Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerine Başvuran Hastalardan Merkez Mikobakteriyoloji Laboratuvarına Gönderilen Klinik Örneklerden Mikobakterilerin İdentifikasyonu ve İlaç Duyarlılıklarının Belirlenmesinde Hızlı ve Konvansiyonel Yöntemlerin Karşılaştırılması


Us E.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2016 - 2018

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Kasım 2016
  • Bitiş Tarihi: Kasım 2018

Proje Özeti

 

Tüberküloz enfeksiyonunun tanısında altın standart yöntem kültür olmakla birlikte, Mycobacterium tuberculosis (MTB) üremesinin rutin mikobakteriyoloji laboratuvarında Löwenstein-Jensen besiyeri gibi katı besiyerinde 6-8 haftada, MGIT (BD, Amerika) gibi otomatize sistemlerde en erken 2-3 haftada gerçekleşmesi, bu süre zarfında bazı hastalarda tedaviye başlamanın gecikmesine, bazılarında gereksiz tedavi başlanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle klinik örnekten tanı konmasını sağlayan polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) temelli moleküler yöntemlerin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Kültürde üreyen mikobakterilerin tür düzeyinde tanımlanmasında PZR temelli moleküler testler ve MALDI-ToF MS gibi kütle spektrometrisine dayalı analizler giderek artan sıklıkta kullanılmaktadır. Bu yöntemler MTB ile tüberküloz dışı mikobakterileri (TDM) kısa sürede birbirinden ayırmakta ancak bu testlerin birçoğu TDM’lerin hepsini tanımlayamamaktadır. Oysa TDM’ler, özellikle bağışıklığı baskılanmış konakta giderek artan sıklıkta enfeksiyon etkeni olarak karşımıza çıkmakta ve tedavi seçenekleri ve direnç profillerinin MTB’den farklı olması nedeniyle doğru identifikasyonları ve hatta duyarlılık testlerinin yapılması özel klinik önem arz etmektedir. İster MTB, ister TDM olsun; enfeksiyon etkeni mikobakterinin antimikrobiyal duyarlılık sonuçlarının klinisyene mümkün olan en kısa sürede bildirilmesi, hastanın etkin tedaviye zamanında erişmesi açısından önemlidir. Erken ve etkin tedavi hem hastanın hızla düzelmesini sağlayarak hasta sağlığının korunmasına, hem de çevreye bulaşı engelleyerek çevre sağlığının korunmasına hizmet edecektir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), tüberküloz şüpheli hastalardan alınan klinik örnekleri çalışan klinik mikrobiyoloji laboratuvarlarının birincil görevinin, mümkün olan en kısa sürede örnekte mikobakteri varlığını ve varsa mikobakteriye ait duyarlılık sonuçlarını klinisyene bildirmek olduğunu belirtmiştir.

 

25 Ekim 2015 tarih 29513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Tüberküloz Laboratuvarında Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Tebliğ” Madde 6c’de Düzey III Tüberküloz Laboratuvarı için, “Üreyen kültürlerde Mycobacterium tuberculosis (MTBC)-Tüberküloz dışı mikobakteri (TDM) ayrımı ve MTBC suşlarına birinci seçenek ilaç duyarlılık testi (İDT) yapar” denmektedir. Aynı tebliğin Madde 8c’sinde üremiş kültürden işlem yapan tüberküloz laboratuvarları “Yüksek Riskli” olarak tanımlanmış ve Madde 9(3)’de bu laboratuvarın sahip olması gereken biyogüvenlik şartları açıklanmıştır.

 

Bu projenin amacı, İbn-i Sina Hastanesi Merkez Mikrobiyoloji Laboratuvarına bağlı ve tebliğ gerekliliklerini karşılayan ileri düzey (düzey III) bir “Mikobakteriyoloji Tanı ve Araştırma Laboratuvarı” kurulması, hasta örneklerinin konvansiyonel yöntemlere ek olarak PZR temelli moleküler ve MALDI-ToF MS yöntemleriyle değerlendirilmesi, böylece elde edilecek hızlı mikobakteriyel identifikasyon ve antimikobakteriyel duyarlılık sonuçlarının kısa sürede kliniğe bildirilmesi yoluyla hasta yararına kullanılmasının sağlanması ve elde edilen sonuçları altın standart yöntem olan kültür sonuçlarıyla karşılaştırılmasıdır.