Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2011
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ATİLLA ÇAKIR
Danışman: GÖKHAN SÖYLEMEZOĞLU
Özet:Bu çalışmada ana ebeveyn olarak Boğazkere ve Karadimrit üzüm çeşitleri ile baba ebeveyn olarak 1103 P ve 140 Ru Amerikan asma anaçları kullanılmıştır. Gerçekleştirilen melezlemeler sonucunda Boğazkere x 1103 P kombinasyonundaniki vegetasyon döneminde toplam 4.588 adet F1 genotip elde edilmiştir. Karadimrit x 140 Ru kombinasyonundan ise toplam 1.908 adet F1 genotip elde edilmiştir. Denemeye alınan genotiplerarasından her iki çeşit x anaç kombinasyonundan 300 adet olmak üzeretoplam 600 adet en iyi vegetatif gelişme gösteren F1 bitkisi seçilmiştir. Kontrol grubu olarak ana ebeveynlerden serbest tozlanma sonucu elde edilmiş F1 genotiplerinden 50’şer adet olmak üzere iki vegetasyon dönemi sonrasında toplam 200 adet genotip kullanılmıştır. Abiyotik stres uygulamaları süresince tüm kombinasyonlardaki yaprak su potansiyeli değeri -2,20 MPa (Karadimrit x 140 Ru 2009), -1,30 MPa (Boğazkere x 1103 P 2008) arasında değişiklik göstermiştir. Abiyotik stres altındaki kombinasyonlarda, sürgün gelişimi bakımından en yüksek değer (45,50 cm) Boğazkere x 1103 P (2009) 7-14 no’lu genotipte gözlemlenmiştir. En yüksek sürgün çapı alt kalınlığı (0,18 mm) Karadimrit x 140 Ru (2009) 10-8 no’lu genotipte, en yüksek sürgün çapı üst kalınlığı (0,16 mm) Karadimrit x 140 Ru (2009) 10-2 no’lu genotpte gözlemlenmiştir. Boğazkere x 1103 P (2008) kombinasyonunda abiyotik stres (kuraklık, tuz ve PEG) altındaki genotiplerden en iyi sonuç veren ilk 25 genotipten 13; Boğazkere x 1103 P (2009) kombinasyonunda en iyi sonuç veren ilk 25 genotipten 16 genotip her üç abiyotik stres yönüyle ümitvar genotip adayları olarak seçilmiştir. Karadimrit x 140 Ru (2008) kombinasyonunda abiyotik stres (kuraklık, tuz ve PEG) altındaki genotiplerden en iyi sonuç veren ilk 25 genotipten 11; Karadimrit x 140 Ru (2009) kombinasyonunda en iyi sonuç veren ilk 25 genotipten 15 genotip her üç abiyotik stres yönüyle ümitvar genotip adayları olarak seçilmiştir. Her üç abiyotik stres yönüyle ümitvar genotip adayları olarak seçilen F1’lerin (M1, M2, M3, M4) SSR lokuslarında ebeveynlere ait alleller olup olmadığı karşılaştırıldığında F1 genotiplerinden yapılan karışımlardaki (M1, M2, M3, M4) SSR lokuslarında ebeveynlere ait alleller bulunmuştur.Abstract In the study, Boğazkere and Karadimrit grape cultivars were used as the maternal lines and 1103 P, 140 Ru American rootstocks as the paternal lines. After the completion of hybridization trials for two vegetation seasons, in Boğazkere and Karadimrit grape cultivars 4.588 and 1.908 F1 genotypes were obtained, respectively. From both of the cultivar x rootstock combinations, a total of 600 hybrids (300 in each) that showed good vegetative development were selected. As a control group, maternal parents were allowed to open pollinate and in each season 50 F1 genotypes (a total of 200 hybrids) were used.. During abiotic stress conditions, leaf water content varied between -2.20 and 1.30 MPa in all the combinations (Karadimrit x 140 Ru 2009, salinity) (Boğazkere x 1103 P 2008), respectively. Under the abiotic stress conditions, the highest shoot development (45.50 cm) was obtained from the No. 7 14 genotypes of Boğazkere x 1103 P (2009) combination. The highest lower-side shoot thickness (0,18 mm) was in the No. 10-8 genotype of the Karadimrit x 140Ru (2009), the highest upper-side shoot thickness (0.16 mm) was in the No. 10-2 genotype of the Karadimrit x 140Ru (2009) combination. Thirteen out of 25 genotypes from the crosses between Boğazkere x 1103 P (2008) and 16 out of 25 Boğazkere x 1103 P (2009) were selected as the putative candidates for the three stress (drought, salinity and PEG) conditions. Eleven out of 25 genotypes from Karadimrit x 140 Ru (2008) and 15 out of 25 genotypes from Karadimrit x 140 Ru (2009) crosses were as the putaitive candidates for the three stress (drought, salinity and PEG) conditions. When these putative candidate F1 plants were studied for the presence of alleles in the SSR loci (M1, M2, M3, M4) shared by a parent or parents, some were found to contain these alleles.