Keskin F. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2011 - 2012
Seçim
kampanyaları partilerin ya da adayların kendilerini kamuoyuna tanıtmak,
seçmenin genelde ilgisini politik sürece ve özelde de kendi yanlarına çekmek
için kullandıkları bir siyasal iletişim sürecidir. Siyasal iletişim, 1950’lerden itibaren bu
süreçle ilgilenmiş, “yeni politikalar”, “modern-postmodern seçimler” ya da “Amerikanvarileşme”
(Mancini ve Swanson, 1996; Negrine ve Papathanassopoulos, 1996) gibi başlıklar altında seçim kampanyalarına ilgi
duymuştur. Bu ilgi, medyanın bu süreçte daha etkin bir rol oynamaya başlaması
ve politik aktörlerin medyanın gerekliliği ve kullanımı konusunda görüş birliği
içerisinde olmaları ile daha da artmıştır. Yirminci yüzyılın ikinci yarısından
itibaren dünyada politikanın geçirdiği dönüşüm seçim kampanyalarına yönelik
eleştirileri beraberinde getirmiştir. Bu eleştiriler seçimlerin Amerikanvarileşmesinin bir sonucu olarak “izlence” boyutunun öne
çıktığı, politika yapmanın kendisinin
şölenleştirildiği, politik sözün medyada yer alabilecek biçimde sunulduğu ve böylece
herkes tarafından kabul görebilecek, ortak-duyuya seslenen, egemen-bloğun
değerleri ve kodlarıyla uyumlu, tektipleştirilmiş, sloganlaştırılmış yargılara
indirgendiği, uzmanların öncülüğünde standartlaştırılmış dilin kullanıldığı
üzerinde durmuştur. Doğal olarak bu eleştirilerin kökeninde son yıllarda
seçimlere katılım oranlarının giderek azalmasının, siyasal kampanya
etkinliklerinin ve parti politikalarının şekillendirilmesinde temel aktörlerden
birisi olarak medyanın öne çıkmasının, medya ile politika arasındaki
karşılıklılık ilişkisinin büyük rolü olmuştur. Medya yalnızca bilgilendiren
ya da arabuluculuk işlevini yerine getiren bir iletişim kanalı olma özelliğini
yitirmiş, diğer toplumsal güç merkezleriyle ilişkisi içersinde siyasal karar
alma ve bu kararları sunmanın temel yapı taşlarından biri haline gelmiştir
(Köker, Kejanlıoğlu, 2004).
Bu çalışma, siyasetin 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren
geçirdiği dönüşüm sonucunda medyanın siyasal kampanyalar ve kampanya
içeriklerinin oluşturulmasında oynadığı ağırlıklı rolden ve medya ile siyasal
süreçler arasındaki karşılıklılık ilişkisinden hareketle 2011
Milletvekili Genel Seçimlerine katılan ve birbirinden farklı ideolojik
konumlara sahip siyasal partilerin “demokrasi” tema ve söylemlerini ve medyaya
yansımalarını incelemek amacındadır. Başka bir deyişle bu çalışma, siyasi partilerin
ve parti ileri gelenlerinin seçim kampanyası sürecinde demokrasi kavrayışlarını
hangi anlamsal çerçeveler içinde ve hangi önceliklerle tanımlandıklarını ortaya
koymayı amaçlamaktadır.