E. Levinas ve J. Derrida felsefesinde "Şiddet" sorunu


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: ARİFE TANSEL

Danışman: Hamdi Bravo

Özet:

Doğrudan veya dolaylı olarak ya da toplumu korumak, benin özdeşliğini oluşturmak ve varlığını sürdürmek için meşru bir biçimde de gerçekleştiği görülen şiddet, temelde başka ve farklı olanın ayrılması, belirlenmesi, asimile edilmesi veya yok edilmesi şeklinde karşımıza çıkar. Son dönemlerde soruna anlamlandırma süreçlerinin kurulumu çerçevesinde yaklaşan felsefe, akılcılığın insan hayatında yarattığı tahribat ve insanların ve tüm başka olanların kapalı bütüncül bir yapı üzerinden değerlendirilmesine odaklanır. Çalışmada, şiddetin geleneksel düşüncede başkalığın ve farkın göz ardı edilerek nasıl bir dil ve anlama sorununa dönüştüğünü ele alan Levinas ve Derrida'nın görüşlerine odaklanıyorum. İlk iki bölümde düşünürlerin konuya dair görüşlerinin ayrıntılı bir incelemesini verdikten sonra, üçüncü bölümde karşılaştırma yaparak sorunun ve çözüm olanaklarının farklı boyutlarını ortaya koyuyorum. Levinas ve Derrida'ya göre, kökenleri Batı felsefesinde yatan varlıkların rasyonel ben aracılığıyla inşası, bütünleştirici bir söylem yaratarak radikal farklılıkları indirger ve uygulanacak şiddeti meşrulaştıran bir söylem pratiğine dönüşür. Derrida'da şiddet hareketi her ilişkinin olanağı olarak karşımıza çıkarken, Levinas'ta çoğul ve başka olanın aynı'da ifade edilmesidir. Levinas için mutlak barış, şiddet içermeyen, dilin olmadığı bir yerde gerçekleşirken, Derrida için söylem kendini doğrulamak için kendisini reddedebilir, kendisini şiddete maruz bırakabilir. Şiddetten kaçmak olası görünmez. Levinas ve Derrida'nın şiddet sorununa yaklaşımları gerçekliklerin belirsizliği ve söylemlerin yetersizliğiyle yüzleştirerek başka olanlara açılımı, yani tarihin izlerini görmeyi ve yorumlama olanaklarını arttırmayı, daha adil ve insani bir düzene karşı sorumluluk duygusu geliştirmeyi amaçlar görünür. Anahtar Kelimeler: Şiddet, aynı, mevcudiyet, egoizm, başka, başkalık, fark, daha az şiddet, sorumluluk. Violence, as it is observed to take place directly or indirectly or to protect the society in a legitimate way, to create the identity of the self and to maintain its existence, basically emerges as the separation, determination, assimilation or destruction of the other and the different. The philosophy, which has recently approached the issue within the framework of the establishment of interpretation processes, focuses on the damage caused by rationality in human life and the evaluation of the people and all the different ones through a closed totalizing structure. In this study, I focus on the arguments of Levinas and Derrida, who discuss how violence transforms into a language and understanding issue by ignoring the otherness and the difference in traditional thought. After sharing a detailed review of the thinkers' opinions on violence in the first two chapters, in the third chapter I present the different extents of the issue and its possible solutions by making comparisons. According to Levinas and Derrida, the construction of beings whose origins lie in Western philosophy through the rational self, reduces the radical differences by creating an integrative discourse and turns into a discourse practice that legitimizes the violence to be applied. In Derrida, while the movement of violence is emerging as the possibility of every relationship, in Levinas it is the expressing of the plural and the other within the same. In Levinas, while absolute peace comes true where non-violent language is absent, whereas in Derrida discourse may reject itself in order to justify itself, or may expose itself into violence. It seems unlikely to escape from the violence. Levinas and Derrida's approach to the issue of violence appears to aim at reaching out to the others by confronting the uncertainty of realities and the inadequacy of discourses, that is, to consider the traces of history and to increase the possibilities of interpretation, and to develop a sense of responsibility towards a more just and humane order. Keywords: Violence, the same, presence, egoism, the other, alterity, difference, less violence, responsibility.