Bir akıl yürütme yöntemi olarak analojinin değeri


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZEYNEP ÇELİK

Danışman: İSMAİL KÖZ

Özet:

Analojik akıl yürütme, verdiği olumsal (zannî) sonuç neticesinde, zorunluluk ve kesinlik üzerine kurulu klasik mantıkta kabul edilmekle birlikte pek rağbet görmemiş, çoğu zaman standart mantık metinlerinde endüktif / varsayımsal akıl yürütmenin çok zayıf bir türü olarak telakki edilmiş, hatta uygulama alanı daha çok retorik ve poetik alanla sınırlandırılmıştır. Form olarak her insanda bulunan ve diğer akıl yürütme türlerine nazaran en çok kullanılan bir çıkarım türü olan analojik akıl yürütme, bu özelliği sayesinde, özellikle eski medeniyetlerde, düşünce sistemlerinin oluşmasında bir hayli etkili olmuştur. Bunun yanı sıra Rönesans’la birlikte değişen değerler, algılar ve yargılar, analojiye karşı bakış açısını da değiştirmiş, oluşan yeni dünya görüşünde analojiye karşı ilgi de artmıştır. Özellikle 19. Yüzyılda bilişsel psikoloji, eğitim, hukuk, bilim felsefesi, dil felsefesi ve yapay zeka gibi alanlarda oluşmaya başlayan paradigma değişikliği sayesinde analojik akıl yürütme, teorik kavramların anlaşılması ve teoriler/vakalar arasındaki anlam farkı problemlerinin çözümü için çok önemli bir araç olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Günümüzde de analojik akıl yürütmeyle ilgili bilimsel çalışmalar, özellikle hukuk, yapay zekâ ve eğitim alanlarında gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde analoji ile ilgili eğitim alanında bir hayli çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Ancak klasik mantık alanında, akıl yürütme türlerinden biri olan analoji ile ilgili yeterli miktarda çalışma bulunmamaktadır. Bu durum bizi analojik akıl yürütme ile ilgili çalışmaya sevk etmiştir. Analojinin eklektik yapısı sebebiyle yapılan çalışma, mantık biliminin sınırlarını aştığı için çift yönlü bir inceleme alanı oluşturmayı gerektirmiştir. Tezimizi girişin ardından, analojik akıl yürütmenin tarihte ve günümüzde geçirdiği evreleri ele aldığımız birinci bölüm, pür mantık açısından ne olduğunu, formlarını, diğer akıl yürütme türleriyle benzerliklerini ve farklılıklarını içeren ikinci bölüm ve pratikte ne ifade ettiğini ve kazanımlarını ele aldığımız multidisipliner bir üçüncü bölüm oluşturmuştur. Dolayısıyla, birinci bölüm ve ikinci bölümde teorik bir çerçevede meseleye geniş bir bakış açısı getirilirken, üçüncü bölümde daha pratik düzlemde meselenin dünü, bugünü ve yarını, mantıkçı bakış açısına ilaveten, bilim tarihçisi, hukukçu ve eğitimci perspektifiyle değerlendirilmiştir.