Osmanlı İmparatorluğu'nun sömürgeleşme sürecinde levanten bir kent: İzmir


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: TURGUT TATAR

Danışman: AYŞEGÜL MENGİ

Özet:

Kapitalizmin ve onun temsilcisi olan burjuvazinin gelişimi, liman kentlerinin evrimiyle karşılıklı bir ilişki içindeydi. Ticari yönelimlerine bağlı olarak, liman kent döngülerince belirleniyordu; liman kentinin gönenci, burjuvazinin gelişim hızının işaretiydi. Bu evrim içindeki tarihsel bir noktada, yeni doğmakta olan burjuvazi yabancılarla ilişkisinde bir ölçüde bağımsızlık kazanacak kadar kendini güçlü hissetmiş olabilir. Bu rüştünü ispat, genellikle dünya ekonomisi içindeki bir altüst oluşa denk düştüğünden, liman kenti burjuvazisi doğasının temeli olan ticaretten vazgeçip, daha kararlı bir biçimde sanayiye yönelmek bile istedi. Burada önemli olan burjuvazinin ticari köklerinin ve gelişim çizgilerinin ticari ortaklıkta onları ille de alt düzeye mahkûm etmediği gerçeğidir. Burjuvazinin karakterini azınlık-komprador ya da ticari sermaye olarak belirlemek gerekmez. Bağlam değiştikçe, sermayeye açık fırsatlar ve burjuvazi de değişir. Bir liman kenti olarak İzmir Osmanlı İmparatorluğu’nun sömürgeleşmesinde ya da dünya ekonomisine eklemlenmesinde önemli bir role sahiptir. Tezimde, bu sürecin karşılıklı ilişkileri üzerine odaklandım. İlk olarak kuramsal düzeyde periferileşme, sömürgeleşme, modernleşme sürecine ilişkin tartışmalara katkıda bulunmak, ikinci olarak da bunun ampirik kayıtları ile analizi çalışmamda güdülen amaçlardır. Öte yandan, “sömürgeleşme”, “emperyalizm”, “bütünleşme” ve “modernleşme” kavramları iç içe geçmiş bir şekilde ele aldım ve uygulamada bu sürecin İzmir örneğindeki etkisini belirlemeye çalıştım.207Birinci bölümde, bir liman kenti söz konusu olduğunda, genellikle ağırlık kazanan modernleşme, bağımlılık ve modern dünya sistemi teorilerini inceledim. Ağırlıklı olarak liman kenti incelemelerinin büyük bir yoğunluğunu oluşturan “modern dünya sistemi teorisi”ni esas aldım. İkinci bölümde, modern dünya sistemi teorisinin Osmanlı araştırmalarına yansımalarını inceledim. Modern dünya sisteminin örnek olarak seçmemin sebebi, zaman ve mekân ilişkisini 19 yüzyılın liman kenti olan İzmir kenti üzerinde uygulanabilirliğinin sınanmasıdır. Zira konu ile ilgili araştırmalarda modern dünya sistemi teorisinin baskın bir ağırlığı vardır. Üçüncü bölümde, Bir Levanten Kent olarak İzmir’in 19. yüzyıldaki yapısını ele aldım. İzmir Limanı’na dair literatürden yararlanarak önceki bölümlerdeki varsayımları sınadım.AbstractThe development of the capitalist system and this system’s representatives the bourgeoisie is interconnected with the evolution of port cities in the world. The wealth of the port city was directly connected to the development speed of the bourgeoisie. At some point of their development the emergent bourgeoisie might have accumulated power and earned some independence to continue its own designed relations with foreigners. Unexpectedly, having proven his legitimacy contradicting with its roots bourgeoisie might even have chosen industrial activities rather than the trade. The important point is that the bourgeoisie in their trade partnerships were not necessarily the disadvantaged. With the changing context bourgeoisie has also changed according to the opportunities and there is no usefulness in classifying them as necessarily the minorities or trade capital holders. The port city of İzmir has a significant role in Ottoman Empire’s integration with the world economy or its becoming a colony. This dissertation has focused on the interrelations of the process. The first aim of this dissertation is to contribute to the debates on peripherization, colonization and modernization; the second aim is to analyze empirical evidence on the debate. The concepts such as “colonization” “imperialism” “integration” and “modernization” were used integrally and how this process affected the İzmir experience.209The first chapter has focused on modernization, dependence and modern world theories which are a must when the topic is about port cities. The focus was more on the “modern world system theory” which is dominantly used in the literature on port cities. The second chapter analyzes the reflections of the “modern world system theory” on Ottoman research. The reason for choosing modern world system is that this view is dominantly used in similar research and the time and space connection of this view is applicable to the İzmir experience. The third chapter focuses on the 19th century structure of the Levantine city of İzmir and tested the assumptions listed on the earlier chapters on İzmir port.