Süt dişi restorasyonlarında bir nano iyonomer materyal ve kompomerin in vivo ve in vitro koşullarda karşılaştırılmalı değerlendirilmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZEYNEP BAŞAK ÖKTEM

Danışman: ZEYNEP ÖKTE

Özet:

Çalışmamızda nano-iyonomer olan Ketac N100'ün; süt dişlerinde sınıf II kavitelerde restoratif materyal olarak klinik başarısı ile in vitro koşullarda mikrosızıntı, mikro gerilim bağlanma dayanıklılığı ve F salımı özelliklerinin kompomerle (Dyract Extra) karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır.Çalışmamızın in vivo bölümünde restoratif materyallerin klinik başarısı; yaşları 6 ile 10 arası değişen 26 çocuk hastanın ikiyüzlü dentin çürüğü bulunan 104 süt azı dişi (54 süt IV, 54 süt V) üzerinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan restorasyonlar tedaviden sonra 3., 6., 12. ve 18. aylarda modifiye USPHS kriterleri kullanılarak klinik ve radyografik olarak değerlendirilmiştir.Çalışmamızın in vitro bölümünde, restoratif materyallerin mikrosızıntısı `boya sızıntısı test yöntemi' ile çekilmiş 10 adet süt azı dişinde sınıf V kaviteler üzerinde değerlendirilmiştir. Materyallerin süt dişi dentinine olan bağlanma kuvveti `mikrogerilim bağlanma dayanım testi' ile 20 adet çekilmiş süt azı dişinde okluzal orta dentin üzerinde değerlendirilmiştir. Restoratif materyallerden salınan F miktarları ise toplam 20 adet disk (1mm derinlikte, 10 mm çapında) üzerinde `iyon kromatografi yöntemi' ile 1-7., 14., 21. ve 28. günlerde yapılan ölçümler ile değerlendirilmiştir.Bu çalışmada elde edilen verilerin analizi `SPSS 12 for Windows' yazılımı kullanılarak yapılmıştır. Restoratif materyallerin klinik başarısı McNemar testi ile değerlendirilmiştir. Grup içi başarı oranlarının kontrol zamanlarına göre yapılan karşılaştırmalarında Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0042 için, kontrol zamanları boyunca gruplar arası karşılaştırılmasında ise p<0,0125 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.Restoratif materyallerin mikrosızıntı miktarları Fisher's Exact testi, mikro gerilim bağlanma dayanıklılıkları Mann-Whitney U testi ile değerlendirilmiş, p<0,05 olduğunda bulunan fark istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Restoratif materyallerden salınan flor iyonu miktarlarının değerlendirilmesinde grup içi ölçüm zamanlarına göre salınan flor miktarları Wilcoxon İşaret testiyle değerlendirilmiş, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,0006 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Ölçüm zamanları boyunca iki grup arası flor salım miktarlarının farkı ise Mann Whitney U testiyle değerlendirilmiş, Bonferroni Düzeltmesine göre p<0,005 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.Çalışmamızın in vivo bölümü sonucunda; birinci ve ikinci süt azı dişlerinin klinik başarıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,0125). Anatomik form, kenar bütünlüğü, sekonder çürük ve yüzey düzgünlüğü bakımından iki grup arasında tüm takip zamanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,0125). Kenar renkleşmesi bakımından Ketac N100 grubu, Dyract Extra grubuna göre 12. ve 18. aylarda istatistiksel olarak anlamlı derecede başarısız bulunmuştur (p<0,0125 ve p<0,0125).Çalışmamızda restoratif materyallerin klinik başarısı 3., 6., 12. ve 18. aylarda değerlendirildiğinde; Ketac N 100 grubunda sırasıyla %100; %98,1; %96,1; %93,2; Dyract Extra grubunda ise %100; %98,1; %98,0; %97,7 olarak bulunmuş, grup içi ve gruplar arasındaki başarı oranı farklılıkları hiçbir takip zamanında istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,0042, p>0,0125).Çalışmamızın in vitro bölümü sonucunda; materyallerin mikrosızıntıları arasında hem servikal hem de okluzal kenarda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Her iki grubun grup içi değerlendirilmesinde, servikal ve okluzal kenarlar arasında mikrosızıntı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05).Ketac N100'ün süt dişi dentinine olan bağlanma kuvveti (13,8 MPa), Dyract Extra'ya (44,6 MPa) göre anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p<0,05). Ketac N100 grubunda yüksek oranda adeziv tip, Dyract Extra grubunda ise koheziv rezin ve adeziv tip kırık gözlenmiştir. Grup içi değerlendirmede, her iki grupta da bağlanma kuvveti ile kırık tipi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05).Ketac N100'ün saldığı flor miktarları tüm ölçüm yapılan zamanlarda Dyract Extra'ya göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0,005). Grup içi değerlendirmede, ölçüm zamanları ile flor salım miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,0006).Çalışma sonucunda; Ketac N100'ün in vitro bağlanma değerleri ve in vivo olarak neden olduğu kenar renkleşmesi göz önüne alındığında süt dişlerinde kullanımıyla Dyract Extra'dan daha iyi bir başarı sağlamayacağı düşünülmektedir. Ancak Ketac N100'ün yüksek flor salma kapasitesinin yüksek çürük aktivitesine sahip çocuklarda avantaj sağlayacağı düşünülürse arka grup dişlerde, direkt okluzal kuvvet altında olmayan bölgelerde kullanılabileceğini düşünmekteyiz.AbstractThe aim of this study was to make a comparative evaluation of Ketac N100, a nano-ionomer, and compomer (Dyract Extra) in terms of clinical success in class II restorations of primary teeth and in vitro microleakage, microtensile bond strength and F release properties.In the in vivo part of the study, clinical success of restorative materials were evaluated in 104 primary teeth (54 first primary teeth and 54 second primary teeth) with dentine caries of 26 children, between the ages 6-10 years. Restorations were evaluated clinically and radiographically with reference to modified USPHS criteria at 3, 6, 12, and 18 months.In the in vitro part of the study, microleakage of restorative materials was assessed with `dye penetration test method? on class V cavities of 10 extracted primary molars. Tensile bond strength of materials was assessed with `microtensile bond strength test? on occlusal flat mid-dentin of 20 extracted primary molars. The amounts of F released from materials were measured by `ion chromatography? at 1-7, 14, 21 and 28 days, on 20 disk specimens (with a depth of 1 mm and a diameter of 10 mm).Statistical analysis of all data was performed using `SPSS 12 for Windows?. Clinical success of restorative materials was statistically analyzed using McNemar test. According to Bonferroni correction; p<0,0125 for comparison of intra-group success rates and p<0,0125 for comparison of inter-group success rates among follow-up periods were considered statistically significant.Statistical analysis of microleakage and microtensile bond strength of restorative materials was done with Fisher?s Exact and Mann-Whitney tests, respectively, and p<0,05 was considered statistically significant. Intra-group statistical analyses of F amounts released from materials among test periods were performed using Wilcoxon Signed-rank test and p<0,0006 was considered statistically significant. Inter-group statistical analyses of F amounts released from materials among test periods were performed using Mann Whitney U test and p<0,005 was considered statistically significant.In the in vivo part of the study, no significant differences were found between clinical success rates of first and second primary molars (p>0,0125). Statistical analysis revealed no significant differences among each evaluation period between groups in regard to anatomic form, marginal integrity, secondary caries and surface texture (p>0,0125). Ketac N100 group was found less successful than Dyract Extra group at 12 and 18 months in terms of marginal discoloration (p<0,0125 and p<0,0125).The evaluation of overall success of the restorative materials at the 3rd, 6th, 12th and 18th months showed success rates for Ketac N100 and Dyract Extra as %100; %98,1; %96,1; %93,2 and %100; %98,1; %98,0; %97,7, respectively. Statistical analysis of intra-group and inter-group success rates of the materials showed no significant differences in follow-up examinations (p>0,0042, p>0,0125).In the in vitro microleakage study, no significant difference was found between groups (p>0,05). Also there was no significant difference between cervical and occlusal leakage of groups (p>0,05).Bond strength of Ketac N100 (13,8 MPa) to primary tooth dentin was found significantly lower than Dyract Extra (44,6 MPa) (p<0,05). While adhesive failure was the most common failure type in Ketac N100 group, cohesive resin and adhesive failures were generally observed in Dyract Extra. There was no significant relationship between bond strength and failure type (p>0,05).Amounts of F released from Ketac N100 was found significantly higher than Dyract Extra in all test periods (p<0,005). No significant difference was found between amounts of F among test periods in inter-group analyses (p>0,0006).In conclusion; when in vitro bond strength and marginal discoloration seen in vivo in Ketac N100 group is taken into consideration, we think that Ketac N100, as a restorative material in primary teeth, failed to prove as successful as Dyract Extra did. However, high F release capacity of Ketac N100 can be useful in children with high caries activity. Ketac N100 can be used in posterior teeth and regions not directly affected by occlusal forces.