Haksever A. C. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2021 - 2022
Disiplinlerarasılık; bir kavramın, konunun, problemin ya da tecrübenin incelenmesi için
birden fazla disiplinin yöntem ve bilgisini bilinçli bir biçimde işe koşan program anlayışı
şeklinde tanımlanmaktadır. Farklı disiplinlerin kendi epistemolojik ve yöntemsel sınırlarını
yeniden tanımlaması, farklı disiplinlere ait bilgi ve becerileri anlamlı bir biçimde bir araya
getirilip kullanması yönünde etkili bir strateji olarak görülmektedir. Farklı uzmanlık alanlarının
sınırlarının ortadan kaldırılarak yan yana getirilmesi değildir. Üniversitelerin farklı disiplinler
halinde teşekkülü, derinlemesine araştırmalara ve nitelikli bilgiye imkân tanımaktadır. Diğer
yandan aşırı uzmanlaşma, entelektüel köklerinden kopma, paradigmanın daralması, kendine bir
konfor alanı oluşturup burada hapsolma gibi tehlikeler de barındırmaktadır. Olgularla değerler
arasındaki uçurumun aşılması, varlığın temel sorunlarının kavranması açısından farklı
akademik pratiklerde disiplinler arası yaklaşımlar giderek önemini artırmaktadır. Tasavvuf, 10.
asırdan itibaren kaleme alınan bilim tasniflerinde genel itibariyle “Çatı İlim” kategorisinde
değerlendirilmektedir. Bu, Tasavvufun ilgilendiği konuların ve yönteminin disiplinler arası
özelliğinden kaynaklanmaktır. Benzer durum, Osmanlı’da ilk nüvelerinin 19. asırda ortaya
çıktığı modern üniversite sürecinde sosyal bilimlerin yöntemlerini kullanan bir bilim dalı olarak
ele alınması sürecinde de görülmektedir. Türk İslam düşüncesi öğretisinde tasavvuf, kültürel
kimliğimizin ve mirasımızın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Aynı zamanda dinin bir yorum
şekli olan bu bilim dalı, mecrasından sapan unsurların yanlış temsili nedeniyle bilgi kirliliğine
maruz kalabilmiştir. Nazariyatıyla İslam medeniyetine derin bir mahiyet kazandıran tasavvufun
disiplinler arası özelliğine uygun olarak yeniden yorumlanması, bilimsel bilginin hâkim
kılınması bu kültürel mirasın nesilden nesle doğru bir şekilde aktarılmasında zorunlu bir
adımdır. Benzer sorunları yaşayan her bilim dalı, bu anlamda üzerine düşen sorumluluğu yerine
getirmek durumundadır