OTOİMMÜN TİROİD HASTALIĞININ TANI VE TAKİBİNDE OKSİDATİF DNA HASAR BELİRLEYİCİSİ 8-OHdG’NİN ÖNEMİ


Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İlknur ALTUNTAŞ

Danışman: ÖZLEM OSMANAĞAOĞLU

Özet:

Moleküler oksijenin toksik etki göstermesi, oluşturduğu süperoksit radikali, hidrojen peroksit, hidroksil radikali ve single oksijen gibi reaktif ara ürünler nedeniyledir. Biyolojik sistemlerde moleküler oksijenin indirgenmesi sırasında oluşan bu ürünlere 'reaktif oksijen türevleri' (ROS) denir. ROS'lar iyonize radyasyon, mutagenler, karsinogenler ve aynı zamanda hücrede oksijen metabolizması sırasında üretilir. Oksidatif streste, in vivo üretilen ROS'lar, nükleik asitlerin proteinlerin ve lipitlerin oksidatif hasarına neden olur. Oksidasyonda bir hidroksil radikali, guanin molekülünün 8. pozisyonuna eklenir ve oksidasyonla değişikliğe uğratılmış DNA'nın serbest radikal lezyonlarından biri olan 8-OHdG (8-oxo-dG) oluşur. 8-OHdG formunda oksidatif değişikliğe uğramış DNA, DNA hasarının miktarının belirlenmesinde kullanılır. Reaktif oksijenler, endokrin bezlerinin otoimmün hastalıklarının gelişiminde de rol oynar. Bu çalışmada, ELISA yöntemi kullanılarak, Hashimoto tiroiditi ve Graves hastalarındaki 8-OHdG miktarı normal sağlıklı kişilerden oluşan kontrol gurubunun değerleri ile karşılaştırılmış, Hashimoto tiroiditi (grup 1), Graves hastalığı (grup 2) ve kontrollerdeki (grup 3) 8-OHdG değerleri arasında, ANOVA testi ile anlamlı bir fark gösterilememiştir (p= 0,361). Bütün bu gruplardan elde edilen serumlardaki serbest T3, T4 ve TSH değerleri ile 8-OHdG arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır ( r= - 0,14751, r= -0,01938, r= 0,025623, p>0.05). Toplam 10 hastanın tedavi öncesi ve sonrası 8-OHdG düzeyleri arasındaki fark incelenmiş ve anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p= 0,016).