Çocuklarda endoskopik pilonidal sinüs tedavisi (PEPSİT) ve fenol enjeksiyonu ile kombine tedavinin etkinliğinin araştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: KADER GÜCENMEZ

Danışman: Ufuk Ateş

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Amaç: Pilonidal sinüs hastalığı (PSH), enfeksiyon ve ağrı oluşturmasının yanında etkilenen kişilerin yaşam kalitesi üzerinde ciddi derecede olumsuz bir etkiye sahip olabilen ve özellikle adölesan yaş grubunda okuldan ve sosyal aktivitelerden uzun süre geri kalmaya neden olabilen bir hastalıktır. Tedavisi cerrahidir. Çeşitli cerrahi teknikler tanımlanmış olmasına rağmen nüksler hala en büyük sorundur. Bu çalışmada pediatrik endoskopik pilonidal sinüs tedavisi (PEPSİT) ve fenol enjeksiyonu yöntemlerinin birlikte uygulanmasının ve iyi bir pansumanın nüks oluşumunu engelleme açısından sonuçlarının araştırılması amaçlanmıştır.

 

Gereç ve Yöntem: Haziran 2022-temmuz 2023 tarihleri arasındaki pilonidal sinüs hastaları geriye dönük olarak tarandı ve kontrol kayıtları tam olanlar, düzenli kontrollere gelenler çalışmaya dahil edildi. Hastalar iki grup şeklinde değerlendirildi. Tüm hastalarda endoskopik pilonidal sinüs tedavisi (PEPSİT) ve fenol yöntemleri birlikte uygulandı. Aralık 2022 tarihinden önce normal pansuman yapan hastalar grup 1, aralık 2022 tarihinden itibaren yeni pansuman tekniği ile takip edilen hastalar grup 2 olarak değerlendirildi. Hastaların demografik özellikleri, yaşam şekilleri, hastalığın oluşmasından cerrahiye kadar geçen süre, sakrokoksigeal bölgedeki kıl yoğunluğu, kişisel hijyen, bölgenin kıllarının temizlenip temizlenmediği, cerrahi öncesinde pilonidal kistin büyüklüğü, cerrahi sırasında fistüloskop ile kıl çıkarılıp çıkarılmadığı, hastaların düzenli pansuman yapıp yapmadıkları, yara bölgesinin temiz tutulup tutulmadığı, sinüs kapanma süreleri analiz edildi.

 

Bulgular: Çalışmaya 61 hasta dahil edildi. Bütün hastalara PEPSİT ve fenol uygulandı. Furacin pomad ile pansuman yapılan 25 hasta grup 1, madecassol merhem ile tamamen kapalı pansuman yapılan 36 hasta grup 2 olarak değerlendirildi. Grup 1’de birinci ayda, grup 2’de sinüsler kapandıktan sonra ya da kapanmayanlarda 5.haftada USG yapıldı. Grup 1’de USG’de sinüs kavitesi içerisinde kıl ve inflame yoğun içerik görülen, sinüsleri açık olan, beraberinde akıntısı ve ağrısı olan 17 hasta (%68)  yara iyileşmesinde gecikme olarak değerlendirildi ve tekrar işlem planlandı. Takibi boyunca hijyeni ve yara bakımı iyi olan 12 hastanın sadece 5 tanesinde (%41,6) yeniden işlem ihtiyacı oldu. Grup 2’de USG’de sinüs kavitesi içerisinde kıl ve yoğun içerik görülen, sinüsleri açık olan, beraberinde akıntısı ve ağrısı olan 13 hasta (%36,1) yara iyileşmesinde gecikme olarak değerlendirildi ve tekrar işlem planlandı. Takibi boyunca iyi epilasyon ve düzenli pansuman yapan 22 hastanın sadece 2 tanesinde (% 9) yeniden işlem ihtiyacı oldu.  Grup 2’de sinüslerin daha erken kapandığı (ortalama 3.5 hafta), Grup 1’de birinci ayın sonunda sinüs kavitesi içerisinde granülasyon gelişme oranı %76 iken grup 2’de %94.4 olduğu görüldü. İlk işlem sonunda iyileşmesi tam olmayan ve yeniden işlem gereken hastalarda hastalık başlangıç süresinin 3 aydan uzun ve sinüs sayısının ve kavite hacminin daha fazla olduğu görüldü.

 

Sonuç: Pilonidal sinüs tedavisinde minimal invaziv yöntemler sonrası iyi bir epilasyon ve düzenli pansuman yara iyileşmesini hızlandırmaktadır. Pansuman sırasında sinüs kapanmasını ve granülasyon dokusu oluşmasını hızlandıracak merhemlerin kullanılması faydalıdır. Sinüs ağzının erken kapanması kavite içerisine yeniden kıl girmesini engeller ve hastalığın tekrarlama riskini azaltabilir. Bu nedenle aileler pansuman konusunda iyi bilgilendirilmeli ve önemi vurgulanmalıdır. Hastaların iyileşme sürecinin takibinde, granülasyon dokusunun değerlendirilmesinde ultrasonografi kullanılabilir. Erken cerrahinin hastalığın iyileşmesine olumlu etkisi vardır.

 

Anahtar Kelimeler: Pilonidal sinüs, endoskopi, pansuman, fenol, minimal invaziv cerrahi