İNAK E. (Yürütücü)
TÜBİTAK Projesi, 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2025 - 2028
Kahverengi Kokarca, Halyomorpha halys (Stål, 1855) (Hemiptera: Pentatomidae), uzak doğu kökenli istilacı bir tür olup, ülkemizde ilk defa 2017 yılında tespit edilmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesinden girişini takiben tüm Karadeniz Bölgesine dağılım göstermiş olup, Doğu Marmara illerinde de varlığı rapor edilmiştir. Kahverengi kokarca ülkemizin dünya üretiminde başı çektiği fındık olmak üzere domates, biber, mısır, turunçgil, elma, kivi, şeftali, armut gibi birçok tarımsal üründe ekonomik zararlar meydana getirebilmektedir. Özellikle fındıkta, toplam üretiminin %50-75’i bu zararlı nedeniyle tehdit altında görülmektedir. Kahverengi kokarca gibi istilacı böceklerin çok hızlı artış gösteren yüksek popülasyon yoğunluklarının önüne geçmek için en etkin mücadele kısa vadede insektisit uygulamalarıdır. Ülkemizde de belirli sayıda insektisit Tarım ve Orman Bakanlığının geçici tavsiyesi ile kullanılmaya başlanmıştır. Kimyasal mücadelede başarısızlık riskini düşürmek için en önemli önkoşullardan bir tanesi insektisitlerin etkinliklerinin farklı lokasyonlardaki popülasyonlarda düzenli olarak test edilmesidir. Böylelikle popülasyonların insektisitlere karşı hassasiyetlerinde olası değişimler anlık olarak ortaya çıkarılabilmektedir. Ayrıca, yakın tarihte ruhsatlanmış yeni etki mekanizmalı insektisitlerin kahverengi kokarca üzerindeki etkilerini belirlemek, zararlı mücadelesinde kullanılabilecek alternatiflerin artmasında ve hazırda tutulmasında rol oynamaktadır. Bu çalışma ile hem tavsiyesi olan insektisitler hem de yeni nesil insektisitlerin farklı kahverengi kokarca popülasyonları üzerindeki etkileri belirlenecektir. Dahası, geçici tavsiyesi olan insektisitlere karşı dirence yol açtığı bilinen hedef yeri mutasyonları taranacak ve böylelikle olası bir insektisit direnç riski olasılığı değerlendirilecektir.
Tarımsal zararının yanı sıra, bu zararlı kışı kentsel alanlardaki yapılarda geçirmesinden dolayı insanlarda psikolojik ve sosyolojik problemlere de neden olmaktadır. Bu nedenle halk sağlığı insektisitleri ev ve diğer binalarda bu zararlıya karşı sıklıkla kullanılabilmektedir. Ancak, yaşam alanlarında yapı malzemelerinin ve halk sağlığı insektisitlerindeki formülasyonların çeşitliliği nedeniyle insektisitlerin kalıcı etkileri çok farklı olabilmekte ve bu nedenle insektisit uygulamaları sıklıkla tekrarlanabilmektedir. İnsektisitlerin bu tür yaşam alanlarında en doğru, etkili ve az sıklıkla kullanılması amacıyla önerilen projede kahverengi kokarcaların kışlama yüzeylerinden olan beton, ahşap ve fayans gibi yüzeylerde farklı formülasyona sahip lambda-cyhalothrin aktif maddesinin kalıcı etkileri araştırılacaktır. Böylece yüzey tiplerine göre formülasyonların kalıcılık süreleri tespit edilerek kışlamaya gelen ve yaşam alanlarında istenmeyen bu böceğe karşı daha doğru bir kontrol gerçekleştirilebilecektir.
Kimyasal mücadelenin yanı sıra orta ve uzun vadeli sürdürülebilir mücadele için biyolojik mücadele teşvik edilmektedir. Bu anlamda, Karadeniz Bölgesinde kahverengi kokarcanın parazitoidleri tespit edilecek ve en önemli doğal düşmanı olan samuray arısı, Trissolcus japonicus (Ashmead) (Hymenoptera: Scelionidae),Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenli olarak salınmaktadır. Ancak, bu zararlıya karşı tavsiyesi olan insektisitlerin samuray arısına olan etkileri ile ilgili bilgi çok kısıtlıdır. Bu nedenle, geçici tavsiyesi bulunan insektisitlerin salımı yapılan samuray arılarını öldürüp öldürmeği ve böylece sürdürülebilir bir entegre mücadelenin önüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu çalışmada, proje kapsamında test edilecek ve geçici tavsiyesi olan insektisitlerin samuray arısının ergin ve yumurtasına karşı olan etkileri araştırılacaktır. Böylece kimyasal mücadele ile biyolojik mücadeleyi entegre bir şekilde kullanmak için stratejiler geliştirilebilecektir. Ayrıca, Batı Karadeniz bölgesinden toplanan kahverengi kokarca üzerinden izole edilecek lokal entomopatojen fungus türleri tespit edilerek, bu zararlı ile mücadelede kullanım olanakları araştırılacaktır. Bununla beraber, batı Karadeniz Bölgesinde kahverengi kokarca böceğinin yaygın olduğu illerden toprak örnekleri alınarak izole edilen entomopatojen nematodların (EPN) ve bu EPN’lere ait simbiyotik bakterilerin söz konusu zararlı üzerindeki beslenme engelleyici etkisi (antifeedant), ve letal etkileri belirlenecektir.
Son olarak, ülkemiz kahverengi kokarca popülasyonlarının kaynak orijini, dağılım yolları, popülasyon içi ve popülasyonlar arası genetik varyasyonu ile ülkemiz popülasyonlarındaki göç yolları ddRADseq genotipleme yöntemiyle ortaya çıkarılacak ve sonuçlar dünyada popülasyonları ile karşılaştırılacaktır. Zararlının lokasyonlar arası göç potansiyellerinin ortaya çıkarılması ile birlikte bir erken uyarı stratejisi oluşturup, dünya popülasyonları ile ülkemiz popülasyonlarının karşılaştırılması sonucunda bu zararlının orijini, ülkemize Gürcistan dışında başka ülkelerden giriş olup olmadığı gibi sorular yanıtlanabilecektir. Böylelikle zararlı kontrolünde önemli bir rolü olan popülasyon genetiği verileri ortaya çıkarılabilecektir. Tüm bu birbirini tamamlayan çalışmaların ardından, istilacı bir zararlı olan kahverengi kokarcanın mücadelesinde kanıt-temelli sürdürülebilir entegre stratejiler geliştirmek mümkün olacaktır.