Bulgaristan Türklerinin dini eğilimleri ve sorunları: 1989-1990'da Lüleburgaz'a yerleşenler örneği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: FIRAT MENTEŞ

Danışman: NİYAZİ AKYÜZ

Özet:

ÖZETBulgaristan sınırları içerisinde yaşayan kişiler iki etnik kökene ayrılırlar:Türkler ve Bulgarlar. Etnik köken bakımından hâkim durumda olan Türkler, buüstünlüklerini 93 Harbinden itibaren kademeli olarak kaybetmişlerdir. Bulgarkökenlilerin yönetime geçmesinin de bu durum üstünde fazlasıyla etkisi olmuştur. Bulgaristan’da yaşayan Türk kökenli vatandaşlar etnik ve dini kökenlerininyönetici kesimle farklı olmasından ötürü zor duruma düşmüşlerdir. Her türlüasimilasyon politikasına maruz kalan Bulgaristan Türkleri çareyi anavatanları olarakgördükleri Anadolu’ya göç etmekle bulmuşlardır. Göç dalgası siyasi sebeplerden dolayı zaman zaman kesintiye uğrasa daBulgaristan’da yönetimde kim olursa olsun Bulgaristan Türkleri’ne zulüm ettiğindendolayı hiçbir zaman tam olarak bitmemiştir. Özellikle yasakların ardından büyük göçdalgaları yaşanmıştır. Bu göçlere bakacak olursak, Cumhuriyet dönemi içerisinde;1950 – 51 göçü, 1968 Yakın Akraba göçü ve 1989 göçü ön plana çıkmaktadır. Herbir göçün karakteristiği ayrı olmakla beraber, 1989 göçünün 20. Yy.daki en büyükinsanlık dramlarından birisi olduğu rahatlıkla söylenebilir.1989 göçüyle Türkiye Cumhuriyeti’ne gelen göçmenler, aynı etnik köken veülkenin çoğunluğuyla aynı dini inanışa sahip olmalarına rağmen, TürkiyeCumhuriyeti’ne adaptasyon sürecinde bazı zorluklarla karşılaşmışlardır. Özellikleinanış açısından yerel halkla bir türlü kaynaşamamışlar ve bazı farklılıklarsergilemişlerdir. Temelde Türkiye Türkleriyle çoğunluğu ile aynı mezhebe mensupolan 1989 göçmenleri yine de aradaki farklılıkları aşamamışlardır. Bu farklılıklar sonucunda hem yerel halk göçmenlere karşı yabancılaşmış hem de göçmenler yerelhalkın bu tepkisi üzerine içine kapalı bir topluluk haline gelmişlerdir. İnanç sistematiğine baktığımız zaman 1989 göçmenlerinin kendi içinde birbütün olamadıklarını söylemekle birlikte, yerel halktan da ayrıldıkları rahatlıklatespit edilebilir. Her ne kadar yerel halkın ibadetleri daha sık olarak gerçekleştirdiği1989 göçmenleri tarafından belirtilse de, bu durumun dindar olmaya etki etmediğinieklemeyi unutmamışlar ve yerel halkın ibadetin yanında inançları gereği diğeryapmaları gerekenleri yapmamalarından ötürü, kendileri ibadetlerini aynı sıklıklayapmasalar bile, onlardan daha çok inançlarına bağlı olduklarını ifade etmişlerdir. Bu kadar çile çekmelerine rağmen, 1989 göçmenleri her zaman hayatatutunmuşlar ve kişisel gelişimlerine özen göstermişlerdir. Bu gelişim süreçlerindekiazimlerini imanlarına bağlamaktadırlar. ABSTRACT People living in Bulgaria are divided into two ethnic groups: Turks andBulgarians. The Turks, who were dominant in terms of ethnicity, gradually lost theirsuperiority after the `93 War. Moreover, coming to power of the Bulgarians hadmore impact on this situation. The citizens of Turkish origin living in Bulgaria got into a difficult situationdue to their differences in ethnic and religious origins from the governance. TheBulgarian Turks who were exposed to all kinds of assimilation policy found theremedy in immigration to Anatolia where they saw as their homeland. Even though the emigration wave has sometimes been cut, it has neveractually ended since whoever has governed Bulgaria has treated the Bulgarian Turkswith cruelty. Great waves of emigration occurred especially after the prohibitions.When we look at these emigrations, in the Republic Period; the 1950 – 51emigration, the 1960 Close Relative emigration, and the 1989 emigration becomeprominent. Although the characteristic of each emigration is different, the 1989emigration can be easily stated as one of the greatest human dramas in the 20th century. Despite having the same ethnic origin and religious belief with the majorityof the country, immigrants who came to the Republic of Turkey with the 1989emigration faced some difficulties in the process of adaptation. Especially in terms ofbelief, they were not able to socialize with local community and they exhibited somedissimilarities. The immigrants of 1989, who basically had the same religion with themajority of the Turks in Turkey, could not overcome the differences between themselves and the local communities. As a result of these differences, not only thelocal community was alienated form the immigrants but also the immigrants becamea reserved community because of this reaction of the local community. When we examine the systematic of the religion, it can be said that the 1989immigrants are not a whole in themselves; furthermore, it can be determined thatthey are also seperated from the local community. Even though performing worshipsmore often by the local community was stated by the 1989 immigrants, they did notforget to add that this situation had no affect on being more religious, either. Sincethe local community did not perform other things needed to be done based on theirbeliefs besides the worship, the 1989 immigrants also stated that they had more faiththan the people in the local community even if they did not perform their worship asoften as them.Although they suffered this much, the 1989 immigrants have always held onto life and taken care of their personal developments. They attribute theirdetermination on these development processes to their faith.