Ötekiliğin Üretimi: Bourdieu’nun Habitus Perspektifinden Mutlu ve Ayrancı Alanları (Ankara) Üzerine Etnografik Bir Araştırma


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2025

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MUHAMMET ÖKSÜZ

Danışman: Ertuğrul Murat Özgür

Özet:

Bu çalışma, Ankara kentinde yerli halkın Suriyeli mültecilere yönelik tutumlarını, sınıf, kültür, mekân, aidiyet ve kimlik eksenlerinde yeniden üreten toplumsal yapıları ve gündelik yaşam pratiklerini Bourdieu’nun kavramsal çerçevesiyle inceleyen kapsamlı bir doktora tezidir. Kuramsal olarak ötekileştirme literatürüyle Bourdieu’nun habitus, sermaye (kültürel, sosyal, ekonomik, simgesel), alan ve doxa kavramları arasında özgün bir bağ kurularak geliştirilen bu analiz, ötekilik üretiminin hem sembolik hem de yapısal boyutlarını çok katmanlı bir biçimde tartışmaktadır. Tez, iki mahallede – görece düşük gelir grubunun yaşadığı Mutlu Mahallesi ile seküler orta-üst sınıf kimliğiyle tanımlanan Ayrancı Mahallesi’nde – yürütülen yoğun saha araştırmasına dayanmaktadır. Her iki mahalle kendi içlerinde farklı habitus biçimlerine, sosyal örüntülere, sermaye türlerine ve ötekileştirme stratejilerine sahiptir. Mutlu’da ötekilik; hemşerilik, cemaat tipi ilişkiler ve mahalle dayanışması içinde yeniden üretilirken, Ayrancı’da bireycilik, yaşam tarzı kodları ve simgesel üstünlük üzerinden şekillenmektedir. Tez, bu mahallelerde Aleviler, Kürtler ve özellikle Suriyeli mülteciler etrafında biçimlenen dışlama pratiklerini hem alan anlatıları, hem bedensel hexis, hem de sembolik sınırlamalar üzerinden çözümlemektedir.

Özellikle mahallelerin gündelik yaşamındaki sembolik anlatılar, duvar yazıları, okul mekânları, cami çevresi, dernekler, sosyal medya grupları gibi mikro-uzamlar; bu dışlama pratiklerinin doğrudan taşıyıcısı olarak analiz edilmiştir. Güvercin yetiştiriciliğinden yoga etkinliklerine, dijital gruplardaki içerik üretiminden sosyal sermaye ağlarının seçici kapsayıcılığına kadar çok çeşitli örnekler üzerinden gösterildiği üzere; sermayelerin edinimi, aktarımı ve kullanımı sırasında ötekilik kimi zaman açık, kimi zaman dolaylı biçimde ortaya çıkmaktadır. Tez, bu sürecin sadece yapısal boyutlarını değil, aynı zamanda bireylerin bu yapılara dair geliştirdiği düşünümsellik biçimlerini de analiz eder. Katılımcıların kişisel deneyimleri ve kırılma anları, yerleşik önyargı kalıplarını nasıl sorguladıklarını, hatta yer yer nasıl dönüştürdüklerini gösteren önemli ampirik katkılar sunar. Böylece çalışma, ötekiliği yalnızca yeniden üretilen bir yapı değil, aynı zamanda belli koşullarda sorgulanabilen, aşılabilen bir ilişki biçimi olarak ele alır.

Tez, yalnızca mültecilere dair yerli halkın tutumlarını ölçmekle yetinmez; bu tutumların ardındaki sembolik evreni, düşünme biçimlerini, sosyal ilişkilerin nasıl kategorik ayrımlara dönüştüğünü ve bu sürecin eğitim, medya, mahalle hafızası gibi birçok alanda nasıl normlaştırıldığını sorgular. Kavramsal olarak ötekileştirmenin önyargı, stereotipleştirme, grup inançları ve ahlaki dışlama gibi biçimlerini detaylandıran çalışma; tüm bunları Bourdieu’nun kavramlarıyla birleştirerek çok katmanlı bir toplumsal analiz ortaya koymaktadır. Son bölümde geliştirilen kuramsal model, ötekilik üretiminin sosyal, kültürel ve sembolik sermayeler üzerinden nasıl inşa edildiğini, bu yapının hangi durumlarda kırılabileceğini, düşünümselliğin hangi koşullarda ortaya çıkabileceğini ve alanlar içi dönüşüm imkânlarını göstermektedir. Türkiye’de mültecilere yönelik yerli halk algısının sadece tutum düzeyinde değil, aynı zamanda sınıfsal, kültürel ve mekânsal habituslar üzerinden nasıl örgütlendiğini göstermesi bakımından, bu tez, hem kuramsal hem de metodolojik düzeyde özgün bir katkı sunmaktadır. Ötekileştirme kuramı ile yapısalcı sosyal bilim geleneğini yaratıcı bir şekilde bir araya getiren bu araştırma, sadece mülteciliğe değil, daha genel anlamda sınıf, kimlik, aidiyet ve toplumsal dışlama meselelerine dair güçlü bir analiz zemini inşa etmektedir.