Korku Duygusunun Beyinde Zaman Algısı Süreçlerine Etkisi


Çiçek M. (Yürütücü)

TÜBİTAK Projesi, 2015 - 2016

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Temmuz 2015
  • Bitiş Tarihi: Temmuz 2016

Proje Özeti

Zaman, insan davranışlarının birçoğunu belirleyen önemli bir kavramdır. İnsanlar rengi, sesi, kokuyu algıladıkları gibi zamanın geçişini de algılayabilmektedir.  Ancak renk, ses, koku vb. duyuların aksine zaman algısından sorumlu belirli bir reseptör henüz tanımlanmamıştır. Bu nedenle zamanın nasıl algılandığı ve insan beynindeki hangi bölgelerin bu algıda görev aldığı sorusu ncelliğini korumaktadır.

                Korku, bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen rahatsız edici ve olumsuz bir histir. Belirli bir tehdit sonucunda, uyarıcı bir tepki olarak ortaya çıkan yaşamsal bir mekanizmadır. Korku zaman algısını en yoğun olarak etkileyen duygulardan bir tanesidir. Yapılan birçok çalışmada insanların korktuklarında, belirli bir zaman sürecini olduğundan daha uzun algıladıkları ortaya konmuştur. Geçtiğimiz yıllarda zaman algısı ve korku üzerine birçok davranışsal deney yapılmıştır fakat bu iki bilişsel süreci birlikte inceleyen bir görüntüleme çalışması bulunmamaktadır. Bu yüzden bu iki sürecin beyinde nasıl çalıştığına dair pek çok düşünce ortaya atılmış fakat bu konu henüz tam bir netlik kazanamamıştır.

                Sunulan çalışmanın amacı zaman algısı ile korku duygusu arasındaki ilişkiden sorumlu beyin bölgelerini araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda geliştirilen paradigma kapsamında katılımcılara korkmuş yüz ifadeleri gösterilecek ve bu yüzlerin gösterilme süreçleri hakkında karar vermeleri istenecektir. Katılımların görevleri gerçekleştirdiği sırada işlevsel manyetik rezonans görüntüleme (iMRG) uygulaması yapılacaktır. Yapılan deneyler sonucunda; 1) Sağlıklı gönüllü bireylerde zaman algısı gerektiren ve korku duygusu oluşturan görevlerin uygulanması sırasında işlevsel manyetik rezonans görüntüleme (iMRG) yardımıyla beyindeki aktivasyonlar tespit edilecektir. 2) İMRG’ den elde edilen verilerle zaman ve korku süreçlerinin ilişkisini sağlayan beyin bölgeleri incelenebilecektir. Ayrıca korku ve zaman algısı ile ilgili spesifik alanlar gözlenebilecektir. 3) Standart İMRG analizi ile ortaya çıkan aktif bölgelerden yola çıkarak bu bölgeler arasında ve bu bölgeler ile diğer beyin bölgeleri arasındaki bağlantısallık incelenecektir. 4) Deneklerin görevlerde verdikleri cevapların doğruluğu ve tepki süresi hesaplanacaktır. Son olarak bu performans parametreleri ile beyin aktivasyonları arasında korelasyonlar değerlendirilecektir.

Elde edilen verilerle şu hipotezlerin test edilmesi mümkün olacaktır:

1)     Sağlıklı gönüllü bireyler korku ifadesi içeren insan yüzleri gösterildiğinde zamanlama görevi yaparken diğer bölgelerin yanında amigdala aktivasyonu da göstereceklerdir.

2)     Korku duygusu ve zaman algısı süreçlerinin birlikte yürütülmesi, amigdala ile frontal parietal kortikal bölgeler ve/veya subkortikal bölgeler (basal ganglion ve serebellum gibi) arasında bağlantısallıkla ilişkili bulunacaktır.

3)     Korku içeren yüzler gösterildiğinde zaman algısı görevinde başarı düşecektir.

4)     Performans parametreleri ile amigdala aktivitesi ve/veya bağlantısallığı arasında anlamlı bir ilişki gösterilecektir.

Yapacağımız çalışmanın birinci özgün yanı işlevsel manyetik rezonans görüntüleme yöntemiyle zaman algısı ve korku durumu ile ilgili görevlerde özgün aktivasyon gösteren beyin bölgeleri ve bu bölgelerin beynin diğer kısımları ile bağlantısallığının tespit edilecek olmasıdır. Projenin ikinci önemli özgün yanı beyinde zaman algısı ve korku duygusuyla ilgili işlemlerin nöral mekanizmalarını inceleyerek, hem korku hem de zaman algısıyla ilişkili olduğu bilinen depresyon ve anksiyete gibi hastalıkların nöral mekanizmalarının ortaya konulmasına katkı sağlayacak olmasıdır. Projenin belki de en önemli özgün yanı ilgili hastalıkların teşhis ve tedavi süreçlerinde sağlıklı bireylerden geliştirilen bu modelin fayda sağlama potansiyelidir. Dolayısıyla, toplumda bu hastalıkların görülme sıklığı, üzerinde yapılan araştırma/yayınların fazlalığı düşünülürse, sunulan proje sonucunda impaktı yüksek yayınların yapılması ve bunların sitasyonunun yüksek olması beklenecektir.