Tasavvufî Düşüncede Dînî Çeşitliliğin İmkân Ve Sınırlılıkları: Mevlânâ Örneği


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: NURHAN RAMAZANOĞLU ÖZCAN

Danışman: Ahmet Cahid Haksever

Özet:

Bu çalışmada, dînî çoğulculuğun tanımı, konu ile ilgili diğer kavramlar olan dînî dışlayıcılık, dînî kapsayıcılık, dînî çokluk ele alınmaya çalışılmıştır. Dînî çoğulculuğun Tasavvuf ve Mevlânâ’nın fikir dünyasında mümkünlüğü irdelenmiştir. Dînî çoğulculuk kavramı, Batılı din felsefecileri tarafından gündeme getirilmiş ve sistemleştirilmiş felsefî bir yaklaşım olmakla birlikte, daha önceki yüzyıllarda ve farklı coğrafyalarda da benzer fikrî akımlarının varlığı bilinmektedir. Dînî çoğulculuk, dünya üzerindeki bütün dinleri özellikle de yaşayan büyük dinleri Tanrı’ya eşit seviyede ulaştıran yollar olarak kabul eden görüşün adıdır. Dînî çoğulculuk düşüncesinin kimi önde gelen sufîler ve özellikle Mevlânâ tarafından dile getirildiği ve uygulamaya konulduğu iddiaları mevcuttur. İslâm Tasavvuf literatüründe sıkça kullanılan muhabbet, müsâmahâ, felâh, necât gibi kavramların dînî çoğulculukla hangi ölçüde uyum sağladığı ya da ters düştüğü tartışmalı bir mevzudur. Çalışmada Mevlânâ’nın dînî çoğulcu olarak kabul edilip edilemeyeceği ya da kendi kavram terminolojisinde bahsi geçen teorilerden dînî çoğulculuğun veya dînî dışlayıcılığın mâhiyetine benzer bir bulgunun var olup olmadığı incelenmeye çalışılmıştır.