Bağışıklık sistemi baskılanmış pnömoni hastalarında indüklenmiş balgam ve bronkoalveolar lavajın mikrobiyolojik açıdan kıyaslanması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2003

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ZEYNEP PINAR ÖNEN

Danışman: ÖZLEM ÖZDEMİR KUMBASAR

Özet:

Bu çalışma Temmuz 2002 - Temmuz 2003 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp fakültesi hastanelerinde yatan, pulmoner infeksiyon düşünülerek "Göğüs Hastalıkları" kliniğine konsülte edilen bağışıklığı baskılanmış 20 olgu ile yapıldı. Bu olgular kliniğimize konsülte edildikleri dönemde; yaş, cinsiyet, primer hastalıkları, transplantasyon öyküleri ve transplantasyon süreleri, bağışıklık baskılanma şekilleri, kullandıkları bağışıklığı baskılayan tedavi, semptomların çıkış süresi ve hangi dönemde antibiyotik tedavisi aldıkları, kullandıkları antimikrobiyal tedavi sayı ve süreleri, eklenen antifungal, antiviral ajanlar ve süreleri, Trimethoprim Sulfamethoxazol kullanıp kullanmamaları ve kullanan olguların kaçının tedavi, kaçının profîlaksi dozundan aldığı, varolan pulmoner semptomları, ateş varlığı ve yokluğu, radyolojik bulguları ve varolan radyolojik bulguların progresyon gösterip göstermediği, nötropeni, trombositopeni varlığı yönünden değerlendirildi. Olguların fizik muayenelerinde bronkospazm. olup olmadığı değerlendirildi. Olgulara eş zamanlı olarak ultrasonik nebülizatör aracılığı ile indüklenmiş balgam ve bronkoskopi ile bronkoalveolar lavaj yapılması planlandı. Olguların 14'ü (%70) erkek, 6'sı (30) u kadındı. Yaş ortalaması 37.00 ± 13.15 di. Bağışıklık sistemi baskılanmasına bakıldığında; 4 olgu nötropenikti, nonnötropenik olguların birinde humoral tipte bağışıklık sistemi baskılanması izlenirken, 15 olgunun hücresel tipte bağışıklık sisteminin baskılandığı görüldü. Olguların çoğunluğu AML tanısı ile izlenirken, 6 olgu 1-6 aylık dönemde (preengraftman ve erken postengraftman fazında) HSCT öyküsüne sahipti; 4 olgu da ise 2 ay ile 5 yıllık dönemde SOT öyküsü vardı. HSCT öyküsü olan olgulardan 4'ü nötropenikti.Nötropenik ve nonnötropenik olgulara arasında ateş yönünden fark olmadığı görüldü. Immünsüpressif tedavi alan olguların çoğunluğu (%92.85) kortikosteroidi uzun süredir kullanıyordu. Olguların 17'sinde pulmoner semptomlar vardı, aynı olgular değer lendirildiğinde 16'sında pulmoner sistem muayenesinde pozitif bulgu izlendi (çoğunluğunda rai duyuldu). Kliniğimize konsülte edilen olguların ortalama antibiyotik kullanma süreleri 17.25 ± 10.04 olup, konsültasyon tarihine kadar aldıkları antibiyotik sayısı en az 1 olarak izlenirken olguların büyük çoğunluğu 2-3 antibiyotik kullanıyordu. Aynı zamanda 9 olgu antifungal, 6 olgu da antiviral tedavi alıyordu. Yedi olguya profilaksi dozundan, oniki olguya ise tedavi dozundan Trimethoprim Sulfamethoxazol veriliyordu. Bütün olguların radyolojik incelemelerinde pulmoner infiltrat görülürken, 11 olguda ampirik antibiyotik tedavisi altında radyolojik progresyon saptandı. Radyolojik progresyon antimikrobiyal tedavideki yoğun değişikliklere rağmen devam ediyordu. Kliniğimize konsülte edilen olgulara invazif bir teknik olan FOB yerine alternatif olarak, göreceli noninvazif bir teknik olan IB ile mikroorganizmaların ortaya koyulup koyulamayacağı hipotezinden yola çıkılarak bu çalışma planlandı. Olguların 15 ine FOB yapılabilirken tüm olgulara IB tekniği uygulandı. Ancak 14 olguda yanıt alınabildi. On olguya hem FOB uygulandı, hem de IB tekniğinden yanıt alındı, elde edilen materyaller kantitatif olarak mikroorganizma yönünden değerlendirildi. Sadece 1 olguda BAL da Klebsiella pozitifliği izlenirken IB kültüründe üreme görülemedi. Bir olguda ise hem IB hem de BAL yaymalarında PCP görüldü... -ryrfV,!-s!V',İ'l'Y^Bir olguda BAL kültüründe Aspergillus izlendikten ve tedavi başlandıktan 4 gün sonra IB yapılabildiği için kültüründe üreme görülmedi. Geriye kalan kültürlerde hiçbir üreme olmadı, ancak kontaminasyon ve kullanan geniş spektrumlu antibiyotiklere bağlı bazı Candida spp. görüldü fakat laboratuar tarafından anlamlı kabul edilmedi. Bağışıklığı baskılanmış hastalarda Indüklenmiş balgam ve bronkoalveolar lavaj ile elde edilen örneklerin mikroorganizmalar yönünden değerlendi. Olguların tamamı uzun süreli ve geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi aldıkları için olguların sadece üçünde (%15) etken gösterilebildi. Çok az sayıda etken gösterilebildiği için yöntemler arasında istatistiksel açıdan fark olup olmadığı tartışılmadı.