Cihanbeyli-Yeniceoba (Konya kuzeyi) civarındaki miyo-pliyosen birimlerinin sedimantolojisi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BİLGE GÖKSU

Danışman: ERDOĞAN TEKİN

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Tuz Gölü havzası; Orta Anadolu’da, doğrultuları KB-GD gidişli normal fay sistemleriyle sınırlanmış tektonik kontrollü bir çöküntü alanıdır. Özellikle Tersiyer döneminde havza denizel ve karasal (akarsu-gölsel) yoğun kırıntılı-karbonat-evaporit birimlerin depolanması ile temsil edilmektedir. Tuz Gölü’nün batısında yer alan Yeniceoba-Kuşça-İnsuyu çevresindeki Cihanbeyli formasyonu ve İnsuyu formasyonu’nun sedimanter istif içerisindeki kırıntılı-karbonat-volkaniklastik birimlerin yanal ve düşey fasiyes özelliklerine bağlı, depolanma süreçleri, mineralojisi, petrografisi, mikro dokusal özellikleri, eser element ve izotop jeokimyası çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar çökelme sisteminin aydınlatılmasına ve bölgenin paleocoğrafik gelişiminin anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Cihanbeyli ve İnsuyu formasyonu palinolojik verilere göre Üst Miyosen-?Alt Pliyosen yaşlı olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada Üst Miyosen-?Alt Pliyosen yaşlı Cihanbeyli formasyonu dört üyeye ayrılmıştır. Bunlar; Alt Karasal Kırıntılılar (Tmck1), Kuşça üyesi (Tmckü), Üst Karasal Kırıntılılar (Tmck2) ve Gölsel Karbonatlar (Tmcg) ‘dir. Cihanbeyli formasyonuna ait Kuşça üyesine ait alınan örneklerde; XRD, mikro doku (SEM) çalışmaları neticesinde paligorskit ve illit türü kil mineralleri belirlenmiştir. İnsuyu formasyonu küçük ve büyük ölçekli boşluklu ve kovuklu, bitki egemen rizolitik kireçtaşları, kaliş ve kırıntılı çamurtaşı birimlerinden oluşmaktadır. Bölgedeki Miyo-Pliyosen birimlerinin kökeninin açıklığa kavuşturulabilmesi için ise 13C, 18O, 87/86 Sr izotop çalışmaları yapılmış ve elde edilen diğer jeokimyasal verilerle birlikte değerlendirilmiştir. Sonuç olarak çalışma alanındaki birimlerin; farklı paleo iklimsel koşulların, dönemsel karasal volkanizma ile tektonizmanın etkili olduğu farklı litolojilere sahip depolanma sistemlerinin etkin olarak geliştiği göl kompleksinde çökeldiği belirlenmiştir. Tez kapsamında yapılan tüm çalışmalar neticesinde Miyosen-Pliyosen zaman aralığında gelişen havzanın olası havza evrimi blok diyagramlarla modellenmiştir.AbstractSalt Lake Basin is a tectonically controlled subsidence area located in Central Anatolia which is bordered with NW-SE extending normal fault systems. Clastic, carbonate and evaporitic sediments are the major sediments which were deposited in terrestrial, lacustrine and marine environments, respectively. These sediments filled the basin during the Tertiary, owing to active noetectonic proceses. Accumulation phases, mineralogy, petrography, micro textural characteristics, trace elements, palynological and isotope geochemical studies have been conducted considering the lateral and vertical facies characteristics of detritals carbonate volcaniclastic units in the Upper Miocene-?Lower Pliocene Cihanbeyli formation and İnsuyu formation sedimentary units which is located west of the Salt Lake. These study attemps to clarify its origin and understand paleogeographic evolution of the area. In this study, The Cihanbeyli formation have been divided into four members as follows: Lower terrestrial clastics (Tmck1), Kuşça (Tmckü),Upper terrestrial clastics (Tmck2) and lacustrine carbonates (Tmcg). In samples belong to Kuşça member of Cihanbeyli formation, palygorskite and illite-type fibre minerals are found using XRD, microtextural (SEM) analyses. Insuyu formation is conpose of plant dominant rizholithic limestone chracterizing by various kind of porozities, calcrete, detritals mudstone. Using the heavy mineral composition of silisiclastic samples of the Cihanbeyli formation, its source rock composition have been determined as ophiolithic and volcanic. To decipher the origin of Mio-Pliocene units in the studied area 13C, 18O, 87/86Sr isotope studies have been made and evaluated with other geochemical data. Ultimately, it’s identified that different studied units were deposited under varyying paleoclimatic conditions in which periodic terrestrial volcanic activies and tectonism played an important role.October 2015,