: Yoğun bakımda şok tanısı ile takip edilen hastalarda ultrasonografi-doppler kullanımı ile elde edilen maksimal aortik kan akım hızının solunumsal variyabilitesinin hastalarda sıvı yanıt verebilirliği değerlendirmek açısından güvenirliliği


Creative Commons License

Özdemir U. (Yürütücü), Ferliçolak L., Altıntaş N. D., Gökmen D.

TÜBİTAK Projesi, 2024 - 2025

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Mayıs 2024
  • Bitiş Tarihi: Mayıs 2025

Proje Özeti

a)     Özgün değeri: Yoğun bakımlarda şok önemli bir mortalite sebebidir ve tedavisinde intravenöz (IV) sıvı tedavisi önemli bir yer tutumaktadır. Şok hastalarının IV sıvı tedavisinden fayda görüp görmeyeceğini belirleyebilmek sıvı yanıt verebilirlik parametreleri/testleri sayesinde mümkün olabilmektedir. Sıvı yanıt verebilirlik belirli bir sürede IV bolus sıvı tedavisini takiben kalp debisinde en az %15’lik bir artış olması olarak tanımlanabilir. Yoğun bakımda şok nedeniyle takipli hastaların yarısından fazlası sıvı yanıt verebilir değildirler. Özellikle ilk 6 saatlik uygun şok tedavisine rağmen istenilen yanıt alınamayan hastalarda sıvı yanıt verebilirlik testleri yapılmadan IV bolus sıvı tedavilerine devam edilmesi hipervolemi ve organ ödemi ile karakterize mortalite artış durumuna sebebiyet verebilir. Sıvı yanıt verebilirlik parametreleri ve testlerine PPV (nabız basıncı solunumsal varyasyonu), SVV (kalbin atım hacmi solunumsal varyasyonu), mini-sıvı yükleme testi, pasif bacak kaldırma testi örnek olarak verilebilir. Bu testlerin tümü günümüzde transpulmoner termodilüsyon (TPTD) cihazları ile minimal invaziv olarak elde edilebilmektedir. Ancak bu cihazın kurulumu için bir adet santal venöz katater ve bir adet arteryal termistör özelliğinde kataterin yerleştirilmesi gerekmektedir. Cihazın kalibrasyonu, kurulumu ve değerlendirilmesi bu konuda uzman personel gerektirir ve yoğun bakım iş yükünde belirgin artışa sebebiyet verir. Bunun yerine yatak başı ultrasonografi (USG) kullanımı ile non-invaziv olarak elde edilebilecek maksimal aortik kan akım hızının solunumsal variyabilitesi (ΔVaortmaks) sıvı yanıt verebilirlik parametresi olarak kullanılabilir. Bu yöntem literatürde tanımlanmıştır ancak yeterince araştırılmamıştır, günümüzde infantlarda ve köpeklerde olmak üzere sınırlı sayıda çalışmada araştırılmıştır. Erişkin yoğun bakım hastalarında sıvı yanıt verebilirlik parametresi olarak önemine dair bir çalışma yoktur. Bu parametrenin sıvı yanıt verebilirlik parametresi olarak öneminin ortaya koyması özellikle erişkin yoğun bakımlarda başka endikasyonlarla hali hazırda kullanımda olan ultrasonografi cihazlarını önemli bir ileri hemodinamik monitörizasyon aracı olarak kullanılmasının önünü açabilir. Bu amaçla bu prospektif gözlemsel çalışma planlanmıştır.

b)     Yöntemi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn’i Sina Hastanesi İç Hastalıkları A.B.D. Yoğun Bakım B.D. Yoğun bakım kliniğinde takip edilen 18 yaşından büyük gebeliği olmayan şok hastalarında ilk 6 saatlik uygun sıvı, vazopressör ve standart yoğun bakım uygulamalarına rağmen şok bulguları düzelmeyen ve laktat düzeyi gerilemeyen hastalarda standart bir uygulama olan TPTD sisteminin kurulması ve bu sistemden elde edilen sıvı yanıt verebilirlik parametreleri ile yatak başı USG ile elde edilen ΔVaortmaks’ın kıyaslanması planlanmıştır. 6-12 aylık bir çalışma süresi kapsamında toplam 60 TPTD ile ileri hemodinamik monitörizasyon yapılması ve bu cihazın kalibrasyon süreçlerinde yatak başı USG ile ΔVaortmaks ölçülmesi planlanmıştır. Projenin yürütülebilmesi için TPTD cihazına ve bununla ilişkili kataterlere aynı zamanda ekokardiyografi sistemi yüklü olan standart ultrasonografi cihazına ihtiyaç duyulmaktadır.

c)     Yönetimi: Yoğun bakımımızda şok tanısı ile takip edilen hastalar tespit edilerek çalışmaya uygunluk açısından takip edilecektirler. Çalışmaya uygun hastalara TPTD sistemi kurulacak ve eş zamanlı olarak yatak başı USG yapılarak sıvı yanıt verebilirlik ve diğer klinik ve hemodinamik veriler kayıt altına alınacaktır. Elde edilen bu veriler primer sonlanım noktası olan ΔVaortmaks’in erişkin yoğun bakım hastaları için iyi bir sıvı yanıt verebilirlik parametresi olup olmadığı, bu amaçla kullanılmak üzere sınır değerinin ne olduğu araştırılacaktır ve istatistiki veriler yardımı ile ortaya konulacaktır.

d)     Yaygın etkisi: Bu proje doğrultusunda çeşitli amaçlarla yoğun bakımda kullanımda olan USG/ekokardiyografi cihazlarının ek bir maliyet oluşturmaksızın erişkin yoğun bakım hastalarında gözlemenen şok durumunda sıvı yanıt verebilirliği ortaya koymak üzere ileri bir hemodinamik monitörizasyon aracı olarak kullanılmasının önü açılacaktır. Bu yaygın etki öğretilebilir olduğu için ilk olarak kendi kurumumuz içerisinde planlanan eğitimlerle mevcut USG cihazlarının ileri hemodinamik bir monitörizasyon aracı olarak nasıl kullanılabileceği anlatılacaktır. Bunun haricinde sözlü bildiri ve makale çıktıları ile bu amacın yaygınlaştırılması planlanmıştır. Ayrıca bu yöntem transpulmoner termodilüsyon gibi bazı minimal invaziv yöntemlere olan gereksinimi azaltacaktır.

 

Şok, yoğun Bakım, transpulmoner termodilüsyon, ekokardiyografi