Osmanlı Devleti'nde devşirme sistemi (Fatih Dönemi'nde Vezir-i Azamlar ve Zağanos Paşa)


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: YOUNGHEE LEE

Danışman: CİHAT AYDOĞMUŞOĞLU

Özet:

Devşirme sistemi ve Osmanlı'nın vezir-i a'zamları hakkında yapılan bir tez çalışmasıdır. Bu araştırmanın amacı Osmanlı'nın büyümesinde devşirme sistemi ve devşirme kökenli devlet yetkililerinin nasıl bir rol oynadığını incelemek ve anlamaktır. Bu araştırmada öncelikle devşirme sisteminin temeli olarak görebileceğimiz kul sistemi incelenmiştir. Bunun yanında devşirme sisteminin uygulanma yöntemi ve devşirme kanunnâmesi incelenmiştir. Ayrıca devşirme sistemi ile devşirilen oğlanların eğitim aldıkları kurumlar üzerinde durulmuştur. Sonrasında ise hükümdarın yanında devlet idaresini yürütmüş olan vezirler üzerinde durulmuştur. Osman Gazi'den başlayarak Fâtih Sultan Mehmed döneminin sonuna kadar faaliyet göstermiş olan vezir ve vezir-i a'zamların özellikleri incelenmiştir. Ayrıca Fâtih Sultan Mehmed döneminde görev yapmış olan vezir-i a'zamların icraatlarına bakılarak Osmanlı'nın nasıl güçlü bir devlet olarak büyüdüğü incelenmiştir. Daha sonrasında ise ilk devşirme kökenli vezir-i a'zam olan Zağanos Paşa'nın hayatı üzerinden devşirme kökenli devlet yetkililerinin ilerleme süreci incelenmiştir. Bu incelemeler ile Osmanlı'nın 15.yüzyılda güçlü bir devlet olarak ilerlemesindeki ana sebepleri anlamak amaçlanmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için bu konu ile alakalı Osmanlı tarih kayıtları ve yabancı kaynaklar incelenmiş ve bu şekilde devşirme sistemi ile devşirme kökenli devlet yetkililerinin yaşamı tekrardan gözden geçirilmiştir. Avrasya'nın 'comitatus' geleneği, Avrupa, Asya ve Orta Asya gibi bölgelere yayılmış ve bu bölgelerin kültürlerine göre değişim göstererek farklı toplumlarda da kabul görmüştür. İslam dünyasında da comitatus geleneği, kul sistemleri olan gulâm ve memlûk olarak kabul görmüştür. İslam dünyasında gulâm ve memlûk birlikleri teşkilatlandırılmış ve bu birlikler hükümdarı ve sarayı koruma görevini yerine getirmiştir. Özellikle de Abbâsîler döneminde çok sayıda gulâm ve memlûk askerinden faydalanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde de birçok İslam devletinde kul sistemi kullanılmıştır. Devşirme sisteminin de kul sisteminden geldiğini söylemek mümkündür. Comitatus geleneği zaman geçtikçe sadece kulluk ile sınırlı kalmamış ve atabeglik geleneği olarak değişim ve gelişim göstermiştir. Selçuklular döneminde yaygın bir şekilde görülen atabegler, padişah olacak şehzadelerin hocalığını ve siyasi destekçiliğini yapmışlardır. Daha sonra Osmanlı Devleti'nde de kul sistemi ve atabeglik kullanılmıştır. Osmanlı, gulâm ve memlûk sistemlerini daha da geliştirerek devşirme sistemini kurmuştur. Osmanlı, devşirme sistemi ile imparatorluk topraklarında yaşayan Hristiyan oğlanlardan yararlanacak bir yol bulmuştur. Hristiyan oğlanlar, Osmanlı'nın eğitim kurumu olan Enderûn Mektebi'nde gördükleri eğitimlerden sonra İslam dinini kabul etmişler ve Osmanlı'da devlet görevlisi olmuşlardır. Bu oğlanlar böylece birer Osmanlı vatandaşı olarak yetişmişlerdir. Osmanlı, Anadolu'da küçük bir beylik olarak yolculuğuna başlamıştır. Osmanlı, Orhan Gazi(1324-1362) döneminde Balkan Yarımadası'na doğru açılmış ve ardından I. Murad(1362-1389) döneminde gücünü daha da arttırmıştır. Osmanlı Balkan Yarımadası'na açılınca kendini tehdit altında hisseden birçok Avrupa devleti, Haçlı ordusu kurarak Osmanlı'nın karşısında durmuştur. Ancak I. Kosova Muharebesi(1389)'nden Osmanlı'nın galip ayrılması sonucunda Balkan Yarımadası'ndaki Osmanlı hakimiyeti daha da güçlenmiştir. Daha sonra Yıldırım Bayezid(1389-1403) dönemine gelindiğinde Osmanlı, Balkan Yarımadası ve Anadolu'da gücünü daha çok arttırmıştır. Ancak Ankara Savaşı(1402)'nda Yıldırım Bayezid mağlup olup da esir düşünce padişah tahtı için I. Bayezid'in oğulları arasında iç savaş çıkmıştır. Bu sebeple Osmanlı zayıflamaya başlamıştır. Çelebi Mehmed (1413-1421) iç savaşı sonlandırarak Osmanlı'nın tekrardan gelişmesini sağlamıştır. II. Murad(1421-444, 1446-1451) döneminde tekrardan güçlenen Osmanlı, Varna'da Avrupalı Haçlıları geri püskürtmüştür. Fâtih Sultan Mehmed (1444-1446, 1451-1481) döneminde ise İstanbul fethedilmiştir. Fâtih Sultan Mehmed, İstanbul'u fethederek yıkılmaz bir padişah otoritesi kurmuş ve "Fatih" unvanını almıştır. Osmanlı, İstanbul'un fethedilmesinden sonra Mora ve Kırım Yarımadası gibi birçok bölgeyi de fethetmiş ve Fâtih Sultan Mehmed döneminde büyük bir imparatorluk olarak gelişme göstermiştir. Osmanlı'nın böylesine bir büyüme göstermesinde üstün yetenekli bir padişaha sahip olmasının büyük bir rolü vardır ancak padişaha yardım ederek devleti yöneten vezir ve vezir-i a'zamların da rolü oldukça büyüktür. İslam dünyasında vezirler ilk başlarda hükümdara destek olan bir danışman görevi görmüşlerdir. Ancak zaman geçtikçe hükümdar ile birlikte devleti yönetme gibi önemli bir rol üstlenmeye başlamışlardır. Osmanlı'da da vezirlik makamı kullanılmıştır. Araştırmada da bu vezirler üzerine incelemeler yapılmıştır. Osmanlı'nın kuruluş döneminde vezir olarak atanan kişiler genellikle Osmanlı ailesi ile akraba veya hısım olan ve köklü Türk ailelerden gelen kişilerden seçilmiştir. Ancak daha sonra Fâtih Sultan Mehmed döneminde devşirme sistemi ile yetiştirilen devşirmeler, vezir-i a'zam olarak görevlendirilmeye başlanmıştır. Vezir-i a'zam olan bu devşirmeler, İstanbul'un Fethi, Mora Seferi, Kırım Seferi gibi birçok askeri seferi başarılı bir şekilde yürütmüştür. Devşirme kökenli vezir-i a'zamlar, Türk kökenli olmayan Hristiyan ailelerden gelen kişilerdir. Ancak bu kişiler devşirme sistemi ile eğitim alarak İslam dinini kabul etmiş ve Osmanlı'nın birer üyesi olarak yetişmişlerdir. Ayrıca Osmanlı'da bu devşirme oğlanlar, kabiliyetlerine göre farklı makamlara atanmışlardır. Fâtih Sultan Mehmed döneminde ise Zağanos Paşa, ilk devşirme kökenli vezir-i a'zam olarak atanmıştır. Zağanos Paşa'dan sonra da devşirme kökenliler vezir-i a'zam olarak atanmaya devam etmiştir. Osmanlı'nın büyüyerek gelişme gösterdiği Fâtih Sultan Mehmed döneminin bir mutlak monarşi dönemi olduğu düşünülmektedir. Osmanlı'daki bu mutlak monarşi döneminin, 16-18.yüzyıllarda Avrupa'da görülen mutlak monarşiden daha önce yaşandığı söylenebilir. Niccolò Machiavelli'nin Avrupa'da mutlak monarşi için gereken ilkeleri anlattığı 'Hükümdar' kitabında güçlü bir devlet ve hükümdar otoritesi kurmak için Türk ve Osmanlı hükümdarlarını örnek almak ve onlar gibi davranmak gerektiğini yazmıştır. Bu kaynaklara bakılarak Osmanlı'nın Avrupa mutlak monarşisi üstünde oldukça büyük bir etkisi olduğu düşünülmektir. Bu gibi konuların araştırılması için devşirme sistemi, Osmanlı vezir ve vezir-i a'zamları ve Zağanos Paşa'nın hayatı hakkında incelemeler yapılmıştır. This paper presents an investigation into the Devsirme system and vezir-i a'zam in the Ottoman Empire under the goal of examining the roles of the Devsirme system and government officials from the system in the development of Ottoman Empire. For this purpose, the study first examined the slave soldier system that was the origin of the Devsirme system and reviewed the management methods and laws of the system. The study also covered an educational insttiution for children drafted by the Devsirme system and looked into vezirs that managed the country beside the rulers. After examining the characteristics of vezirs and vezir-i a'zams that were active from the reign of Osman Gazi to that of Mehmed II and also the activities of vezir-i a'zams during the reign of Mehmed II, the study traced the process of Ottoman Empire growing into a powerful state. The life of Zaganos Pasha that was the first vezir-i a'zam from the Devsirme system was examined to understand the growth process of government officials that were from the system. These research efforts were made to analyze the causes behind the rise of Ottoman Empire into a powerful state in the 15th century. The study thus examined the Devsirme system and reorganized the life of government officials from the system based on various literary materials and overseas records about the history of Ottoman Empire. The Comitatus tradition of Eurasia spread to Europe, Asia, and the Middle East where it was altered according to the local situations before its acceptance. After accepting this tradition, the Islam world created a slave soldier system called Gulâm-Memlük to protect the rulers and guard the palaces. A number of Gulâm-Memlük groups were organized during the years of Aabbasid Caliphate. Such groups were managed in many more countries in the Islam world. The Devsirme system originated from this slave soldier system. The Comitatus tradition changed into the Atabeg system over time, not being restricted to slave soldiers. Being widely used in Seljuq Empire, Atabegs taught their successors and served as their political sponsors. The Ottoman Empire also made use of the slave soldier system and Atabegs. It developed the Gulâm-Memlük further and finally completed the Devsirme system, using the Devsirme system to make use of Christian children within the empire. Christian children accepted Islam through the Enderûn Mektebi system of Ottoman Empire, growing as Ottoman people and becoming government officials in the empire. The Ottoman Empire began as a small country in the frontier of Anatolia. It advanced into the Balkan Peninsula during the reign of Orhan Gazi(1324-1362) and expanded its power during the reign of Murad I(1362-1389). Being threatened by the Ottomans marching into the Balkan Peninsula, many European states recruited crusaders to fight them. After the Ottomans won in the First Battle of Kosovo, their dominance over the Balkan Peninsula became even stronger. The empire formed huge power in the Balkan Peninsula and Anatolia during the reign of Bayezid I (1389-1403). After the empire was defeated in the Battle of Ankara(1402), the sons of Bayezid I started civil war over the crown, which led to the fall of Ottoman Empire. Mehmed I(1413-1421) ended the civil war and put the empire on the path of development once again. Murad II(1421-1444, 1446-1451) made it sure that the empire expanded its power. During his reign, the empire defeated the crusaders of Europe in Varna. The empire conquered Istanbul during the reign of Mehmed II(1444-1446, 1451-1481), who secured his authority as an absolute ruler by conquering Istanbul and earned the nickname 'Fâtih' meaning a conquerer. After conquering Istanbul, the empire expanded into other regions including Mora and the Crimea. It was during the reign of Mehmed II that Ottoman Empire emerged as a true empire. Superb rulers contributed to the development of Ottoman Empire with their abilities, but it should not be neglected that vezirs and vezir-i a'zams played critical roles to manage the empire by assisting the rulers. Vezirs refer to prime ministers in the Islam world. In the early days of the Islam world, they served as advisers to help the rulers. As time passed, however, they held an important position to run the empire along with the rulers. There were vezirs in the Ottoman Empire, as well. The present study analyzed them and found that faternal and maternal relatives of the Ottomans were usually appointed as vezirs along with Turk noblemen. The government officials that grew through the Devsirme system were appointed as vezir-i a'zams during the reign of Mehmed II. Sınce then, they performed beautifully in many military expeditions to Istanbul, Mora, and the Crimea. The first batch of vezir-i a'zams from the Devsirme system were not Turks but Christians. The Christians accepted Islam through the system and grew into the Ottomans through education. The Ottoman Empire appointed them as government officials according to their abilities. Mehmed II appointed the first vezir-i a'zams from the Devsirme system, Zaganos Pasha. Many vezir-i a'zams from the Devsirme system were appointed since them. During the reign of Mehmed II, the Ottoman Empire developed into an absolute monarchy, which happened earlier than Europe's absolute monarcies in the 16th~18th century. In his The Prince, which provided theories for the absolute monaries of Europe, Machiavelli argued that rulers should act like the rulers of the Turks and Ottomans in order to found a strong state and establish their authority. This indicates that the Ottoman Empire had much influence on the absolute monarchies of Europe. The present study thus examined the Devsirme system and the vezirs and vezir-i a'zams of Ottoman Empire and investigated the life of Zaganos Pasha