Renal transplant alıcılarında arteriyel sertliği etkileyen faktörler


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SERPİL ERGÜLÜ EŞMEN

Danışman: KENAN KEVEN

Özet:

Renal transplantasyon sonrasında en önemli ölüm nedeni halen kardiyovasküler hastalıklardır. Bunda böbrek nakli öncesinde gelişen geri dönüşsüz vasküler değişiklikler ve ko-morbid hastalıklar önemli rol oynar. Son yıllarda renal transplantasyon sonrasında arteriyel sertlikte gözlenen değişiklikleri belirleyen faktörler incelendiğinde donor özelliklerinin önemi ileri sürülmektedir. Biz bu çalışmamızda RTx sonrasında arteriyel sertlikte gözlenen değişiklikleri alıcı özellikleri olduğu kadar donor renal arter histolojisi, donor arteriyel sertlik ve diğer demografik özelliklerle ilişkilendirmeyi amaçladık. Bu çalışmaya Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde canlıdan böbrek nakli yapılan Nefroloji Bili Dalı Poliklinik takibinde olan hastalar alındı. Hastalara nakil öncesi ve nakilden sonra arteriyel sertlik ölçümleri nabız dalga hızı (NDH) ile yapıldı. Hastaların tümüne 3'lü immünsupresyon uygulanmaktaydı. Çalışmadan; diyalize dönen hastalar, takipte kaybolan hastalar, çalışmaya katılmak istemeyen hastalar, serum kreatinin düzeyi 2.0 mg/dl üzerinde olan hastalar çıkarıldı. Alıcıların ve vericilerin demografik özellikleri yanı sıra arteriyel sertlik ve verici renal arter örneklerinden intima-media kalınlıkları ölçüldü. Toplam 47 (33E, 14K) canlı vericili RTx hastası analize alındı. Hastaların diyaliz süreleri ortalama 22±24 ay olup post-transplant takip süreleri ortalama 18,5±5,7 ay idi. Tüm olguların RTx öncesinde ortalama NDH 8.1±1.4 m/sn iken, RTx sonrasında 7.5±2.0 m/sn olarak ölçümlendi (p=0.014). Hastalar NDH azalan ve (30 hasta) ve azalmayan olarak (17 hasta) 2 gruba ayrıldığında; alıcı yaş, cinsiyet, serum kalsiyum, P, CRP, PTH, lipid düzeyleri, kan basınçları, 6. ve 12. ay glomerüler filtrasyon oranları arasında anlamlı farklılık saptanmadı. NDH düşmeyen olgularda alıcı vücut kitle indeksi (25±6 kg/ m2 ve 22±3 kg/m2, p=0.039) daha yüksekti. Verici yaş, cinsiyet, renal arter intima-media kalınlığı, Franingham risk skoru, ve NDH yine her iki grupta anlamlı farklılık göstermiyordu. Hastalarımız arasında 16 olguya preemptif böbrek nakli yapılmış olup bu hastalar değerlendirildiğinde nakil öncesi NDH ölçümleri diyaliz uygulanmış olan gruptan anlamlı olarak daha düşük idi (7.5±1.1 m/sn ve 8.3±1.5 m/sn, p=0.049). Sonuç olarak renal transplantasyon sonrasında NDH'da düşme gözlenirken bu tüm olguları kapsamamaktadır. Donör kaynaklı faktörlerin bu olayda belirgin bir rol oynadığı mevcut çalışma ile desteklenmemiştir. Ek olarak preemptif böbrek nakil alıcılarında bazal NDH düzeyi diyaliz uygulanmakta olan alıcılardan daha düşük olarak saptanmıştır. AbstractCardiovascular mortality and morbidity remains to be the most common cause of death after kidney transplantation. It might be related with permanent vascular dysfunction and co-morbid diesases during the end stage renal disease period. However, there is a growing evidence that donor associated factors can also be an important risk factors for recipients. In this study, we aimed to evaluate arterial stiffness in living related kidney transplant recipients before and after transplantation. Moreover, we aimed to assess whether donor related factors including arterial stiffness and renal arterial intima-media thickness may have a role in change of arterial stiffness in recipients. We enrolled 47 living related kidney recipients and pulse wave velocity (PWV) was determined before and after transplantation. The patients; reluctant to study, failed allograft, serum creatinine >2.0 mg/dl were excluded. All patients were on triple immunosuppressive treatment. Donor renal arterial biopsy was taken during the operation and it was evaluated by pathology. PWV was also determined for donors. 47 (33M, 14F) patients were completed the study. Mean dialysis duration were 22±24 months and post-transplantation follow up were 18,5±5,7 months. Before RTx, the mean PWV 8.1±1.4 m/sec and it was 7.5±2.0 m/sec after the transplantation (p=0.014). The patients were divided into two groups including PWV decreasing (30 patients) or not decreasing (17 patients). Recipient age, gender, serum calcium, phosporus, CRP, PTH, lipids, blood pressures, 6 and 12. months glomerular filtration rate were not significantly different in both groups. In patients with PWV decreasing, recipient body mass index were (25±6 kg/ m2 and 22±3 kg/ m2, p=0.039) higher. Donor age, gender, renal artery intima-media thickness, Framingham risk score, and PWV were not different in both groups. In our group, 16 patients were preemptive kidney recipients and their PWV were lower than those dialysis group. (7.5±1.1 m/sec ve 8.3±1.5 m/sec, p=0.049). In conclusion, arterial stiffness does not decrease in all kidney recipients. Donor related factors seems not to have an impact on arterial stiffness in recipients. In additon, basal PWV is lower in preemptive kidney allograft recipients than those patients on dialysis.