TÜBİTAK Projesi, 2021 - 2022
İslam minyatür sanatında Osmanlı minyatür
sanatı önemli bir yere sahiptir. Selçukludan siyasi, sosyal ve kültürel pek çok
unsuru devralan Osmanlılar XIII. yüzyılın sonlarında -bazı araştırmacılara göre
XIV. yüzyılın hemen başında- devletin kuruluş aşamasından çıkarak güçlenmesiyle
birlikte geçmiş Türk topluluklarında ve devletlerinde olduğu gibi sanata
ilişkin farklı alanlarda faaliyetler icra etmiştir. Erken dönemde mimari
özellikle dini mimari süsleme konusunda çok örnek verilmiştir. Köklü bir
kültüre sahip olan Osmanlı döneminin ilerleyen zamanlarında, geçmiş ve çağdaş
İslam devletlerinde olduğu gibi minyatür sanatında da çok kıymetli sanatçılar
yetişmiş ve sanat eserleri icra edilmiştir.
Sanatın her dalı bireysel ve toplumsal olarak
pek çok duygu, durum, hissiyat, algı yansımasını sergilemektedir. Sanat
eserlerinden bireylerin ve toplumun nabzı takip edilmektedir. Bu anlamda bu işe
en uygun olan sanat dalı görsel sanatlardır. Çok çeşitli örnekleri olan bu
alanın İslam sanatındaki en iyi akislerinden birisi minyatür sanatıdır.
Çalışmamızda, yaklaşık üç yüz yıl sürdüğü iddia edilen Osmanlı minyatür
sanatında özellikle XVI. ve XVII. yüzyıllardaki birincil eserler ve onlar
üzerine yapılan çalışmalar incelenerek sosyal, dini ve kültürel hayata ilişkin
konuları hangi açıdan yansıtıldığı ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Dünya tarihleri genellikle yöneticilerin
etrafında şekillenmiştir. Bu durum Osmanlı için de geçerlidir. Ancak tarih
sadece yönetenlerin ya da elitlerin tarihi anlamına gelmemektedir. Halkların
tarihi de tarihin bir parçasıdır. Ancak yöneticiler ve saray hayatı hakkında
bildiklerimiz halkların yaşamları hakkında bildiklerimizle karşılaştırılamaz.
Bu tarihi ortaya koyabilmek için sadece yazınsal literatür yeterli olmayıp her
türlü vesika, görsel ve sanatsal malzeme de kaynak olarak kullanılmalıdır. Son
yıllarda fotoğraflarla tarih, romanla tarih, resim ve heykel ile tarih yazımı
örneklerinin sayıları artmıştır. Osmanlı tarihi için de bu alanda
kullanılabilecek kaynak gruplarının başında minyatürler gelmektedir. Oldukça
zengin malzeme olmasına rağmen bu açıdan sosyal tarih yazma denemeleri oldukça sınırlıdır.
Bu araştırmanın bu tür çalışmalara öncülük edeceği kanaatindeyiz.
Araştırmada sadece XVI. ve XVII. yüzyıllarda
Osmanlı el yazma eserdeki minyatürler sınırlandırılmış. Bunun dışında
Murakkalar ve tek yaprak resimler araştırma kapsamı dışında tutulmuştur. XVI.
yüzyılda Osmanlı Devleti siyasi kudret açısından tarihindeki en yüksek seviyeye
ulaşırken dil, edebiyat, Kültür ve sanat alanlarında da gelişmesini
sürdürmüştür. Bu yüzyılda, Osmanlı dünyanın cazibe merkezi olurken dünya siyasi
hayatında söz sahibi küresel bir aktör haline gelmiştir. Bu devirde halkın
kültür ve refah seviyesi alabildiğine yükselmiştir. Özelikle minyatür sanat
konusunda en parlak dönem ise XVl- XVII yüzyıllardır. Bu döneminde Osmanlı
Minyatürü kendine özgü kişiliğine
kavuşmuştur hatta minyatür sanatının altın çağı olmuştur fakat XVII. yüzyılın
ikinci yarısında minyatur üretimi ve genelde kitap sanatı duraklamıştı. Dönem
olarak XVI. ve XVII. yüzyılların seçilmesi bu devrin Osmanlı Devletinin
genişleme, yayılma ve en geniş sınırlarına ulaşma zamanı olması; ihtişam ve kudretinin
zirvesinde olduğu yükselme dönemi olmasındandır.
Üç asırlık osmanlı minyatür sanatı konusunda
yerli ve yabancı sanat tarihçileri tarafından yapılan araştırma ve yayınların
geçmesi henüz yüz yıl bulmamıştır. Yirminci yüzyılın başına ait yayınlarda
genellikle islam resim sanatı içerisinde
değerlendirilen Osmanlı minyatürlerinin bugün artık yepyeni kurguları ve
türleriyle bağımsız bir kimliğe sahip olduğu kabul edilmiştir. Bunda
,1940'lardan günümüze kadar az sayıda Türk bilim insanın yaptığı araştırma ve yayınların büyük katkısı
olmuştur. Günümüze değin yapılan araştırmalardan en önde gelen Nurhan Atasoy'un
“Şurname -i Hümâyûn Duğun Kitabı”, Filiz Çağman'ın "The Historical Development of the Ottoman Court Miniature,”
Metin And'ın “Turkish Miniature Painting,” “Minyatürlerle Osmanlı İslam
Mitologyası,” Banu Mahir’in “Osmanlı Minyatür Sanatı,” Günsel Renda'nın
“Osmanlı Minyatür Sanatı,” Richard
Ettinghausen'in “Turkish Minuatur from the 13th to the 18th Centuries,” Zeren
Tanındı'nın “Türk Minyatür Sanatı,” Rachel Milstein'in “Miniature Painting in
Ottoman Baghdad” vb. akademik çalışmalar
fakat bu çalışmalarda Osmanlı Minyatürlerinin üslüp gelişimi, türleri,
ikonografyası ve sanata yön veren önemli sanatçıların tanıtılması ortaya
koymaktadır. Bunun Dışında pek çok
makale ve Doktora araştırmalar mevcuttur. Mesela, Günsel Renda’nın, Üç
Zübdetü't-Tevârih Yazmasının İncelenmesi, yayınlanmamış doktora tezi, Filiz
Çağman’ın, Şehnâme-i Selim Han ve
Minyatürleri adı makale, Tahsin Öz’ün, Hünernâme ve Minyatürleri adı makale,
Meredith – Owens’in, Turkish Miniature in the Selimname, Zeren Akalay’ın,
Tarihi Konuda ilk Osmanlı Minyatürleri adı makale, Nurhan Atasoy’un,
Minyatürlerde Türk Donanması, Mühabat Kütüköğlu, Minyatürlerde Divan -ı Hümayun
ve Arz Odası adlı eserleri sayılabilir. Bu çalışmalarda Ya Minyatür sanatı
üslup özellikleri açısından incelen yada belirli konular üzerinde araştırma
yapılmıştır. Turkiyede yada Yurt dışında şimdiye kadar birincil kaynakları
üzerinde durularak Osmanlı toplumun sosyal, dini ve kültürel hayat ile ilgili
tek bir çalışma bulunmamıştır. Dolaysıyla çalışmamız hem sanat tarihinde
katkıların artacağı ve yeni bulgularla zenginleşeceği inancındayım.