilî scholars before him due to his historical place in the Mu'tazilî tradition of thought and in this context, his comprehensive comments on the theory of Aslah, are important in terms of Kelam literature. The theory of Aslah, which considers Allah as the creator to be the creator of the "best" for mankind, constitutes the basis for many theological debates on the principles of belief in Islam. This argument, which was first put forward by Mu'tazila, is built on the principle of justice of Mu'tazila and rises above on the concept of vucûb ‘alellah due to the necessity (vucûbiyet) it imposes on divine acts. The sensitivity to deviate Allah from all evil and ugliness is the main reason that leads Mu'tazila to the conclusion that everything Allah has created is good and beneficial, which is also the reason that this sensitivity can be observed in the background of all theological issues that Mu'tazila dealt with from their formation process to their destruction. It is seen that Ibnu'l Malâhimî, as a Mu'tazilî scholar, also handles the theory of Aslah with the sensitivity of beyond. For this reason, the research tries to explain the concepts around which Ibnu’l Malâhimî studied the theory of Aslah and how he interpreted it based on these.