Denizcilik Çalışma Sözleşmesi'nin iş sağlığı ve güvenliğine dair hükümlerinin Türk hukukuna uyarlanması


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2021

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: MELEK ALTIN

Danışman: İSMAİL DEMİR

Özet:

Dünya ticaretinin % 90'ından fazlası deniz ticareti ile yapılmaktadır. Deniz ticaretinin yaygınlaşması ve teknolojinin sürekli gelişmesi birçok ihtiyacı da beraberinde getirmiştir. Bunlardan başlıcası bu ticaretin en önemli argümanı olan gemiadamlarının yeteri derecede korunup korunmadığıdır. Zira gemiadamları dünya denizlerinde bazen ayları bulan seferler ile korumasız şekilde çalışmaktadırlar. Bu sebeple millî düzenlemelerden ziyade milletlerarası düzenleme ile koruma altına alınmaları gerekmektedir. Bu ihtiyaca binaen milletlerarası alanda birçok sözleşme imzalanmıştır. Gemiadamlarının genellikle işçi konumunda olması ve donatanlara karşı ekonomik yönden zayıf olmaları hususi şekilde korunmalarına ve maruz kalacakları zararların tazminine yönelik kuralların geliştirilmesini gerektirmiştir. Böylece gemiadamlarının çalıştıkları gemiler bakımından olası tüm risklerden arındırılması ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri bakımından tam olarak eğitilmeleri için birçok milletlerarası sözleşme yapılmıştır. Bununla birlikte donatanlar bakımından da birkaç kıyı devletinin birleşerek yaptıkları bölgesel sözleşmelerin başka devletlerce kabul edilmemesi gibi sebeplerle rekabet gücünde eşitsizlikler ve yabancı bayraklara kaçışlar artmış. Bu sebeple yeknesak kurallar getirilerek milletlerarası alanda donatanların maruz kaldıkları bu olumsuzlukların giderilmesine yönelik kuralların geliştirilmesi gerekmiştir. Millî hukuklardaki kuralların yetersizliği ve hukuk sistemlerindeki farklılıklar sebebiyle milletlerarası hukukta yeknesak kuralların kabulü zorunluluk hâline gelmiştir. Denizcilik Çalışma Sözleşmesi, bu yöndeki çabaların sonuncu ve en önemli halkasını oluşturmaktadır. ILO'nun gemiadamları haklarına ilişkin şimdiye kadar yapmış olduğu birçok sözleşmeyi tek metin halinde bir araya getiren Denizde Çalışma Sözleşmesi, gemiadamları, donatanlar ve devletler bakımından günün ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemeler barındırarak deniz hukukunun hızlı gelişmesinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu Sözleşme'ye birçok devlet taraf olmuşsa da Türkiye henüz taraf olmamıştır. Sözleşme'nin amacı, gemiadamlarının yaşam ve çalışma koşulları, kişisel hakları ve hukuki çözüm yolları gibi birçok konuda çağdaş ve kapsamlı hükümlerle gemiadamlarının insan onuruna yaraşır çalışma ve yaşam alanlarına kavuşmalarını sağlamaktır. Sözleşme, ilgili bütün sosyal taraflar arasında gelişmiş düzeyde bir diyalog tesis etmektedir. Sözleşme'nin özü, gemiadamlarının azami ölçüde korunması anlayışına dayanmaktadır. Sözleşme'nin, 1974 SOLAS, 1978 STCW ve MARPOL'dan sonra dördüncü temel milletlerarası sözleşme olması öngörülmektedir. Esasında ILO gemiadamlarının iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin şimdiye kadar birçok sözleşme imzalamıştır. Ancak bu sözleşmeler milletlerarası alanda bazen çok sayıda devlet tarafından kabul edilmekte bazen kabul edilmemekteydi. Bu durum yeknesak kurallar oluşturma noktasında zayıf kalmaktaydı. Sözleşme ile bu farklılıklar ortadan kaldırılmış ve yeknesak kurallar getirilmiştir. Türkiye, Taraf Devlet sıfatına sahip olmamakla birlikte Sözleşme, dünya denizlerinde çalışan Türk bayraklı gemilere fiilen uygulanmaktadır. Sözleşme'nin milletlerarası sefer yapan Türk gemilerine fiilen uygulanması ve içerdiği ileri hükümler sebebiyle Türkiye'nin bir an evvel yürürlük prosedürünü tamamlaması büyük önem arz etmektedir. Çünkü Türk bayraklı gemiler, Türk denizlerinde millî kanunlara ilişkin hükümlere tabi tutulmakta, dünya denizlerinde ise Sözleşme'ye tabi tutularak ikili uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu ikili uygulama, dünya denizlerinde seyrüsefer yapan Türk bayraklı gemilerin rekabet gücünü azaltmakta ve Türk deniz ticaret filosunun gelişmesini engellemektedir. Türk hukuku bakımından gemiadamlarının iş sağlığı ve güvenliği, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile sağlanmaktadır. Ancak bu Kanun, gemiadamları bakımından yeterli korumayı sağlayamamaktadır. Kanun, daha ziyade karada faaliyet gösteren işyerlerine uygulanabilecek hükümler içermekte olduğu gibi denizciliğin özellikleri dikkate alınmadan kaleme alınmıştır. Bu sebeple Türkiye'nin bir an evvel ya Sözleşme'ye taraf olması ya da Sözleşme'nin maddi hükümlerini alarak gemiadamlarının iş sağlığı ve güvenliği kanunu adı altında bir kanun oluşturması gerekmektedir. Böylece Türk hukukunda yürürlükte bulunan kanun ve sair düzenleyici işlemler bu kanuna göre revize edilerek gemiadamları bakımından milletlerarası hukuka uygun koruma sağlanmış olacaktır. More than 90% of world trade is carried by maritime trade. The widespread use of maritime trade and the development of technology have led to many needs. The main requirement arising from that developments is whether the seafarers, which are the most important subjects of maritime trade, are adequately protected. Since the seafarers work for months in international waters legally unprotected the need to make not only national but also international regulations which protect them adequately has been arisen. The fact that the seafarers are generally laborers and economically weak against the shipowners required them to be efficiently protected. For this reason, it has been necessary to develop rules for the compensation of possible damages they may suffer. Thus, many international agreements have been concluded to ensure that seafarers to be protected from all possible risks in terms of the ships they work with and that they are fully trained in terms of occupational health and safety measures. The other reason to make uniform international regulations, in terms of the shipowners, is to eliminate the imbalances in competitiveness of the shipowners and to prohibit the increase of fleeing to the other flags which caused by the regional agreements concluded by only some several coastal states, not by all states. Maritime Labor Convention constitutes the last and the most important tool of this international enactment process. MLC 2006, which brings together many other ILO conventions regarding the seafarers under a single text, has been a milestone by accommodating regulations that meets the needs of the day in terms of maritime labor law. The purpose of the convention is to provide seafarers with modern and comprehensive provisions in terms of living and working conditions, personal rights and legal dispute resolutions and to ensure that seafarers have work and living spaces worthy of human dignity. The essence of the contract is based on the understanding of maximum protection of seafarers. The Convention is envisaged to be the fourth main international agreement after 1974 SOLAS, 1978 STCW and MARPOL. Many conventions have been signed within the ILO regarding the occupational health and safety of seafarers so far. However, since these conventions were signed by a limited number of states, they were weak in establishing international uniform rules. With the Convention, these differences were eliminated and uniform rules were introduced. Although Turkey is not party to the Convention, the Convention applies to Turkish-flagged ships in international waters. Since the convention applies to Turkish ships in international waters and constitutes advanced comprehensive regulations, Turkey should complete the implementation process as soon as possible. According to the current regulations, Turkish flagged ships are subject to the provisions of national laws in Turkish waters but they are subject to the Convention in international waters and this dual practice reduces the competitiveness of Turkish flagged ships and prevents the development of Turkish maritime trade. Occupational health and safety of seafarers is protected according to the Law on Occupational Health and Safety No.6331 but this Law doesn't constitute sufficient protection for seafarers when the characteristics of maritime taken into consideration. Thus, Turkey has to be party to the Convention as soon as possible or has to enact a new law providing comprehensive protection for the seafarers in accordance with international maritime labor law which is regulated by MLC 2006.