James Graham Ballard'ın romanlarında kentsel uzamın temsili


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2018

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: İSMAİL SERDAR ALTAÇ

Danışman: SILA ŞENLEN GÜVENÇ

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Bu çalışmanın amacı James Graham Ballard'ın Concrete Island (1974), High-Rise (1975) ve Empire of the Sun (1985) adlı romanlarında kentsel uzamdaki teknoloji, kent planlaması ve mimari ögelerini sosyolojik ve psikanalitik bir bakış açısıyla incelemektir. Bu çalışmanın iddiası bu romanlarda toplumsal/kamusal uzamın parçalandığını ve bunun sonucunda da öznelerarası ilişkileri düzenleyen medeniyet kavramının da tehlike altına girdiğini göstermektir. Kuramsal çerçeve içinde anlamlı bir yer olarak kamusal uzamın yok olması ve modernist planlamaların bu değişimdeki rolü tartışılacaktır. Bu tartışma, en somut örneği modern kentler olan medeniyet kavramının psikanalitik yorumlamalarıyla derinleştirilecek ve kamusal uzamın yok oluşunun medeni tavırların yok oluşuyla da yakından ilgili olduğu gösterilecektir. Concrete Island ile ilgili olan ikinci bölümde, kentsel dokunun otoyollar ve otomobil kullanımı ile geçirdiği değişimler ve bu değişimlerin kamusal uzam üzerindeki etkileri tartışılacaktır. Ayrıca bu tartışma, modern metropol ile keskin bir zıtlık içindeki trafik adasının muhtemel anlamlarını keşfetmek için kullanılacaktır. High-Rise ile ilgili üçüncü bölümde, modernist bir gökdelen binasında yaşayan kapılı bir topluluğun nasıl kentten koptuğu ve bu topluluğun kendi içinde kamusal bir kültürünün neden olmadığı tartışılacaktır. Ayrıca, topluluğun barbarlığa doğru evrilmesi psikanalitik bir bakış açısıyla yorumlanacaktır. Empire of the Sun'ın incelendiği üçüncü bölüm medyanın, otomobillerin ve kentsel ayrışmaların kentin kamusal bir uzam olarak yaşanmasını nasıl engellediğini soruşturmaktadır. Ayrıca, romandaki toplama kampının kendi iç kamusal kültürü psikanalitik ve sosyolojik boyutlarıyla tartışılarak savaş sonunda kampın yerinde ortaya çıkan kapılı topluluğun doğası ortaya koyulmaktadır. Sonuç olarak ise Ballard'ın distopik görüşünün ve medeni yaşam tarzındaki yok oluşun kamusal bir uzamın oluşumuna müsaade etmeyen modern kentlerin planlamasında yattığı neticesine varılmıştır. The aim of this study is to examine the elements of technology, urban planning and architecture in the urban spaces in the novels entitled Concrete Island (1974), High-Rise (1975) and Empire of the Sun (1985) by James Graham Ballard. The novels have been evaluated from a sociological and psychoanalytical perpective. This study argues that these novels testify to the disintegration of social/public space, which, in turn, jeopardizes the concept of civilization as an agent which organizes intersubjective relationships. The introduction discusses the disappearance of the public space as a meaningful place and the role of the modernist planning strategies in this disappearance. This discussion is extented to psychoanalysis' comments on civilization, whose epitome is supposed to be modern cities, to state that the disappearance of public space is closely related to the disappearance of civilized manners. In Chapter II concerning Concrete Island, the transformation of the urban fabric through the motorways and the extensive use of private automobile is discussed with regard to its effects on public space. The discussion is extended to the possible meanings of the island with its stark contrast with modern metropole. In Chapter III concerning High-Rise, how a gated community living in a modernist tower block is severed from the rest of the city and why this community lacks a public culture in itself are discussed. Furthermore, the community's descension into barbarism is evaluated from a psychoanalytical perspective. Chapter IV concerning Empire of the Sun inquires the ways by which media, automobiles and urban segregation inhibit the experience of the city as a public space. Moreover, the inner public culture of the assembly camp is discussed from a sociological and psychoanalytical perspective to illustrate the nature of the gated community which appeared in the place of the camp at the end of the war. It has been concluded that Ballard's dystopic vision and the loss of civilized ways of life are deeply embedded in the planning of the modern cities which obstructs the formation of a public space.