Altındağ'daki kent yoksulu geçlerin gündelik yaşamlarında medya tüketimi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: SEVİL BAL

Danışman: MELİKE AKTAŞ

Özet:

Günümüzde yoksulluk, gençlik ve medya kavramları, gençlik araştırmaları medya çalışmaları ve kent çalışmaları gibi geniş bir literatürde yer bulmaktadır; fakat bu üç kavramın "gündelik yaşam" deneyimlerinden hareketle bir araya getirilerek tartışmaya açıldığı çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu tez çalışması, kent yoksulu gençlerin gündelik yaşamlarındaki iletişim araçları sahipliği, medya kullanım alışkanlıkları ve medya içeriklerine yönelik beğeni ve eleştirilerini kapsayan medya tüketim deneyimlerini incelemektedir. Çalışmanın bulguları, Ankara'nın Altındağ bölgesinde ikamet eden, yaşları 14 ile 29 arasında değişen 27 gençle gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerden oluşan bir alan araştırmasına dayanmaktadır. Bulguların yorumlanmasında, Erving Gofmann'ın (2014) çalışmasındaki dramaturjik yaklaşımı, Howard Becker'in (2013) çalışmasındaki dışlanma pratiğinin toplumsal kuruluşu vurgusu ve Henri Lefebvre'nin (2013) kitabında, olağan ve sıradan bir yaşam akışını tanımlayan gündelik yaşamın, dönüşüm potansiyeli sorgulanan bir mücadele alanı olarak, ardındaki yapısal mekanizmalara işaret eden değerlendirmelerinden yararlanılmıştır. Gençlik, yoksulluk ve medya kavramlarının çoklu bir anlam taşıdığı varsayımından hareket eden bu çalışma, kent yoksulu gençlerin gündelik yaşamlarında medyayla olan etkileşimleri ve medya dolayımıyla kendi ekonomik ve sosyo-kültürel dünyalarını anlamlandırma pratikleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Elde edilen bulgular sonucunda gençlerin medya tüketim deneyimlerinin içinde bulundukları sosyal çevrede kendilerine yönelik olumlu izlenim oluşturmak/pekiştirmek, iyi "performans" sergileyebilmek, "harici" olarak işaretlenmemek, kendi beğeni ve eleştirilerini ifade etmek, yaşadıkları dünyanın dışına çıkabilmek gibi farklı dinamiklerle eklemlendiği görülmektedir. Dolayısıyla medya tüketiminin kent yoksulu gençlerin içinde bulundukları dezavantajlı yaşam koşullarıyla mücadele edebilmeleri açısından çoğu zaman bir lüks değil bir ihtiyaç haline geldiği; fakat diğer yandan pek çok gencin medyadaki temsiller dolayımıyla karşı karşıya oldukları zenginlik ve yoksulluk ikileminin gerilimli alanı arasında kalmakta oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Gençlerin medya tüketimlerine ilişkin potansiyel muhalif değerlendirmeleri bulunmakla birlikte, söz konusu değerlendirmeler dönüştürücü bir eylem pratiğini yansıtmamaktadır.AbstractNowadays, the concepts of poverty, youth and media are finding place in a wide range of study fields such as media studies and urban studies; but the number of studies in which these three concepts are brought together and opened to discussion, by starting from the experience of everyday life, are very limited. In this thesis the poor urban youth's media consumption experiences, which includes their ownership of media tools in everyday life, their media usage habits and their appreciation and criticism of media contents, were examined. The findings of the research are based on a field research that is consisting from semi-structured interviews carried out with 27 young people aged between 14 and 29. All the participants are residing in Ankara Altındag. While interpreting the findings; Erving Goffman's dramaturgical approach from his study and Howard Becker's (2013) emphasis on social organization of the practical exclusion in his study named were used. Also, Henri Lefebvre's (2013) criticisms about everyday life, and his evaluations about structural mechanisms behind the everyday life, from his book were used. This study is based on the assumption of youth, poverty and media notions carry multiple meanings; and it should be considered within the framework of the practices of poor urban youth's interaction with the media in everyday life, and their significations of their own economical socio-cultural world via media. As a result of the obtained data, it was observed that the media consumption experiences of young people are articulated with different dynamics; such as to create and to consolidate positive impression in the social environment in which the live in, to be able to perform well, not to be excluded, to express their appreciation and criticism and to come out of the world they live in. Therefore, the results of the study showed that the media consumption is no more a luxury for the poor urban youth; but it is a need to struggle with the disadvantaged life conditions. On the other hand, it was resulted that many young people have been experiencing stress due to the wealth and poverty dilemma that they are exposed by the media representations. Although the young people have potentially oppositional assessments about media consumption; these assessments doesn't turn into a practical action to convert life.