Postkolonyal teori ve insan hakları


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ELİF ÇAĞLA YILDIZ

Danışman: GÜLRİZ UYGUR

Özet:

İkinci Dünya Savaşı'nı takip eden dekolonizasyon sürecinin yarattığı tartışmanın ürünlerinden biri de postkolonyal teori olmuştur. Temeli Edward Said'in Şarkiyatçılık adlı eseriyle atılan postkolonyal teori, kolonyalizmin bilgi üretim sürecinde varlığını sürdüren etkilerine işaret etmiştir. Postkolonyal teorisyenler postyapısalcı metodolojiden hareketle kolonyalizm ve bilgi üretimi arasındaki tarihsel ve güncel ilişkiye dikkat çekmişlerdir. Bu bağlamda çeşitli bilgi alanları Avrupa kolonyalizmini meşrulaştıran kolonyal söylemler olarak analiz edilmiş, evrensellik/nesnellik iddiaları sorgulamaya tabi tutulmuştur. Uluslararası hukuk ve insan hakları hukuku da bu doğrultuda sorgulanan disiplinlerden olmuştur. Öte yandan evrensellik iddiasındaki normlar ve değerler söz konusu olduğunda postkolonyal teorinin yaklaşımı postyapısalcı metodolojisinin sınırlarının ötesine geçerek karmaşık bir karakter gösterebilmektedir. Postyapısalcılığa metodolojik borçluluğuna karşın postkolonyal teori kavramsal olarak pek çok evrenselci düşünceden de ilham almıştır. Dolayısıyla diyalektik karakteri gereği postkolonyal teorinin, insan hakları da dahil olmak üzere, evrensellere yaklaşımı detaylı bir incelemeyi gerektirebilmektedir. Postkolonyal teoride haklar, evrenselleştirilmiş bir dizi Avrupa kaynaklı norm olarak tutarlı bir şekilde reddedilmek yerine çeşitli değerlendirmelere konu olmuştur. Kimi teorisyenler insan hakları hukukunu Avrupamerkezci bir oluşum olarak değerlendirirken kimileri hakları evrensel bir normlar dizisi olarak görmüştür. Genel itibariyle, insan hakları hukukunu kısmen Avrupa kökenli olarak nitelendirmek ağırlık kazanan eğilim olmuştur. Bunun yanı sıra insan hakları bazı teorisyenlerce özgürleştirici bir mücadelenin parçası olarak da düşünülürken hakları özgürleştirici bir mücadele dili olarak görmeyi reddeden yaklaşımların varlığına da rastlanmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışmada öne sürüldüğü üzere, postkolonyal teoride hakların evrenselliği ve özgürleştiriciliği meselesinde tutarlı bir bakış açısından ziyade bir yaklaşımlar çokluğuyla karşılaşılmaktadır.