Köpeklerde üriner sistem enfeksiyonunda ultrasonografik muayene sonuçları ile idrar analiz sonuçları arasındaki ilişkiler


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: CENKER ÇAĞRI CINGI

Danışman: MEHMET KAZİM BÖRKÜ

Özet:

Bu çalışmada; idrar muayenesi ile ÜSE belirlenen köpeklerde idrarın fiziksel, kimyasal, mikroskobik ve mikrobiyolojik bulguları, ÜSE’den sorumlu bakteriler ve antibiyotik duyarlılıkları ile bu hastalarda üriner sistemdeki ultrasonografik bulguların yorumlanması amaçlanmıştır. Bu araştırma Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniğine getirilen, üriner sistem enfeksiyonu olabileceği düşünülen ve idrar örneklerinde bakteri izole edilen (çalışma grubu) 30, ayrıca sağlıklı görünen ve idrar örneklerinde bakteri izole edilmeyen (kontrol grubu) 6 köpek olmak üzere toplam 36 köpek üzerinde gerçekleştirildi. Çalışma grubunu oluşturan, ÜSE bulunan 30 köpeğin 21’i (%70) dişi, 9’u (%30) erkekti. ÜSE’li 21 dişi köpeğin 11’inin kısırlaştırıldığı öğrenildi. Çalışma grubunun yaşortalaması 8,23 ± 3,10/yıl olarak belirlendi. ÜSE şüpheli ve kontrol grubu köpeklerde nabız, solunum, vücut ısısı, mukoza kontrolü ve mümkün olanlarda idrar kesesi ile böbrekler palpe edildi. Klinik muayenelerden sonra ultrasonografi eşliğinde idrar örnekleri alındı ve sonra idrar kesesi dolu halde ultrasonografik olarak görüntülendi. Sistosentez ile alınan idrar örneklerinde fiziksel, kimyasal, mikroskobik ve mikrobiyolojik muayeneler yapıldı. Antibiyogram testi kantitatif olarak VITEK otomatik bakteri identifikasyon sistemi ile yapıldı. Test edilen bakteriye karşı antibiyotik duyarlılığı ve MIK değerleri belirlendi. Kontrol grubu köpeklerinin iştah ve çevreye ilgileri normaldi. Çalışma grubundakilerden dördünün iştahsız oldukları diğerlerinin iştah ve çevreye ilgilerinin normal olduğu gözlemlendi. Poliüri ve polidipsi olan bir olgunun diabetes mellitus olduğu ve bunun ÜSE’nin primer nedeni olabileceği düşünüldü. Kontrol ve çalışma grubu köpekler arasında vücut ısıları, nabız ve solunum sayıları yönünden istatistiksel fark belirlenmedi. Kontrol grubu ile çalışma grubundan üreaz negatif mikroorganizma saptananların pH’ları arasında istatistiksel fark saptanmazken, kontrol grubu ile çalışma grubundan üreaz pozitif mikroorganizma saptananların idrar pH’ları ile proteinüri yönünden fark önemli bulundu. Köpeklerin sistosentez ile alınan idrar örneklerinin mikrobiyolojik muayenesinde kontrol grubundakilerden hiçbirinde bakteri izole edilmezken, çalışma grubunu oluşturan 30 hastadan bakteri izole edildi. Bunlardan 13’ünde sadece Proteus spp.(%43,3), 11’inde sadece E.coli (%36,6), 2’sinde sadece Enterococcus spp. (%6,6), 2’sinde sadece Koagülaz NegatifStaph spp. (%6,6), 1’nde sadece Staph spp. (%3,3), 1’inde Enterococcus spp. ve Staph. spp. (%3,3) üredi. Bu çalışmada belirlenen tüm bakterilere en etkili antibiyotiğin florokinolonlar ve imipenem olduğu, izole edilen bakteri türleri de göz önünde bulundurulduğunda ÜSE’de ilk seçenek olarak bu grup antibiyotiklerin ampirik olarak seçilebileceği, nitrofurantoinin etkisini yitirdiği, tri+sülfa’nın ihtiyatlı kullanılması gerektiği aminoglikozitler, sefalosporinler, amok.+klav. ve amp.+sulb. kombinasyonlarının ÜSE’de kullanılabileceği görülmüştür.Ultrasonografik muayenede 30 hastanın 25’inde AÜSE’ye ilişkin bozukluk saptanırken, 2’sinde AÜS ve ÜÜS’nin birlikte etkilendiği, 3’ünde ise herhangi bir ultrasonografik bozukluk olmadığı tespit edildi. Sonuç olarak; ÜSE’nin orta yaş ve üzeri tüm köpek ırklarında ve özellikle kısır dişilerde şekillenebileceği, AÜSE’nin ÜÜSE’ye kıyasla daha çok karşılaşıldığı, idrarın görünümünün renge kıyasla daha belirleyici olduğu, üreaz pozitif bakterilerin neden olduğu olgularda pH’ın önemli derecede arttığı, piyüri, proteinüri ve hematürinin birlikte değerlendirilmesinin ÜSE’yi tanımlamada önemli olduğu, lökosit esteraz testinin nitrite oranla daha kesin sonuç verdiği, ÜSE’den sorumlu patojenin her geçen gün farklılık gösterebileceği, aynı zamanda bakterilerin antibiyotik duyarlılıklarının da değiştiği, gerek bakteri türleri gerekse bu bakterilerin rastlanılma oranları gözönünde bulundurulduğunda en etkili antibiyotiğin florokinolonlar ve imipenem olduğu, ultrasonografide ÜSE’ye ilişkin bir bozukluk saptanamayacağı gibi üriner sistemin tek ya da tüm organlarında belirgin patolojilere neden olabileceği, kristalürinin özellikle alkali idrarda ve üreaz pozitif bakteri saptananlarda (Proteus spp., Staph. spp.) ultrasonografik olarak çok rahat görülebileceği, strangürili hastalarda ürolit varlığı göz önünde bulundurularak ultrasonografinin mutlaka endike olduğu ve ürolitin önemli bir enfeksiyon kaynağı olabileceği kanısına varıldı.AbstractThe aim of present study is to determine physical, chemical microscopic and microbiologic characteristics of urinary system infections in dogs by urine examination and bacteria species that responsible urinary tract infections and their antibiotic-sensitivity testing and to interpret ultrasonographic findings. This study was conducted on 36 dogs of various age and breed, 30 as study group were suspected urinary tract infection that were admitted to the Department of Internal Medicine of the Veterinary Faculty the University of Ankara in which bacteria isolated from urine samples which were taken by cytocentesis as study and 6 healthy dogs as control group. Distribution of study group’s genders were female 21 (70%) and 9 male (30%). 11 out of 21 female dogs with urinary tract infection were spayed. Mean age of study group was 8, 23 ± 3, 10 years. Pulse, respiration rate, body temperature, mucosal inspections were carried out in dogs with suspected urinary tract infection and control group. When possible, urine bladder and kidneys were also palpated. Following clinical examination, urine samples were taken by ultrasound-guided cystocentesis Physical, chemical, microscopic and microbiologic examinations were carried out on urine samples, taken by cystocentesis. Antibiotic-sensitivity testing was also carried out by automated VITEK bacteria identification equipment. Antibiotic sensitivity tests and MIC values were determined for the isolated bacteria. There are no clinical signs of urinary tract infection in control group (6 dogs). On the other hand, in study group; there were no significant clinical disorders observed except lack of appetite in four dogs. Diabetes mellitus diagnosed in one case with polyuria and polydipsia symptoms and it was thought that primary cause of urinary tract infection likely diabetes mellitius. There was no statistically difference in pulse, respiration rate and body temperature. There was no statistically difference in pH values of urease negative microorganism detected between control and study groups. On the other hand, there was significant difference in pH values of urease negative microorganism detected between control and study group. Additionally, statistically difference was detected between control and study group of proteinuria values No bacteria were isolated from urine samples of control groups taken by cystocentesis. However, various bacteria isolated from 30 dogs in study group. Distribution of isolated bacteria as follows; in 13 Proteus spp. (43,3%), in 11 only E. coli (36,6%), in 2 only Enterococcus spp. (6,6%), in 2 cogulase negative Staph. spp (6,6%), in 1 Staph spp.(3.3 %) and in 1 Enterococcus spp. (3,3%) respectively. According to antibiotic-sensitivity test and bacteria isolation results, floroquinolons and imipenem found the most effective antibacterial agent. Therefore, floroquinolons and imipenem may be alternative agent as first choice in the treatment of urinary system infection. Additionally, it was observed that effects of nitrofurantoin vanishing and tri+ sulfa use need careful caution, and suggested that aminoglicosides, cephalosporin, amoxycillin+clavunate and ampicillin + sulbactam combination application can be used in the treatment of urinary system infection.Ultrasonographic examination showed that there was AUSE related damage of 25 patients out of 30 in two cases both lower urinary system and upper urinary system disorder, and in 3 cases, there was no damage. As a result, a frequency of urinary system infections of dogs found increased in middle age and over, especially in spayed female dogs. Also study showed that lower urinary system infections was found more common than upper urinary system infections, also appearance of urine found more definitive than color, moreover significant increases in pH were observed particularly in cases caused by urease positive bacteria. Unique evaluation of piuria, proteinuria and hematuria signs are important for definition of upper urinary system infections. Leukocyte esterase test found more definitive than nitrite test. Additionally, it was observed that causative bacteria flora of urinary system infections show differences with time, with their antibiotic sensitivity as well. By considering, bacterial isolation, detected bacteria strains and antibiotic-sensitivity test results, floroquinolons was found the most potent antibacterial agent. Study showed that disorder related to urinary system infection can not be detected only by ultrasonographic examination also disease may cause evident disorders in single organ and total of urinary system especially cristalluria can be visualized in alkali urine and urease positive bacteria (Proteus spp., Staph. spp.) isolated cases. Moreover, it was experienced that ultrasonographic examination is necessary in presence of urolith with stranguria and concluded that urolith can be source of infection.