PORSELEN LAMİNATE VENEER RESTORASYONLARDA KULLANILABİLEN FARKLI TAM SERAMİK MATERYALLERİN OPTİK ÖZELLİKLERİ VE SİMAN BAĞLANMA DAYANIMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI


Gönüldaş F., Akat B., Yılık B.(Yürütücü)

TÜBİTAK Projesi, 1002 - Hızlı Destek Programı, 2023 - 2024

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Destek Programı: 1002 - Hızlı Destek Programı
  • Başlama Tarihi: Kasım 2023
  • Bitiş Tarihi: Kasım 2024

Proje Özeti

 

Günümüzde monolitik zirkonya restorasyonlar mükemmel biyolojik uyum ve mekanik özellikleri nedeniyle yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Geleneksel %3 mol itriya ile stabilize edilmiş̧ tetragonal zirkonya polikristalinin (3-YTZP) diğer tam seramik sistemlere göre daha opak olması, bu materyalin dezavantajlarından biridir. Ancak yüksek kırılma dayanıklılığı ve aşınmaya karşı dirençli olması nedeniyle günümüzde yaygın kullanılmaktadır. Zirkonya materyalinin opaklığı, estetiğin büyük önem taşıdığı anterior bölgede uygulanan porselen laminate veneer (PLV) restorasyonlarındaki uygulamalarını sınırlamaktadır (Choo vd., 2021). Doğal dişler ile uyumlu bir görünüm elde etmek için bir seramik materyal seçerken, translusensi ve opaklık gibi faktörlerin dikkate alınması gerekir (Kolakarnpraser vd., 2019).

 

Zirkonya, sıcaklık değişimleri tarafından belirlenen üç farklı kristal yapısına sahiptir: Oda sıcaklığından 1170°C'ye kadar kararlı olan monoklinik faz (m); 1170°C'den 2370°C'ye kadar kararlı olan tetragonal faz (t); ve 2370°C'ye kadar kararlı olan kübik fazdır (c). Zirkonya seramikleri, mikro yapılarına göre üç ana türe ayrılabilir: Bunlar tam stabilize zirkonya (TSZ), parsiyel stabilize zirkonya (PSZ) ve tetragonal zirkonya polikristalleri (TZP)dir. Tam stabilize zirkonya, yüksek stabilizatör konsantrasyonlarıyla (%8 mol Y2O3'den fazla) kübik bir yapıya sahiptir. PSZ, kübik bir matris içinde küçük tetragonal veya monoklinik partiküller içerir. TZP'ler, ikincil olarak kübik bir faz içerebilmelerine rağmen genellikle esas olarak tetragonal yapılar olarak kabul edilirler(Chevalier vd., 2009).

 

Tetragonal kristal yapı, yüksek opaklık ile karakterize edilen bir materyal elde edilmesine yol açan düzensiz bir üç boyutlu forma sahiptir (Baldissara vd., 2010). Optik anizotropi gösteren tetragonal tanelerin aksine, kübik taneler izotropik bir kırılma indeksine sahiptir. Bu özellik, Y-TZP seramiklerinde sıklıkla görülen tane sınırlarındaki belirgin saçılmayı azaltır. Tetragonal tanelerin önemli bir kısmının izotropik kübik tanelerle değiştirilmesi seramiğin translusensini artırır (Zhang vd., 2015)

 

Son yıllarda geleneksel zirkonya materyalinin estetik sınırlamalarının üstesinden gelmek için, yüksek ve ultra yüksek translusent zirkonyalar geliştirilmiştir. Zirkonyaların itriyum yüzdesi artırılarak materyal içerisindeki izotropik kübik faz oranı artırılmış ve daha translusent ve estetik sonuçlar elde eden %4 mol (4Y-PSZ) veya %5 mol (5Y-PSZ), (6Y-PSZ) parsiyel stabilize zirkonyalar üretilmiştir. En az %50 kübik faz içeren ve %5 mol itriya içeriğine sahip translusent zirkonya 5Y-PSZ olarak adlandırılmıştır (Zhang ve Lawn, 2018). En az %60 kübik faz içeriğine sahip ultra yüksek translusent zirkonya materyali 6Y-PSZ olarak adlandırılmıştır (Schlenz vd., 2021)

 

Zirkonya’nın ışık geçirgenliği, materyalin tane boyutu, kristal yapısı, yoğunluğu gibi çeşitli fakörlere bağlıdır. Son zamanlarda, zirkonyanın optik ve mekanik özelliklerinde farklılıklar yapılarak piyasaya sürülen yeni formülasyonları, minimum diş preparasyonu ile monolitik restorasyonların hazırlanması için önerilmiştir. Artan translusensi sayesinde, "yüksek translusent" zirkonya kategorisi, monolitik restorasyonlar bağlamında lityum disilikat için potansiyel bir alternatif materyal olarak ön plana çıkmıştır (Carabba vd., 2017).

 

 

 

Saf zirkonyaya eklenen kübik faz, zirkonyanın strese bağlı tetragonal→ monoklinik faz (t → m) dönüşüm doygunluğunun eksikliği nedeniyle materyalin dayanıklılığının azaldığı bildirilmiştir. Kübik faz içeriği arttıkça, zirkonyanın translusensisi ve düşük ısı bozunmasına karşı direnci artar (Mao vd., 2018). Yüksek translusent zirkonya, ışık geçirgenliği fazla olan feldspatik seramik materyaline alternatif olarak önerilmektedir. Yeni geliştirilen monolitik zirkonya materyalleri, düşük opaklık, arttırılmış translusens ve geniş bir renk yelpazesi sunarak, doğal görünümlü ve komşu dişlerle uyumlu bir gülümseme yaratma potansiyeline sahiptir (Baldissara vd., 2018).

 

Zirkonyadaki farklı itriya mol konsantrasyonu, farklı mekanik ve optik özelliklerle sonuçlanır. 3Y-TZP zirkonya, tüm zirkonya türleri arasında en yüksek kırılma dayanıklılığı, bükülme dayanımı ve opaklık değerlerine sahiptir. Opaklık, genel kullanımını posterior bölgede yapılan restorasyonlarla sınırlar. 5Y-PSZ ise gelişmiş translusensiye sahip olmasına ragmen mekanik özellikleri zayıflamıştır. 4Y-PSZ’nin translusensisi ve mekanik özellikleri, 3Y-TZP ile 5Y-PSZ arasındadır, bu da onu estetik bölge için çekici bir ara materyal haline getirir. Literatürde geçmişte yapılan çalışmalarda, monolitik zirkonyanın kalınlığı arttıkça translusensi parametresi (TP) değerlerinin azaldığı rapor edilmiştir (Alraheam vd., 2019).

Zirkonya, belirli koşullar nedeniyle tetragonalden monoklinik faza dönüşebilir. Düşük ısı bozunması olarak bilinen bu yaşlanma süreci, malzemenin mekanik özelliklerini etkileyebilir (Zhang vd., 2015). Bir uyaran ile, tetragonal fazdan monoklinik faza dönüşüm, rezidüel basınç stresini indükleyerek gelişmiş mekanik özellikler sağlar (Pereira vd., 2018). Düşük ısı bozunması, yüksek yüzey pürüzlülüğüne yol açar ve küçük yüzey çatlaklarının oluşumunu başlatarak potansiyel olarak Y-PSZ'nin yarı saydamlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olur (Lumkemann vd., 2021). Çiğneme kuvvetlerinin ve ağız ortamının nemli koşullarının birleşik etkilerine bağlı olarak monoklinik bir fazın kendiliğinden gelişmesini içeren düşük ısı bozunması, zirkonya ile ilişkili özel bir sorundur (Alraheam vd.,2020).

Nem, yüksek sıcaklık ve basınç kullanan buhar otoklavları, hidrotermal yaşlanmayı hızlandırmak ve düşük ısıda bozunmayı indüklemek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır (Wille vd.,2018). Bir sistematik inceleme, otoklav kaynaklı düşük ısıda bozunmanın hem birinci hem de ikinci nesil tetragonal zirkonya için monoklinik fazda artışa yol açtığını, üçüncü nesil kübik zirkonyanın kristal yapıları üzerinde ise hemen hemen hiç etkisi olmadığını göstermiştir. Ayrıca, daha uzun süreli yaşlandırma sürelerinin, Y-PSZ zirkonyada translusensi azalmasına ve opaklığın artmasına neden olabileceği ve bu durumun estetik görünümü olumsuz etkileyebileceği göz önüne alınmıştır (Hajhamid vd., 2022). Yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, 5Y-PSZ'nin otoklav ile yaşlanmaya karşı olağanüstü direnç gösterdiği tespit edilmiştir. 5Y-PSZ'nin temel bir özelliği olarak kabul edilen geliştirilmiş translusens ve optik özelliklerini istikrarlı bir şekilde koruma yeteneği, özellikle yüksek estetik standartlar gerektiren vakalar için uygulama alanını genişletmek için önemli bir avantaj sunmaktadır (de Araújo-Júnior vd., 2022).

PLV’lerin siman ile bağlantısı, restoratif materyalin uzun süreli klinik performansında etkilidir. Literatür incelendiğinde yapılan çalışmalar, cam seramikler için kullanılan geleneksel simantasyon tekniğinin (hidroflorik asitle pürüzlendirme + silanizasyon) polikristal seramikler için etkili olmadığını ortaya koymuştur (Thompson vd., 2010). Zirkonya-rezin arasındaki mekanik ve kimyasal bağlantıyı iyileştirmek için farklı mekanik, kimyasal ve kombine kimyasal-mekanik yüzey ön işlem yöntemleri bulunmaktadır (Papia vd., 2014). Bu tür bir yüzey ön işleminin ardından zrikonyadaki metal oksitlere dayanıklı kimyasal bağlar sağladığı kanıtlanmış olan 10 metakriloiloksidesil dihidrojen fosfat (MDP) monomer veya fosfat ester monomer bazlı primerler ve rezin simanların kombinasyonu, üstün ve uzun süreli dayanıklı zirkonya-rezin bağları ile sonuçlanmıştır (Yang vd., 2018). Geleneksel zirkonyaya başarıyla uygulanan rezin bonding protokollerinin, yüksek translusent zirkonya için de en başarılı yöntem olduğu görülmüştür (Alammar ve Blatz, 2022). Yüksek translusent zirkonya materyalinin özellikleri sayesinde transformasyon sertleşmesine uğramayacağından, etkili yüzey pürüzlendirmenin daha az enerji gerektirebileceği bildirilmiştir (Zhao vd., 2020).  Bu in-vitro çalışmada feldspatik seramik, lityum disilikat ve farklı zirkonya materyallerin siman bağlantı dayanımlarının yaşlandırma öncesi ve sonrasında ölçülmesi planlanmaktadır.

Çevresel streslerin yarı kararlı tetragonal zirkonyayı monoklinik zirkonyaya dönüştürmesine yaşlanma denir. Yaşlanmanın etkileri, malzemedeki tetragonalden monokliniğe faz dönüşümlerinin miktarı analiz edilerek ölçülebilir.  X-ışını kırınım analizi (XRD), malzemeyi bir X-ışını demeti ile yayarak ve bir difraktometre kullanarak kristal yapıdaki atomların neden olduğu saçılmayı ölçerek malzemedeki bir fazın oranlarını ölçer. Yüksek translusent zirkonyaların yaşlanmaya karşı direnci henüz tam olarak belirlenmemiştir. Bu çalışma, yapay yaşlandırmanın, faz dönüşümü, translusensi ve siman bağlanma dayanımı üzerindeki etkilerini araştırarak, yaşlandırmanın farklı yüksek translusent zirkonya materyalleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı amaçlamaktadır.

 

Araştırma sorusu ve hipotez

Bu çalışmanın temel araştırma sorusu şudur: Farklı zirkonya materyalleri PLV restorasyonlarında optik özellikler, siman bağlanma dayanımı ve yaşlanmaya karşı direnç açısından nasıl bir performans göstermektedir?

Çalışmanın sıfır hipotezi: Farklı tam seramik materyallerin yaşlandırılması işlemi, bu materyallerin translusensi özellikleri üzerinde anlamlı bir etkiye sahip değildir.

 

Projenin farklılığı ve yeniliği, yüksek translusent zirkonya materyallerinin özellikle 6Y-PSZ zirkonyanın uzun vadeli klinik performansı, siman bağlanma dayanımı ve yaşlanmaya karşı direnci gibi az çalışılmış yönlerine odaklanmasında yatmaktadır. Önceki çalışmalar geleneksel zirkonya materyalinin mekanik özelliklerini ve optik özelliklerini araştırmış olsa da yüksek translusent zirkonya materyalleri için hala araştırma eksikliği bulunmaktadır. Bu proje, feldspatik seramik ve farklı zirkonya materyallerini karşılaştırarak ve yapay yaşlandırmanın faz dönüşümü, mikroyapı ve translusensi üzerindeki etkilerini araştırarak literatürdeki bu boşlukları ele alacaktır. Bu çalışmada kullanılan yapay yaşlandırma protokolü, restorasyonların klinik ortamda maruz kaldığı koşulları simüle ederek zaman içindeki performansları hakkında değerli bilgiler sağlayacaktır. Araştırma, farklı zirkonya materyallerinin uzun vadeli klinik koşullar altında nasıl performans gösterdiğine dair mevcut anlayıştaki eksikliğin üstesinden gelecektir.

 

 

Y-TZP restoratif materyali, düşük maliyeti, yüksek stres direnci, kabul edilebilir estetiği ve minimal kalınlık gereksinimi nedeniyle günümüzde tercih edilmektedir. Bu in-vitro çalışma, PLV restorasyonlarında uygulanabilecek kalınlıklarda, farklı zirkonya materyallerinin performansının kapsamlı bir değerlendirmesini sağlayarak dental materyaller alanındaki mevcut bilgi birikimine katkıda bulunacaktır. Bu çalışmanın bulguları, optik, mekanik özellikler ve uzun vadeli klinik performans arasındaki dengeyi göz önünde bulundurarak PLV restorasyonları için en uygun materyal seçimi konusunda diş hekimlerini bilgilendirecektir. Ayrıca bu çalışma, yaşlanmanın zirkonya materyalleri üzerindeki etkilerine ilişkin değerli bilgiler sağlayacaktır. Nihayetinde bu araştırma, klinisyenlerin PLV uygulamaları için en uygun restoratif materyaller hakkında her bir vakanın kendine özgü gereksinimlerine göre bilinçli kararlar vermelerini sağlayarak protetik tedavinin iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır.