İlk üç asır kelamî tartışmalar bağlamında Taberî(224-310/839-923)'nin konumu


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: NAİF YAŞAR

Danışman: Mehmet Akif Koç

Özet:

İslamî fikriyatın teşekkülünde ilk dört asır büyük bir öneme sahiptir. Zira temel İslam ilimlerinin doğuşu ve sistematize edilişi bu döneme denk gelmektedir. Bu dönemde İslam Devleti'nin büyümesi ve Müslümanların yeni kültürlerle karşılaşmasıyla, İslamiyet'in ilk yıllarında sorgulanmadan kabul edilen dini düşüncelerin bu dönemlerde sorgulanmaya başlanmasına sebep olmuştur. Özellikle Hz. Osman'ın şehit edilmesiyle başlayan siyasî iç kargaşaların etkisiyle İslam âlimleri arasında birçok kelamî konuda ihtilaflar ortaya çıkmış ve bu ihtilaflar paralelinde birbirinden farklı görüşleri olan birçok fırka tezahür etmiştir. Ortaya çıkan bu fırkaların fikirlerinde temel aldıkları referanslar da doğal olarak birbirinden farklılık arz etmiştir. Bazı fırkaların temel dayanağı Kur'ân ve Sünnet iken, bazılarının akıl ve mantık ve diğer bazılarının ise siyasî muharrikler olmuştur. Özetlediğimiz bu dönemi değerlendiren ve bu bağlamda bir tutum geliştiren Taberî, bazılarına göre Selefî, bazılarına göre koyu bir Ehl-i Sünnet taraftarı, bazılarına göre Ashabu'l-Hadis'ten biri ve diğer bazılarına göre ise Eş‛arī kelamcılarının bir prototipidir. Fakat bu tanımlamaların hiçbirisi tam olarak Taberî'nin kelamî konumunu yansıtmaz. Bununla beraber bu tanımlamaların her birisinin haklılık payı da yok değildir. Zira Taberî, bu fırkaların hepsinin de bazı görüşlerini benimsemiştir. Fakat tüm fikirlerini kabul ettiği bir fırka yoktur. O, genel itibariyle Ehl-i Sünnet'in görüşlerini paylaşmakla beraber, bu görüşlerinde tam bir tutarlılık içerisinde hareket etmez. Zira Ḳaderiyye vb. bid‛a fırkası olarak gördüğü grupların düşüncelerini reddetme endişesi ve kendisini mensup gördüğü akideyi savunma telaşı onu, bazı görüşlerinde çelişkiye sevk etmiştir.