Bilginin toplumsal iletişiminde düşünce özgürlüğü açısından kütüphanelerin rolü


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MÜCELLA ERGÜL ÖZIŞIK

Danışman: TÜLAY OĞUZ

Özet:

Çağımızda bilgi daha önce hiç olmadığı kadar önemli bir toplumsal role sahiptir. Öyle ki, neo-liberal yaklaşımın tarihin sonunu ilan ederek yeni dünya düzenini tarif ettiği ve biçimlendirdiği anlamda, artık içerisinde var olduğumuz sosyal yapı, bilgi toplumu olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla bilgi kavramı veya olgusu, mevcut toplumsal düzenin belirleyici ve tanımlayıcı unsuru olarak değerlendirilmektedir. Nasıl ki tarım toplumu tarımsal üretime, sanayi toplumu endüstriyel üretime bağlı olarak tanımlanıyordu ise; bilgi toplumu da üretim ve tüketim süreçlerinde bilginin belirleyici olduğu bir yapı olarak anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu yeni toplum düzeni, bireylerden yeni beceriler talep etmektedir. Toplumsal gelişme artık tarımsal emeğe veya sınai üretime değil, bilginin eleştirel ve yaratıcı biçimde geliştirilmesine, serbestçe erişimine dayanmaktadır. Bu bağlamda kütüphanelerin, bilgi toplumunun talep ettiği yeni becerileri, yani yeni bilgi becerilerini - eleştirel düşünceyi, yaratıcılığı, yaşam boyu öğrenme kavrayışını – bireylere kazandırmaya yönelik bir sorumluluğu olduğu ve bunu da ancak bilginin serbest dolaşımını ve bireylerin bilgiye özgürce erişimini sağlayarak yerine getirebileceği görülmektedir. Dolayısıyla, kişisel bilgi- toplumsal bilgi döngüsünün, başka bir ifadeyle, bilginin toplumsal iletişiminin, ancak düşünce özgürlüğünün meşru ve kabul görmüş olduğu koşullarda mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda kütüphanelerin ve kütüphanecilerin, sansüre koşulsuz biçimde direnmelerinin ve öte yandan her koşulda düşünce özgürlüğünden yana olmalarının günümüz toplumsal yaşayışı açısından ne denli kritik olduğu ortaya çıkmaktadır. In our age, knowledge has an important social role as never before. In fact, the social structure in which the neo-liberal approach describes and shapes the new world order by announcing the end of history is called the information society. Therefore, the concept or phenomenon of knowledge is considered as the determining and defining element of existing social order. Just as the agricultural society was defined by agricultural production and industrial society depending on industrial production; the information society is understood as a structure in which information is determinative in processes of production and consumption. Therefore, this new social order demands new skills from individuals. Social development is no longer based on agricultural labor or industrial production, rather on the critical and creative development of knowledge and on free access. In this context, it can be seen that libraries have a responsibility to bring new skills that are demanded by the information society, new knowledge skills - critical thinking, creativity, understanding of lifelong learning - to individuals, and only by providing free movement of knowledge and free access to knowledge. Thus, it is understood that the personal knowledge - social knowledge cycle, in other words, the social communication of knowledge is only possible under the conditions that the intelectual freedom is legitimate and accepted. In this context, it is revealed how critical that libraries and librarians are unconditionally resisting to censorship and, on the other hand, being in favor of intelectual freedom under all circumstances is for today's social life.