Herediter non polipozis kolorektal kanser, ailesel kolorektal kanser ve sporadik kolorektal kanser hastalarının soyağacı, mismatch repair gen mutasyonuna bağlı mikrosatellit instabilite oranlarının karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: UTKU TANTOĞLU

Danışman: MEHMET AYHAN KUZU

Özet:

Kolorektal kanserler dünya çapında ülkemizde de olduğu gibi sık rastlanan kanserlerdir. Kolorektal kanserlerin %3-5'i kadarını oluşturan herediter non polipozis kolorektal kanserler otozomal dominant geçiş göstermeleri nedeniyle hasta ve hasta yakınları için tanı ve takip açısından önem göstermektedirler. Herediter non polipozis kolorektal kanserler (Lynch Sendromu) için önerilmiş olan tarama tetkikleri ; immünhistokimyasal olarak mismatch repair gen (MMR) defektlerinin gösterilmesi ve polimeraz zincir reaksiyonu ile mikrosatellit instabilitesinin gösterilmesidir. Bu çalışmanın amacı geçmişte kliniğimizde opere edilen ve tanı konan kalıtımsal veya sporadik kanserli hastalara ait tümör dokularında MMR defektlerinin ve mikrosatellit instabilitesinin araştırılmasıdır. Bu çalışma için Ankara Üniversitesi Etik Kurul Komitesinden onay alınmıştır. AÜTF genel cerrahi servisinde 2006-2011 yılları arasında kolorektal kanser nedeniyle ameliyat edilmiş olan 512 hastanın daha önceden kaydedilmiş olan aile ağaçları Amsterdam kriterleri uygulanarak tekrar değerlendirilmiştir. Her üç kriteride sağlayan 14 hasta Lynch sendromu grubuna alınmıştır. Amsterdam II kriterlerinden 1 veya 2 kriteri taşıyan hastalardan rastgele seçilen 14 hasta Ailesel kolorektal kanser grubuna alınmıştır. Amsterdam II kriterlerinden hiçbirini sağlamayan hastalardan rastgele seçilen 14 hasta Sporadik kolorektal kanser grubuna alınarak 3 grupta 14'er hasta çalışmaya dahil edilmiştir ve dokular IHK ve PCR ile değerlendirilmiştir. Gruplar yaş ortalamaları açısından değerlendirildiğinde anlamlı fark saptanmıştır (p<0.001). Sporadik grupta yaş ortalaması (±standart sapma) 62.71 (±8.862), Lynch grubunda 44.50 (±15.058), Ailesel grubunda 45.93 (±10.745) olarak saptanmıştır. Gruplar cinsiyet açısından değerlendirildiğinde erkek hasta oranı sporadik grubunda % 78.6 (n:11), Lynch grubunda % 71.4 (n:10), ailesel grubunda % 64.3 (n:9) idi. Gruplar MSI açısından değerlendirildiğinde, Sporadik grubunda hastaların %7.1(n:1)'inde yüksek MSI saptanırken; Lynch grubunda %64.3 (n:9) oranında yüksek MSI saptandı. Ailesel grubunda hastaların %14.3 (n: 2)'ünde yüksek MSI, %14.3 (n:2)'ünde düşük MSI saptandı. Gruplar MSI var/yok açısından değerlendirildiğinde Sporadik ve Lynch grubu arasında MSI varlığı açısından anlamlı fark saptanmıştır (p=0.013). Gruplar MMR gen defekti açısından değerlendirildiğinde 4 MMR gen defektinden herhangi birisinin bulunma oranı Sporadik grubunda %14.3 (n:2), Lynch grubunda %71.4 (n:10), Ailesel grubunda % 35.7 (n:5) olup, bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0.008). Farklılığın hangi grup(lar) arasında olduğunu belirlemek için ikişerli karşılaştırmalar yapıldığında, Sporadik ve Lynch grupları arasında (p=0.002), Ailesel ve Lynch grupları arasında anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0.058). Hastalar MSI ve IHC açısından karşılaştırıldığında toplamda 14 hastada MSI saptanmıştır ve bu hastaların tümünde herhangi bir MMR gen defekti saptanmıştır. MSI saptanmayan 28 hastanın 3'ünde (%10,7) MMR gen defekti saptanmıştır. Çalışmamızda tespit edildiği üzere az denek sayısıyla çalışılmasına rağmen dünya literatürüne benzer anlamlılıkta sonuçlar alınmıştır. Bu çalışmalar sonucunda hastalar Lynch sendromu için kesin tanı yöntemi olan genetik araştırma için yönlendirilebilirler. Sonuç olarak IHK ve PCR analizleri yapılabilirliği çalışmamızda gösterilmiştir. Bu tarama tetkileri günlük uygulamada rutin kullanıma alınmalıdır. Hasta ve hasta yakınlarına bu hastalığın tanısının konulması durumunda hastanın kendisinin ve hasta yakınlarının takibinin nasıl yapılacağı konusunda yeterli bilgi verilmeli ve istekleri doğrultusunda uygun merkezlere yönlendirilmelidirler. Hasta ve hasta yakınlarının ileri dönemlerde medikal personel tarafından daha iyi değerlendirilebilmesi için (örneğin aile ağaçları çıkartılırken) uygun dökümentasyon sağlanmalı ve bu dokümentasyonların ulaşılabilirliği konusunda hasta ve hasta yakınlarının bilgilendirilmesi gereklidir.Abstract Colorectal cancers are common in our country like it is seen worldwide. Hereditary nonpoliposis colorectal cancers (Lynch syndorme) are responsible for 3-5% of all colorectal cancers and it has an importance for patients and relatives due to its inheritance in autosomal dominant fashion. Recomended screening tests for Lynch syndrome are; detecting mismatch repair gene (MMR) defects by immunohistochemistry (IHC) and detecting microsatellite instability (MSI) by polimerase chain reaction (PCR). Our purpose in this study is to detect MMR gene defects and MSI in the tumor tissue of the patients that operated in our department and diagnosed as hereditary or sporadic kolorectal cancer. The Ankara University Ethics Committee approved this study. Pedigrees of the 512 patient that has been operated between 2006 and 2012 at Ankara University School of Medicine General Surgery Department and diagnosed as colon cancer or rectal cancer are evaluated by using Amsterdam II criterias. 14 patient that matched three criterias grouped as Lynch syndrome. 14 pateint that has one or two criterias choosen randomly and grouped as familial cancer and 14 patitent that matched no criteria are choosen randomly and gropuped as sporadic colorectal cancer. Tumoral tissues evaluated by IHC and PCR. Regarding of age, statistically significant differance detected between groups (p <0.001). In sporadic colorectal cancer group main age (±standart deviation) was 62.71 (±8.862), in Lynch syndrome group main age was 44.50 (±15,058), in familial colorectal cancer group main age was 45.93 (±10.745 ). In sporadic colorectal cancer group 78.6% (n:11) of patients was male, in Lynch syndrome group 71.4% (n:10) of patients was male, in familal colorectal cancer group 64,3% (n:9) of patients was male. Regarding of MSI, in sporadic colorectal cancer group 7,1% ( n:1 ) of the patients has high-MSI. In Lynch syndorme group that ratio was 64.3% (n:9). In familial colorectal cancer group 14,3% (n: 2) of the patients has low-MSI and 14,3% (n: 2) of the patients has high-MSI. Statistically significant differance detected between sporadic colorectal cancer group and Lynch syndrome group regarding of presence of MSI (p=0.013). In sporadic colorectal cancer group 14.3% (n:2) of the patients has MMR gene defect of at least 1 marker, in Lynch syndrome group this ratio was 71.4% (n:10), in familial colorectal cancer group this ratio was 35.7% (n :5). Statistically significant differance detected in this comparison (p=0.008). In dual comparisons there was statistically significant differance between Lynch syndorme group and sporadic colorectal cancer group (p<0.002). Similarly statistically significant differance detected between familial colorectal cancer and Lynch syndorme groups (p=0.058). Regarding of MSI and IHC, 14 patient has MSI and all of that patients has MMR gene deficiency. 28 of the patients were MSI negative and 10.7% ( n:3 ) of these patients has MMR gene deficiency. Despite studying with limited number of pateint, study results showed similar significancy with literature. After this tests pateints can offered to the genetic tests for the absolute diagnosis. As a result we showed the feasibility of the IHC and PCR. These screening tests should be done in medical practice. Adequate information must be given to the patients and relatives for this disease and appropiate refferance to the other departments for diagnosis and follow-up is essential. Appropiate documentation and information of the patients and relatives is necessary for possible medical assessments in the future.