Tûsî ve Kâtibî'nin İsbât-ı Vâcib tartışması


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MEHMET TAYFUN KÜÇÜK

Danışman: ENGİN ERDEM

Özet:

Bu çalışmada Necmeddîn el-Kâtibî ve Nasîreddîn et-Tûsî arasında Tanrı'nın varlığı konusunda gerçekleşen mektuplaşmalar ele alınmıştır. Tanrı'nın varlığı hakkında İslam filozofları tarafından öne sürülen İmkân Delili üzerinden argümanlarını geliştiren Kâtibî'nin, İslam düşüncesinde kelam ve felsefe geleneklerini karşılaştırarak hocası Tûsî'ye yazdığı bu mektupların merkezinde Kâtibî'nin teselsülün imkânını iddia etmesi vardır. Kâtibî bu hususta kelam ve felsefe geleneklerinin her ikisine de teselsülün imkânsızlığını savundukları için itiraz eder. Bu geleneklerin bu önermelerinin âlemin kıdemi tartışmasında âlemin kadîm olduğunu iddia eden filozofların galibiyetine sebep olacağını dile getiren Kâtibî, kelamcılar gibi âlemin hâdis olduğunu kabul etmenin tek yolunun teselsülün imkânını kabul etmek olduğunu söyler ve bu husustaki argümanlarını sıralar. Bu argümanlara Tûsî'nin verdiği cevaplar neticesinde Kâtibî ikna olarak filozofların argümanlarının gerçeği yansıttığını kabul eder ve Tûsî ile aralarındaki tartışma sona erer. Filozofların galibiyeti sonucunda geriye sadece Fahreddîn er-Râzî'nin filozoflara yönelttiği bir eleştiri kalır. Bu eleştirisinde Râzî'ye göre, âlemin kıdemi kabul edilirse günlük olaylar da dâhil olmak üzere var olan her şeyin kadîm olduğu iddia edilmiş olacağından dolayı âlemin kıdemi iddiası kabul edilemez. Fakat Kâtibî, bu itirazın filozoflara zarar vermeyeceğini zikretmekle yetinir. Bundan sonra her iki taraf da Râzî'nin bu itirazı üzerinde durmaz ve tartışmanın bu kısmını kapalı bırakırlar. Çalışmamızda bu kapalılığın giderilmesi için tartışmada geçen argümanlar ışığında Râzî'nin bu itirazının filozoflara niçin zarar veremeyeceği üzerinde de durulmuş ve argümanlar üzerinde yapılan tahliller sonucunda Vahdet-i Vücûd taraftarı sûfîlerin de tartışmaya dahil edilerek filozoflarla karşılaştırılmaları uygun görülmüştür. Çalışmamızın giriş kısmında bu tartışmaların ve argümanların tarihsel arka planı üzerinde durulmuş ve bu argümanların İslam düşüncesindeki yeri tespit edilmiştir. Daha sonra tartışmadaki argümanlar üç ana başlık altında toplanarak çalışmamızın üç ana bölümü oluşturulmuştur. Bunlardan Tanrı'nın varlığının ispat edilmesiyle alakalı olan kısım "İmkân Delili Tartışması" başlığıyla birinci bölümde, bilfiil sonsuzun imkânsızlığıyla alakalı olan kısım "İptal-i Teselsül Delilleri" başlığı altında ikinci bölümde ele alınırken üçüncü bölüm ise "Âlemin Kıdemi Tartışması"na ayrılmıştır. Tüm bu bölümlerde taraflarca öne sürülen argümanlar sistematik bir şekilde değerlendirilerek her birinin delil değeri üzerinde analizler yapılmıştır. Âlemin kıdemi tartışmasının sonunda tartışmaya sûfîlerin de dahil olmasıyla çalışmamız Tûsî ve Kâtibî'nin tartışmalarını merkeze alarak İslam'ın üç temel nazarî disiplini olan kelam, felsefe ve tasavvuf disiplinleri arasında Tanrı'nın varlığı ve âlemin ontolojik statüsü hususunda kaleme alınan mukâyeseli bir çalışma haline gelmiştir.