Renal transplant alıcılarında donör spesifik ve non spesifik antikorların değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2010

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BURAK SUVAK

Danışman: KENAN KEVEN

Özet:

Renal transplantasyon sonrasında greft kaybının en önemli nedeni kronik allogreft nefropatidir (KAN). KAN gelişiminde immünolojik ve immünolojik olmayan faktörler rol oynar.İmmünolojik faktörlerin başında de novo oluşan anti-HLA antikorları ve buna bağlı kronik immün hasar gelmektedir.bu çalışmada renal transplantasyon sonrasında halen izlemde olan hastalarda de novo anti-HLA antikor gelişimi ve bunu etkileyen faktörleri ortaya çıkarmayı amaçladık.Bu çalışmada Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde halen transplantasyon polikliniği takibinde olan ve 6-120 ay nakil sonrası süreye sahip hastalar çalışmaya alındı. Hastaların tümüne 3'lü immünsüpresyon uygulanmaktaydı. Çalışmadan; diyalize dönen hastalar, takipte kaybolan hastalar, çalışmaya katılmak istemeyen hastalar, transplantasyon öncesi anti- HLA antikorları olan hastalar, 120 aydan daha önce transplantasyon olanlar ve transplantasyon öncesi PRA durumu bilimmeyen hastalar çalışma dışı bırakıldılar. Anti-HLA antikorları Luminex yöntem ile değerlendirildi.Toplam 91 (64 E, 27 K) hasta analiz edildi. 71 canlıdan ve 20 kadavradan renal transplantasyon yapılan hataların posttransplant takip süreleri 38±31 ay idi. Ortalama mismatch sayısı 2.8 ±1.4 olup ortalama kreatinin düzeyi 1.2±0.4 mg/dl, tahmini glomeruler filtrasyon hızı 68±19 ml/dk, biyopsi kanıtlı akut rejeksiyon %15.2 ve donör yaş ortalaması 45±14 idi. Yapılan incelemede toplam 12 hastada anti- HLA antikor varlığı ortaya kondu (%13.1) . Anti-HLA antikorları olan grupla olmayan grup değerlendirildiğinde sırasıyla ; tahmini GFR 58±26 ile 69±18 ml/dk (p=0.05), canlı/kadavra 5/7 ve 66/13, (p=0.004), akut rejeksiyon 6/12 (%50) ve 8/79 (%10.1) ,(p=0.002), anlamlı risk faktörleri olarak saptandı.Yapılan çok değişkenli analizde her iki faktörün de HLA antikor gelişimi için bağımsız risk faktörleri (kadavradan transplantasyon p=0.008,akut rejeksiyon p= 0.004) olduğu ortaya kondu.Renal transplntasyon sonrası anti-HLA antikorları stabil renl fonksiyona sahip hastalarda gözlenebilmekte ve kadavradan transplantasyon, akut rejeksiyon varlığı bu antikorların gözlenmesinde önemli risk faktörleridir.AbstractChronic allograft nephropathy (CAN) is the major cause of graft failure after renal transplantation in long term. CAN can be developed due to immunologic and nonimmunologic mechanisms. Development of de novo anti- HLA antibodies might be the most important immunologic risk factor that causes chronic antibody mediated rejection. In this study, we aimed to investigate the incidence and risk factors of de-novo anti- HLA antibodies in our kidney allograft recipients. We recruited 161 kidney allograft recipients who were transplanted between 1999-2009. After exclusion, 91 (64 M/27F) patients having functional graft and negative HLA antibody before the transplantation were taken to the analysis. They were on triple immunsupressive protocol. Anti- HLA antibodies were evaluted by Luminex method. Seventy-one of them had living donor and 20 of them had deceased donor. Duration of posttransplantation time was 38±31 months. Mean mismatch number was 2.8±1.4, mean creatinine level was 1.2±0.4 mg/dl. Estimated GFR was 68±19 ml/min, biopsy proven acute rejection was 15.2 %. Anti- HLA antibody was observed in 12 patients (13.1%). When anti- HLA antibody positive group was compared with anti-HLA antibody negative group, estimated GFR; 58±26 ml/min vs 69±18 ml/min, (p=0.05), living donor/cadaveric donor; 5/7 vs 66/13 (p=0.004), acute rejection; 6/12 (%50) vs 8/79 (%10,1) (p=0.002) were significantly different in both groups. In multivariate analysis, deceased donor and acute rejection both were found to be independent risk factors for appearance of anti- HLA antibody. (p=0.008 and p= 0.004, respectively). In conclusion, anti- HLA antibody can be seen after renal transplantation and acute rejection and deceased donor transplantation are the risk factors for development of anti-HLA antibody. More studies are needed to clarify the importance of these antibodies in long term