Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Teknolojisi Bölümü, Türkiye
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Meryem KOÇAŞ
Danışman: Tansel Çomoğlu
Özet:
Özet
Şiddetli akut
solunum sendromu koronavirüs 2'nin (SARS-CoV-2) neden olduğu pandemik
koronavirüs hastalığı (COVID-19), önemli morbidite ve mortalite ile dünya
çapında hızla yayılmıştır. COVID-19 hastalığı; asemptomatik, hafif grip
benzeri semptomlar sergileme, ağır hasta olma ve sonuçta ölüm gibi çeşitli
klinik belirtilerle seyretmektedir. İleri yaş ve komorbiditelere ek olarak,
COVID-19 hastalarında daha yüksek seviyelerde D-dimer ve C-reaktif protein
(CRP) ve daha düşük lenfosit ve eozinofil seviyeleri ve sitokin fırtınası
hastalık şiddeti ile ilişkilendirilmektedir. Virüs yükü, COVID-19
hastalarında patolojik çeşitliliğin altında yatan ana belirleyici etken olup COVID-19
hastalarının prognozunu iyileştirmek için etkili bir antiviral tedavi gerekmektedir.
Spesifik anti-SARS-CoV-2 ajanlarının yokluğunda, COVID-19 hastalarında virüsü
kontrol altına almak için antiviral potansiyeli olan çeşitli ilaçlar
kullanılmaktadır [1].
İvermektin 1975 yılında keşfedilmiş
ve 1980'lerin başında ticarileştirilerek insanlarda antiparaziter (intestinal strongyloidiasis ve
onchocerciasis tedavisinde) etkisiyle ve nadir görülen tropikal hastalıkların
tedavisinde, ayrıca veteriner tedavide de antiparaziter olarak kullanımı FDA
tarafından onaylanmıştır. Caly ve ark., tarafından yapılan araştırmada ivermektinin
in vitro olarak şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs 2 (SARS-CoV-2)
replikasyonunun güçlü bir inhibitörü olduğunun bildirilmesiyle, güvenli ve ucuz olması yönü de dikkate alınarak COVID-19
tedavisinde kullanılması açısından büyük ilgi toplamış ve koronavirüs tedavisi
için birçok çalışmanın konusu olmuştur. Ancak henüz ivermektin içeren,
gelişmiş farmakokinetik sağlayabilen uygun formülasyonlar ve ilaç taşıyıcı
sistemler bulunmamaktadır. In vitro çalışmalarda etkinliği kanıtlansa da FDA
Covid-19 tedavisi için kullanımını ülkelerin ve hekimlerin insiyatifine
bırakmış ivermektinin güvenliğini ve etkinliğini doğrulamak için daha fazla
çalışmaya ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır. Farmasötik teknoloji açısından
değerlendirildiğinde, ivermektinin farmakolojik kullanılabilirliğini optimize
etmek için farklı ilaç formülasyonları ve ilaç taşıyıcı sistemleri
geliştirmek için en umut verici yaklaşım, lipozomlar, mikroemülsiyon ve
polimerik miseller gibi tanımlanmış fizikokimyasal özelliklere sahip
taşıyıcılar kullanmaktır. Lipozomların
ilaç taşıyıcısı olarak kullanılması; lipofilik ve amfifilik ilaçlarda
artan çözünürlük, bağışıklık sistemi hücrelerine özellikle mononükleer
fagositik sistem hücrelerine pasif hedefleme yapabilme, sistemik veya lokal
olarak uygulanan lipozomların sürekli salım sistemi olarak verilebilmesi,
hidrofilik yüklü moleküllerin geliştirilmiş transferi, dokulara
gelişmiş penetrasyon sağlaması gibi avantajlara sahiptir. Bu nedenle ivermektinin
biyoyararlanımını optimize etmek ve düşük dozla etkin tedavi sağlamak için ivermektin içeren taşıyıcı sistemlerle çalışılmış ve
daha az toksisiteyle daha yüksek etkinlik gösterdiği bildirilmiştir [2-4]. Bu tez çalışmasında ivermektinin
lipozomal formülasyonu geliştirilip, insanlarda SARS-CoV-2 için kritik olan
herhangi bir pulmoner hücre dizisinde test edilmesi planlanmaktadır. İvermektin lipozomal
formülasyonunun Covid-19 pandemisi ve daha başka virüslerin tedavisinde umut
verici gelişmeler sağlayacağı düşünülmektedir. |
Anahtar Kelimeler: İvermektin, SARS-COV-2,
Koronavirüs, Lipozomlar |