Kıran F. (Yürütücü), Urdacı M.
Diğer Uluslararası Fon Programları, 2023 - 2024
COVID-19 salgını tüketicilerin bağışıklık sistemlerini güçlü tutmak amacıyla gıda takviyelerine yönelmesine neden olmuş ve değişen tüketici talebi nedeniyle pandemi sırasında probiyotik satışları %33 oranında artmıştır. Probiyotiklere yönelik küresel talebin artmasıyla birlikte üreticiler, etkili sonuçlara sahip olabilecek yeni suşlar ve bunların formülasyonlarını tasarlamaya odaklanmıştır. Küresel pazarda halihazırda farklı probiyotik suşları içeren çeşitli ticari ürünler olmasına rağmen, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından sıkı düzenlemelerle desteklenen, sağlık beyanları açısından güvenli, etkili ve yeni probiyotik suşlar için inovasyona halen ihtiyaç duyulmaktadır. Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi ve Ankara Üniversitesi arasında yürütülecek ikili işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilmesi planlanan ve tarafınıza önerilen projemizin genel amacı, bağırsak mikrobiyotası ve bağırsak homeostazı yoluyla etki gösteren ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiren “yeni immunobiyotikleri” keşfetmektir. Çalışma kapsamında çeşitli kaynaklardan izole edilerek tanımlanan ve bağırsak patojenlerine karşı antimikrobiyal özellikleri dikkate alınarak seçilen aday bakteriler kullanılacaktır. Simüle edilmiş mide ve bağırsak koşulları altında canlılıklarını devam ettirebilen ve EFSA kriterlerine (antibiyotik duyarlılık, virülans özellik ve hemolitik aktivite) göre güvenli olduğu belirlenen suşlar seçilecek ve immunomodülatör etkileri in vitro koşullar altında Caco-2 hücreleri kullanılarak, in vivo koşullar altında ise Swiss albino fareleri kullanılarak belirlenecektir. in vivo uygulamayı takiben suşun güvenilir kullanım uygunluğu ile bağırsak mikrobiyotasına ve bağışıklık sistemi ilişkili molekül sentezine olan etkileri değerlendirilecektir. Proje sonucunda bağırsak mikrobiyotasını modüle eden ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ideal immunobiyotik seçimi gerçekleştirilecektir. Elde edilmesi hedeflenen prototip ürünün deneysel çalışmalarının Fransa’da EFSA kriterlerine uygun akredite bir laboratuvarda gerçekleştirilecek olması patent ve ticarileşme sürecinin önünü açabilecek ve endüstriyel uygulamalar için önemli bir başlangıç aşaması olacaktır.