Temporomandibuler eklemde (TME) disk deplasmanlarının düşük enerji seviyeli laser ile tedavisinin subjektif ve objektif olarak değerlendirilmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: DURMUŞ İLKER GÖRÜR

Danışman: ADNAN ÖZTÜRK

Özet:

Temporomandibuler eklemde (TME) disk deplasmanlarının düsük enerji seviyeli laser ile tedavisinin subjektif ve objektif olarak değerlendirilmesi Çalışmamızda, temporomandibular eklem rahatsızlıklarında muayene ile ön tanısı konulmuş ve radyografik inceleme sonucunda kesin tanısına ulaşılmış TME disk deplasmanlarında, düşük enerji seviyeli laser uygulamasının TME üzerindeki etkisinin objektif ve subjektif olarak araştırılması planlanmıştır. 13 hasta ve toplam 26 eklem çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışma grubundaki hastaların ilk olarak standart klinik muayeneleri Amerika Orofacial Ağrı Akademisi'nin kriterlerine uyularak yapıldı ki bu kriterler; hastanın tam anamnezi, mastikatör ve servikal kasların palpasyonu, TME'nin lateral ve posterior kısımlarının palpasyonu, aktif ve pasif ağız açıklığı ölçümleri, deflüzyon ve deviasyonun belirlenmesi, eklem seslerinin oskültasyonu. Bunun yanı sıra, hastaların ağrılarının subjektif tespiti için visual analog scale (VAS) kullanıldı ve sonuçlar değerlendirildi. Objektif olarak ise, Manyetik Rezonans Görüntüleme yöntemi kullanıldı. Bu görüntüleme yöntemi ile ilk olarak temporomandibular eklem disk deplasmanları kantitatif ve morfometrik analizler ile hesaplandı. Aynı işlemler tedavi sonrasında da tekrarlanarak, objektif olarak herhangi bir değişim olup olmadığı incelendi ve ölçümler karşılaştırıldı. Çalışmamızda TME efüzyon parametresi ve posterior band sinyal intensitesi ile değerlendirildiğinde her iki taraf eklemde de tedavi sonrasında efüzyon değerlerinin anlamlı derecede azaldığı görüldü (p<0,05) ve yine her iki eklemde retrodiskal dokunun sinyal intensite değerlerinin LLLT uygulamasından sonra anlamlı olarak düştüğü görüldü (p<0,05). LLLT öncesine göre tedavi sonrasında ağız açıklığında anlamlı bir artış tespit edilmiştir. (p<0.05). LLLT öncesine göre tedavi sonrasında protruziv harekette anlamlı bir artış tespit edilmiştir (p<0.05). Ancak ses bulgusunda ve lateral ağız açıklığı ölçümlerinde LLLT öncesi ve sonrası arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Bu değerler tedavi öncesinden itibaren birbirleriyle karşılaştırıldıklarında tedavi sürdükçe VAS skorlarının anlamlı bir şekilde azaldığı görülmektedir (p<0,05). Sonuç olarak tedavi grubunda temporomandibular eklemde laser tedavisiyle eklemdeki efüzyonun azaldığı, ağrının azaldığı, retrodiskal dokunun sinyal intensitesinin iyi yönde değiştiği, ağız açıklığının arttığı tespit edilmiştir. Düşük enerjili lazerin TME'in tedavisinde etkili olabileceği subjektif ve objektif olarak kanıtlantmış olup bu tedavinin etkinliğinin daha ileri düzeylere taşınabilmesi için hasta sayısının artırılarak yeni farklı dalga boyu ve güçteki lazerler ile çalışmalar yapılması gerekmektedir. MR, temporomandibular eklem görüntülenmesi için uygun bir görüntüleme yöntemi olması nedeniyle, çalışmanın öncesinde ve sonrasında efüzyon, inflamasyon, kemik yapı ve retrodiskal dokulardaki sinyal intensiteler saptanmıştır. Bu yöntem ile hekimin yorumuna gerek kalmadan bilgisayar yardımıyla değerler objektif olarak ölçülmüştür.Abstract In our study, our aim was to evaluate the subjective and objective effects of LLLT treatment on temporomandibular disc displacements, which were prediagnosed with clinical examination and diagnosed precisely after radiological examination. 13 patients were assigned and 26 joints were observed in the study. The initial clinical examinations were made according to the Americen Orofacial Pain Academy?s criterias which are; complete anamnesis of the patients, palpation of the masticator and cervical muscles, palpation of the lateral and posterior portions of the TMJ, active and passive mouth opening measures, determination of deflusion and deviation, auscultation of joint sounds. In addition, for subjective determination of pain, we used the Visual Analog Scale (VAS) and the results were evaluated. MRI was used for objective evaluation. Primarily TMJ disc displacements were analized quantitatively and morfometricly using MRI. Same procedures were followed after treatment to compare and investigate if there was any objective changes. In our study when the TMJ effusion parameters and posterior band signal intensity were evaluated, it was seen that effusion values were significantly reduced on both joints (p<0.05), and that signal intensity of retrodiscal tissues on both sides were also significantly reduced (p<0.05) after LLLT. A significant increase in mouth opening capacity was observed when pretreatment values were compared with values after LLLT (p<0.05). A significant increase in protrusiv movements were observed after LLLT (p<0.05). However, there was no significant change at joint sounds and lateral mouth opening values (p>0.05). When compared with pretreatment scores it was seen that there was a significant reduce in VAS scores (p<0.05). In conclusion it was determined that joint effusion and pain was reduced, retrodiscal tissue signal intensity was changed for the better and mouth opening increased after LLLT. In our study it is proven subjectively and objectively that LLLT in TMJ diseases is an effective treatment and that it is necessary to conduct further studies with more patient amounts and with lasers with different wavelenghts and intensity in order to take forward the effectiveness of this treatment. Because that MRI is a suitable method for imaging the TMJ, pre and postreatment evaluations of effusion, inflammation, bone structure and retrodiscal tissue signal instenity were evaluated with MRI. With this method data was measured objectively with aid of a computer and doctor interpretation was eliminated.