BÜYÜK SELÇUKLU DEVLET ADAMI MÜSTEVFİ MECDÜ’L-MÜLK, HAYATI VE FAALİYETLERİ (1049- 1099)


Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2005

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Esra TÜRKOĞLU

Danışman: İLHAN ERDEM

Özet:

Büyük Selçuklu Devleti'nin en güçlü, en azametli olduğu dönem olarak kabul edilen Sultan Melikşah (Ebu'l-feth)'ın son yıllarında müstevfi olarak görev yapmış, Sultan Berkyaruk döneminde ise bütün idareyi eline alan bir devlet adamı olan Mecdü'l-Mülk konusunda yapılan özel bir çalışma bu güne kadar olmamıştır. Bu devlet adamı ve dönemine ait çalışmalar, ansiklopedi maddesi veya makale ve diğer müstakil eserlerin alt başlığı olmaktan öte bir mahiyet arz etmemektedir. Adı geçen devlet adamı da dahil olmak üzere, bu döneme damgasını vuran Mu'ayyed al-Mülk, Arslan Argun, Irak Emiri Üner gibi şahsiyetlerin de dönem içi rolleri hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. Tezimiz tüm bu eksikliklere bakarak düzenlenmiş olduğundan ve elden geldiğince geniş kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünden, tez bu dönem ve bu sahada var olan eksikliği gidermeyi hedeflemiştir. Maliye sahasındaki iktidarı, dindarlık ve hayırseverliği metih ve sena edilen Mecdü'l-Mülk'ün Melikşah öldükten sonra Selçuklu tahtında meydana gelen kardeş kavgalarında menfi roller oynadığı görülüyor.Mecdü'l-Mülk haris idi; önceleri bir köşeye çekilerek iç mücadeleye karışmamış, Suriye meliki Tutuş ile Sultan Berkyaruk arasında cereyan eden savaşa vezir Muayyad al-Mülk'ün davetine rağmen katılmayışının sebebi Muayyad al-Mülk'ün vaktiyle muhalefet ettiği Nizamü'l-Mülk'ün oğlu olması ve Sultan Berkyaruk'un Nizamü'l-Mülk'ün adamları tarafından tahta çıkarılmış bulunmasında aranmalıdır. Mecdü'l-Mülk kısa zamanda Sultan Berkyaruk'un annesi Zübeyde hatun vasıtası ile sultana nüfuz etmiş, kendisini tekrar müstevfilik makamına getirterek kısa sürede bütün idareyi eline geçirmiştir. Bu dönemde kendisi özellikle Sultan Berkyaruk'un Belh, Tirmiz ve Horasan bölgesinde hakim durumda bulunan amcası Arslan Argun ile arasının düzeltilmesine mani olmuştur. Vezir Muayyad al-Mülk'ün görevinden alınıp hapsedilmesine sebep olan Mecdü'l-Mülk, Muayyad al-Mülk'ün kendisine büyük bir kin beslemesine de ortam hazırlamıştır. Muayyad al-Mülk hapisten kurtulup bir süre gizlendikten sonra, Irak emiri Üner'in yanına gitmiş ve onun İsfahan'da hayli çoğalan Batîniler ile mücadelesini desteklemiş idi. Selçuklu Devleti bakımından tehlikeli olan Batîniliğin yayılmasından Şii temayüllü Mecdü'l-Mülk mesul tutulmuştur. Mecdü'l-Mülk'e karşı her türlü fırsatı değerlendiren ve herkesi onun aleyhine yönlendiren Muayyad al- Mülk ortalığı karıştırırken, Sultan Berkyaruk'un büyük emirlerinden Borsuk'un Batîniler tarafından katledilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Çünkü bu emirin oğulları Zengi ve Ak-Böri ile diğer emirlerin cinayetin müsebbibi saydıkları Mecdü'l-Mülk'e karşı harekete geçmelerine sebep olmuştur. Esasında, bu olayın arkasında Mecdü'l-Mülk'ün zalimce davranarak emirlerin isyanıyla karşılaşması ve onun devlet kapılarını Sultanın emirlerine kapatmasının, ona karşı düşmanlıkların artmasına sebep olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bu gelişmeler, Mecdü'l-Mülk'ün makus talihini değiştirmemiş, bilakis onun ümera tarafından 1099 senesinde derhal ve parçalanmak suretiyle öldürülmesine sebep olmuştur. Merkezi otorite bu dönemde büyük ölçüde, vezaret makamının istikrar kazanamaması, vezir Mecdü'l-Mülk'ün yukarıda bahsetmiş olduğumuz bazı konulardaki şahsi çıkarları yüzünden sarsılmıştır. Bu durumda tetkik ettiğimiz bu dönemde birbiri ardına gelen vezirlerin kabiliyetsiz, işin öneminden habersiz kişiler olduklarını ve Büyük Selçuklu Devleti'nin gerilemesinde önemli bir faktörü oluşturduklarına şahit olduk. Tabi Mecdü'l-Mülk de bu vezirlerden biri olarak artılarının yanında eksileriyle beraber bu zincirin bir halkasını oluşturmuştur.