Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ASLI KORKMAZ
Danışman: IŞIL BAYAR BRAVO
Özet:Felsefe tarihinin başından beri insan yaşadığı çevre içinde kendi yerini bulmaya çalışmış, bu bağlamda insan ve doğa arasındaki ilişkiyi çeşitli yönlerinden ele alıp çözüme ulaştırmak istemiştir. İnsan ve doğa, reel ve ideal problemi bugüne dek varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Bu çalışmanın amacı, bu problem temelinde, Romantik felsefenin iki büyük temsilcisi olan F.W.J. von Schelling ve R.G. Collingwood'un bakış açılarını doğanın ve insanın yaratıcı süreci ekseninde ele almaktır. Romantik felsefeye önemli katkılarının yadsımanın olanaksız olan iki düşünür de insanı doğadan çok net çizgilerle ayırmamış, her ikisi de insanın bir yanıyla zorunlu olarak doğaya bağlı olduğunu savunmuşlardır. Bununla beraber akıl sahibi insanın bir yanıyla da zorunlu olarak doğadan ayrı bir yerde durduğunu düşünürler. Her iki düşünür de insanın yaratıcı sürecinin onun sahip olduğu bilinç sayesinde doğanın yaratıcılığından farklı olduğunu, insanın bu sayede güzel nesneler yaratabildiğini, sanat eserini ortaya koyabilmek için öncelikle ona güzeli yaratma bilinci ile yaklaşmak gerektiğini savunmuşlardır. Bu da yalnızca insana mahsus bir yetidir. Bu bağlamda, bu çalışmanın ilk bölümünde F.W.J. von Schelling'in sanat felsefesini kavrayabilmek için gerekli olan Mutlak Ayrımsızlık Sistemi ve doğa felsefesi anlatılmaya çalışılmış, daha sonra sanat felsefesi ele alınıp sanat ve doğa yaratımının arasındaki fark aydınlatılmak istenmiştir. İkinci bölümde R.G. Collingwood'un metafizik görüşünden başlanarak doğa felsefesine geçilmiş, sonrasında sanat ile ilgili görüşlerinin ele alınmasıyla sanat alanındaki yaratıcı süreç ile doğa alanındaki yaratıcı süreç arasında bir karşılaştırmaya gidilmiştir. Üçüncü bölüm ise, F.W.J. von Schelling ve R.G. Collingwood'un bu problemi ele alarak vardıkları sonuçlar karşılaştırılmaya ve bu anlamda bir sonuca varılmaya çalışılmıştır. Çalışmada sonuç olarak insan ve doğa yaratımı arasındaki farkın aslında bir bilinçlilik durumu olduğu, insanda var olan bilincin ve amaçlılığın doğada var olmamasının sanatsal yaratım dediğimiz şeyi insana ait bir yeti haline getirdiği sonucuna varılmıştır. Since the beginning of history of philosophy, man has tried to find out his place in which the world he lives in. In this context, it has been desired to come up with a solution to the problem between human and the nature, which the man is a part of. The problem among man and nature, ideal and real, had been maintained to exist until today's world. The aim of this dissertation precisely lays on the two great representatives of Romantic philosophy, F.W.J von Schelling and R.G. Collingwood. It is tried to exhibit the creative process of nature and of human being from their perspectives. Both two philosophers, who have made undeniable contributions on Romantic philosophy, did not separate man from nature with very clear lines. This perspective necessarily brings us to the point that while one side of man was obliged to bound to nature; one side of him, being an intelligent and rational being, is necessarily to be in a place separate from the nature. Both philosophers stated that the creative process of man differentiate from the one of nature's, thanks to the consciousness he has. Thus, they both claimed that human beings are able to create beautiful artefacts and men should firstly necessiate to be conscious of creating beauty in order to reveal it in their works of art. And this ability can only attributed to human beings. In this extent, the first chapter of this dissertation, it is tried to examine System of Absolute Indifference and philosophy of nature, which is required to appreciate Schelling's philosophy of art. Afterwards it will be tried to enlightened his philosophy of art and to explained distinction between creative process of art and of nature.