Yargının siyasallaşması olgusu ve 1982 Anayasası perspektifinde Türkiye'de yargının siyasallaşmasının yapısal nedenleri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: RIZA ADIGÜZEL

Danışman: BÜLENT ALGAN

Özet:

Günümüzde demokrasi kavramı, klasik anlamının ötesinde, hukuk devleti ve ilkelerini de kapsar bir şekilde kullanılmaktadır. Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri de tartışmasız, kuvvetler ayrılığının bir uzantısı olarak, bağımsız ve tarafsız yargıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin dönüşüme uğramasıyla birlikte, yasama ile yürütme arasında olan ayrım belirsiz bir hale gelmiştir. Yasamanın, seçim sistemlerinin de etkisiyle, yürütme içinde erimesi yargı erkinin iktidarın sınırlandırılmasındaki rolünü ve önemini arttırmıştır. Bu durum aynı zamanda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerindeki siyasal baskıyı da arttırmaktadır. Bu baskının çeşitli boyutları olmakla beraber, yasama organındaki hâkimiyeti ve yargı üzerindeki yetkileri düşünüldüğünde, en büyük baskı yürütmeden gelmektedir. Yargının siyasallaşması olarak kavramsallaştırılan bu durum, meşruiyetini devlet iktidarını insan hakları lehine sınırlandırmaktan alan hukuk devleti anlayışını tehdit etmektedir. Yargının siyasallaşmasının güncelliğini yitirmediği ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ülkede cari olan siyasal kültür yargıyı siyasal tartışmaların odağına yerleştirmekte ve yargıyı kimi siyasal hedeflerin aracı haline getirmektedir. Adeta kısır bir döngü haline gelen bu durumun önemli bir kısmı da yapısal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu yapısal sorunların başında ise siyasal iktidarın hâkim ve savcı atamalarındaki rolü gelmektedir. Diğer önemli nedenler ise yürütmenin HSYK’nın yapısı ve yüksek mahkemelerin oluşumu üzerindeki etkisi olarak sıralanabilir. AbstractToday; the concept of democracy, beyond its classical meaning, is also used to cover the rule of law and its principles. One of the most important principles of the rule of law, as an extension of seperation of Powers, without dispute is independent and impartial judiciary. The distinction between legislative and executive, together with the transformation of the principle of separation of Powers, has become uncertain. With the effect of the electoral system, the dissolution of the legislative inside of the executive increased the role and importance of limiting the state power by the judiciary. This situation also increases the political pressure on the independency and impartiality of the judiciary. Although this political pressure has a variaty of dimension, when the sovereignty and authority of the legislative over the judiciary is considered, the greatest pressure comes from the executive. This situation can be conceptualized as the “politicization of the judiciary”. Obtaining its legitimacy by restricting state power in favor of the area of human rights, “politicization of the judiciary” threatens the rule of law. Turkey is one of the countries where the concept “politicization of the judiciary” is up to date. The current political culture in the country places the judiciary to the focus of political debate and makes judiciary to be used as a tool for some political goals. Almost become an vicious circle, important part of this situation is caused by the structural problems. The main structural problem is the role of the political power during the assignment of judges and prosecutors. Executive’s impact on structure of HSYK and formation of high courts can be listed as other important structural problems.